Giriş

Bize Ali b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona da Urve şöyle rivâyet etti: "(Babam) Zübeyr, Harre mev­kiinde hurmalıkları suladıkları su yolundan dolayı Ensâr'dan bir adamla tartıştı. Hz. Peygamber (sav), "— Yâ Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu tutmayıp komşuna doğru salıver!" buyurdu. Bunun üzerine Ensârî zât, "- Ey Allah'ın Rasûlü, Zübeyr halanın oğlu olduğu için mi böyle konuşuyorsun?" diye sitem etti. Bu sözden dolayı Hz. Peygamber'in yüzü değişti, sonra, "— Yâ Zübeyr, tarlanı sula, sonra hurma ağaçlarının köklerine işleyinceye kadar suyu tut!. Ondan sonra suyu komşuna doğ­ru salıver!" buyurdu. Hz. Peygamber (sav), Ensârî zat kendisini öfkelendirdiğinde Zübeyr'in hakkını tastamam alması için apaçık bir hü­küm verdi. Halbuki birinci emirde onlara içinde genişlik bulunan bir hüküm vermişti. ez-Zübeyr, Ben şu âyetin bu hâdise hak­kında indiğini zannediyorum, dedi: "Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve teslim olup boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar."(en-Nisâ, 4/65).


Açıklama: Hz. Peygamber ile Urve b. Zübeyr arasında irsal bulunmaktadır.

    Öneri Formu
31702 B004585 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 12

Bize Muhammed, ona Mahled, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr şöyle tahdîs etmiştir: "Ensâr'dan bir adam Harre mevkiindeki hurmalıkları sulamakta olduğu su ka­nalları hakkında Zübeyr ile muhakeme oldu. Rasûlullah (sav), "— Yâ Zübeyr, sula! -Ona aralarında ma'rûf olan su payı miktarını kullanmasını emretti- Sonra da suyu komşuna doğ­ru salıver" buyurdu. Bunun üzerine Ensârî, "— Zübeyr, senin halanın oğlu olduğu için böyle diyorsun değil mi?" dedi. Hemen Rasûlullah'ın (sav) yüzünün rengi değişti. Sonra da, "— Yâ Zübeyr, hurmalığını sula, sonra su hurma ağaçlarının kökleri etrafındaki yumru çıkıntılara erişinceye kadar suyu tut!" buyurdu. Neticede Zübeyr kendi hakkını bol bol kullandı. Sonra Zübeyr, "Vallahi şu âyet-i kerîme bu mesele hakkında indirilmiştir" dedi: "Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (en-Nisâ, 4/65). İbn Cureyc dedi ki: İbnu Şihâb bana şöyle dedi: Ensâr ve diğer insanlar Hz. Peygamber'in (sav) Zübeyr'e söylediği, "Sula, sonra su hurma kök­lerindeki yumru kabarcıklarına ulaşıncaya kadar suyu salmayıp tut!" sözünün anlattığı yüksekliği ölçtüler ve bu seviye ayak topuklarına kadar oldu.


    Öneri Formu
17046 B002362 Buhari, Musakât, 8

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da babası Zübeyr şöyle anlattı: "Kendisi, Bedir'de hazır bu­lunan Ensâr'dan bir adamla Harre mevkiinde hurmalıklarını suladıkları su yolları ve su nöbeti hakkında Rasûlullah'ın (sav) huzurunda muhakeme olmuş. Rasûlullah (sav) Zübeyr'e, "— Yâ Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu tutma, komşuna doğru salıver" buyurdu. Ensârî zât bundan öfkelendi ve: "- Ey Allah'ın Rasûlü, Zübeyr senin halanın oğlu olduğu için böyle konuşuyorsun değil mi?" dedi.Hemen Rasûlullah'ın (sav) yüzünün rengi değişti. Sonra Zübeyr'e, "— Yâ Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu tut, hurma ağaçla­rının köklerine erişmedikçe bırakma!" buyurdu. Rasûlullah (sav) o vakit Zübeyr'e kendi hakkını bol bol kullanmasını söyledi. Halbuki bundan önce Zübeyr'e, hem kendisine, hem de En­sârî lehine müsamahalı bir sulama yapmasını işaret etmiş idi. Ensârî Rasûlullah'a (sav) öfkelenince, Hz. Peygamber de Zübeyr'e apaçık hüküm içinde hakkını bol bol kullanmasını bildirmiştir. Urve dedi ki: Zübeyr, "Vallahi ben şu âyetin bu hâdise hakkında indiğini zannediyo­rum, dedi: "Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçşe ve boyun eğip teslim olmadeıkça iman etmiş olmazlar."(en-Nisâ: 4/65)


    Öneri Formu
25453 B002708 Buhari, Sulh, 12


    Öneri Formu
9354 B001218 Buhari, el-Amelu fi's-Salat, 16


    Öneri Formu
18682 İM001974 İbn Mâce, Nikah, 48


    Öneri Formu
22644 D003511 Ebu Davud, Büyu' (icare), 72


    Öneri Formu
282749 M003181-2 Müslim, Hac, 348

Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Salim (b. Ebu Ca'd), ona Ümmü Derda, ona da Ebu Derdâ, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etti: "Size oruçtan, namazdan ve sadakadan daha faziletli bir ameli haber vereyim mi?" diye sordu. (Onlar da) Evet dediler. (Bunun üzerine) Rasulullah şöyle buyurdu: "İki kişinin arasını düzeltmektir. İki kişinin arasını açmak (ise usturanın kılı kazıdığı gibi dini kökünden söken) bir kazıyıcıdır".


Açıklama: Bazı âlimler, müslümanların aralarını düzeltmenin sadece nafile ibadetlerden üstün olabileceğini, farz ibadetlerden üstün olamayacağını söylemişlerse de bazıları hadisi mutlak manaya hamlederek; müslümanlann arasını düzeltmenin farz na­mazlardan da farz olan oruçlardan ve sadakalardan da daha faziletli oldu­ğunu söylemeye hiçbir şer'i nassın mâni bulunmadığını söylemişlerdir.

    Öneri Formu
33979 D004919 Ebu Davud, Edeb, 50


    Öneri Formu
23502 N000794 Nesai, İmâmet, 15


    Öneri Formu
270952 İM002002-2 İbn Mâce, Nikah, 58