448 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muâviye ve Vekî, o ikisine A'meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Adem oğlunun her güzel ameli(nin sevabı), on katından yedi yüz katına kadar, Allah'ın dilediğince katlanır. Allah (cc) şöyle buyurur: 'Oruç bundan istisnadır. Çünkü oruç benim rızam için yapılır ve onun karşılığını da (hakkıyla ancak) ben veririm. Kulum şehvetini ve yemesini benim için bırakmıştır.' İftarını yaptığında bir sevinç ve Rabbine kavuştuğunda bir sevinç olmak üzere, oruçlu için iki sevinç (vakti) vardır. Vallahi oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur."
Açıklama: ''كُلُّ عَمَلِ ابْنِ آدَمَ يُضَاعَفُ الْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا إِلَى سَبْعِمِائَةِ ضِعْفٍ إِلَى مَا شَاءَ اللَّهُ'' ifadesi tercüme edilirken, güzel bir Türkçe adına Arapça dil kaidelerinde nisbeten esnek davranılmıştır Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: كُلُّ عَمَلِ ابْنِ آدَمَ لَهُ إِلاَّ الصِّيَامَ هُوَ لِى وَأَنَا أَجْزِى بِهِ
Bize Hişâm b. Ammâr, ona Yahya b. Hamza, ona Sevr b. Yezid, ona Hâlid b. Ma'dân, ona da Rabîa b. Ğâz şöyle rivayet etmiştir: "Âişe'ye Rasulullah'ın (sav) orucu hakkında sordum. O da 'Şaban ayının hepsini oruçlu geçirir, öyle ki şaban ile ramazanı birleştirirdi' demiştir."
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî, ona Ebu Hilâl, ona Abdullah b. Sevâde, ona da Abduleşhel oğullarından biri olan Enes b. Mâlik, - râvilerden Ali b. Muhammed, Abdullah b. Kâ'b oğullarından olan demiştir - şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) süvarileri bize baskın yapmıştı. Ben bunun üzerine Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldim. O ise yemek yiyordu. Bana 'Buyur gel, yemek ye' dedi. Ben de 'Oruçluyum' dedim. O 'Otur, sana oruçtan (râvilerden biri 'oruçlardan' diye nakletmiştir) bahsedeyim: Allah (ac), yolcudan namazın yarısını; yine yolcudan, hamile ve emzikli kadından da orucun sorumluluğunu kaldırmıştır' buyurdu. Vallahi Nebî (sav) o ikisini (hamile ve emzikli kadını) veya ikisinden birini söyledi. Hay aklıma yanayım! Rasulullah'ın (sav) yemeğinden yemedim diye o kadar pişmanım ki!"
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Ali b. Münzir, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Amr b. Dînâr ve Yahya b. Said, onlara da Ebu Seleme, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Üzerimde ramazan ayından kalma oruç borcum olurdu da şaban ayı gelene dek onları kaza edemezdim."
Açıklama: Başka rivayetlerde bu durumunun Hz. Âişe'nin Hz. Peygamber'le meşgul olmasından kaynaklandığı bildirilmektedir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ebu Hâlid Ahmer, ona Amr b. Kays, ona da Ebu İshak, Sıla b. Züfer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Şek gününde (ramazan hilalinin görülmeyip, ertesi günün şaban ayının son günü mü yoksa ramazan ayının ilk günü mü olduğunun tespit edilemediği gün), Ammâr (b. Yâsir)'in yanındaydık. Derken (ikram için) bir koyun getirildi. Topluluktan biri (yemeyip) kenara çekildi. Bunun üzerine Ammâr 'Bugün oruç tutan kimse, Ebu Kâsım'a (sav) isyan etmiş sayılır' dedi."
Bize Hişâm b. Ammâr ed-Dımaşkî, ona Rebî b. Bedr, ona el-Cüreyrî, ona da Hasan, Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) kendisi için endişe eden hamile kadına ve çocuğu için korkan emzikli kadına oruç tutmaması konusunda ruhsat tanımıştır."
Bize Ali b. Muhammed, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeyde, ona İbrahim, ona da Esved, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî'nin (sav) yanında hayız görürdük, da o bize ramazan orucunu kaza etmeyi emrederdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelip 'Helak oldum!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Seni helak eden de nedir' buyurdu. O, 'Ramazan (ayında) hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Bir köle azat etmelisin' buyurdu. O 'Bulamam ki' deyince, Rasulullah (sav) 'Peş peşe iki ay oruç tutmalısın' buyurdu. Adam 'Ona da tâkat getiremem' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'O zaman altmış fakiri doyurmalısın' buyurdu. Adam 'Onu da yapamam' deyince, Nebî (sav) 'Otur' buyurdu. Adam da oturdu. O otururken 'arak denilen (hurma dolu) bir sepet getirildi. Rasulullah (sav) adama 'Git, bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Yâ Rasulallah! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, Medine'nin iki taşlığı arasında bizden daha muhtaç bir ev halkı yoktur' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Al götür bunu ve ailene yedir' buyurdu." [Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Abdülcebbâr b. Ömer, ona Yahya b. Said, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) '(Bozduğun) orucun yerine bir gün oruç tut' buyurduğunu rivayet etmiştir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî, ona Süfyân, ona Habîb b. Ebu Sâbit, ona İbn Mutavvis, ona babası Mutavvis, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dinen geçerli bir ruhsatı olmaksızın bir gün ramazan orucu tutmayan kimse için, tüm seneyi oruçlu geçirme de bu yeterli olmaz."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve, ona da Fâtıma bt. Münzir, Esmâ bt. Ebu Bekir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) zamanında, bulutlu bir günde (güneşin battığını düşünerek) oruçlarımızı açtık. Bir süre sonra güneş ortaya çıkıverdi. (Râvi Ebu Üsâme), Hişâm'a, 'O orucu kaza etmeleri emredildi mi peki?' diye sorunca, 'Kaza etmeleri gerekir zaten' cevabını verdi."