91 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) döneminde, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutulmuştu. İnsanlar; Güneş ancak, Hz. Peygamber'in (sav) oğlu İbrahim'in ölümü için tutuldu dediler. Hz. Peygamber kalktı, insanlara dört secde ile altı rükûlu bir namaz kıldırdı. Önce tekbir aldı, sonra kıraate başladı. Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûu da kıyamı kadar uzattı. Sonra rükûdan başını kaldırdı, ilk kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra yine bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı ve ikinci kıyamdaki kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye gitti ve iki secde yaptı. Sonra yine kıyama kalktı ve secdeye gitmeden önce yine üç rukû yaptı, ki bunların her biri sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben kıyamı kadar idi. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da geriledi. Böylece kadınlar safına kadar varmıştık. Sonra ilerledi, cemaat da O'nunla birlikte ilerledi. Nihayet Hz. Peygamber, önceki yerinde durdu. Namazdan ayrıldığı zaman güneş de eski haline dönmüştü. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Güneş ve ay, ancak Aziz ve Celil olan Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar, insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar. Siz böyle bir şey gördüğünüzde, tutulma bitinceye kadar namaz kılınız." [(Ravi Ahmed b. Hanbel) bundan sonra hadisin kalanını zikretmiştir.]
Açıklama: Bu rivayette ay ve güneş tutulması esnasında Hz. Peygamber’in, iki rekâtlı bir namaz kıldığı belirtilmektedir. Bu namaz, fukahanın cumhuruna göre sünnettir. Bu namazın kılınış şekli, diğer namazlardan farklıdır. Öncelikle kıyamı, rükûu ve secdeleri çok uzundur. Sonra bazı hadislerde Hz. Peygamber’in her rekâtta iki rükû yaptığı ifade edilmekte, bazılarında ise üç rükû yaptığı söylenmektedir. Rukûlar rukû arasında da uzun bir kırâat yapılır. İmâm Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel, iki rukû ile kılınması gerektiğine kanidirler. Hanefîler’e göre ise diğer namazlar gibi tek rukû ile kılınır. Hanefîler bu konuda Ebû Davud ve Nesâî'de zikredilen Semüre b. Cündüb ve Numan b. Beşir'den gelen rivayetlere dayanırlar. Hz. Peygamber'in bu namazları birden çok defa kıldığı düşünülürse, her seferinde farklı şekilde kıldığı, dolayısıyla bu konudaki farklı rivayetlerin bir ihtilaftan değil, farklı uygulamaların naklinden ibaret olduğu ve böylece bunlardan herhangi birini kılmanın câiz olduğu düşünülebilir. Rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber, sanki tutulmanın sona ermesi ile namazı tamamlamayı birbirine denk getirmeye çalışmaktadır. Bu uygulamada, güneş veya ay tutulması süresince her türlü musibetlerden Allah'a sığınmak, bu süreyi ibadet halinde geçirmek düşüncesi yatmaktadır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in vefat ettiği gün güneş tutuldu. İnsanlar “güneş İbrahim'in vefatından dolayı tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) ayağa kalkarak, cemaate dört secde ile altı rükû ile (iki rekât) namaz kıldırdı. Evvelâ tekbir aldı, sonra Kur'an okudu. Ama kıraati uzattı. Sonra aşağı yukarı kıyamı derecesinde uzun bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak birinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra aşağı yukarı kıyamı derecesinde bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak ikinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra ayakta kaldığı kadar uzun süren bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye kapandı ve iki secde yaptı. Sonra kalkarak yine üç rükû yaptı ki, bu üç rükûdan her biri kendinden sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben secdesi kadar oluyordu. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da gerilediler. Böylece son safa kadar vardık. [-Ravi Ebu Bekir: Böylece kadınlar saffına vardık diye rivayet etti.] Sonra Rasulullah (sav) (tekrar) ilerledi, onunla cemaat da ilerledi. Nihayet Rasulullah (sav) (evvelki yerine durdu. Namazı bitirdiğinde güneş de eski hâline dönmüştü. Ardından Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Güneş ile ay ancak Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar." [Ebu Bekir 'Başer'in ölümünden dolayı' dedi.] "Siz bu tarz bir tutulma gördüğünüzde açılıncaya kadar namaz kılın. Size vaat edilen hiçbir şey yoktur ki, ben onu şu namazımda görmüş olmayayım. Sizi temin ederim ki, bana cehennem getirildi. Bu da alevi bana dokunur korkusu ile gerisi geriye çekildiğimi gördüğünüz sırada oldu. Hatta orada, eğri çubuğun sahibini ateş içinde bağırsaklarını sürüdüğünü gördüm. Vaktiyle hacıların paralarını bu eğri çomağı ile çalardı. Eğer malının çalındığını anlayan olursa 'çomağıma takıldı' derdi. Farkına varan olmazsa alıp götürürdü. Yine ben, orada kedi sahibi kadını da gördüm. O kadın vaktiyle kediyi bağlayarak aç tutmuştu. Onun, haşerattan yemesine müsaade etmemiş, nihayet hayvan açlıktan ölmüştü. Sonra (bana) cenneti de getirdiler, bu da eski yerimde duruncaya kadar ilerlediğimi gördüğünüz sırada oldu. Yemin olsun ki elimi uzattım, siz güresiniz diye cennetin meyvelerinden koparmak istiyordum. Sonradan bunu yapmamayı düşündüm. İşte bu suretle size vadeliden her şeyi ben bu namazımda görmüş oldum."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّمَا الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ مِنَ النَّاسِ
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in vefat ettiği gün güneş tutuldu. İnsanlar “güneş İbrahim'in vefatından dolayı tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) ayağa kalkarak, cemaate dört secde ile altı rükû ile (iki rekât) namaz kıldırdı. Evvelâ tekbir aldı, sonra Kur'an okudu. Ama kıraati uzattı. Sonra aşağı yukarı kıyamı derecesinde uzun bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak birinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra aşağı yukarı kıyamı derecesinde bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak ikinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra ayakta kaldığı kadar uzun süren bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye kapandı ve iki secde yaptı. Sonra kalkarak yine üç rükû yaptı ki, bu üç rükûdan her biri kendinden sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben secdesi kadar oluyordu. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da gerilediler. Böylece son safa kadar vardık. [-Ravi Ebu Bekir: Böylece kadınlar saffına vardık diye rivayet etti.] Sonra Rasulullah (sav) (tekrar) ilerledi, onunla cemaat da ilerledi. Nihayet Rasulullah (sav) (evvelki yerine durdu. Namazı bitirdiğinde güneş de eski hâline dönmüştü. Ardından Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Güneş ile ay ancak Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar." [Ebu Bekir 'Başer'in ölümünden dolayı' dedi.] "Siz bu tarz bir tutulma gördüğünüzde açılıncaya kadar namaz kılın. Size vaat edilen hiçbir şey yoktur ki, ben onu şu namazımda görmüş olmayayım. Sizi temin ederim ki, bana cehennem getirildi. Bu da alevi bana dokunur korkusu ile gerisi geriye çekildiğimi gördüğünüz sırada oldu. Hatta orada, eğri çubuğun sahibini ateş içinde bağırsaklarını sürüdüğünü gördüm. Vaktiyle hacıların paralarını bu eğri çomağı ile çalardı. Eğer malının çalındığını anlayan olursa 'çomağıma takıldı' derdi. Farkına varan olmazsa alıp götürürdü. Yine ben, orada kedi sahibi kadını da gördüm. O kadın vaktiyle kediyi bağlayarak aç tutmuştu. Onun, haşerattan yemesine müsaade etmemiş, nihayet hayvan açlıktan ölmüştü. Sonra (bana) cenneti de getirdiler, bu da eski yerimde duruncaya kadar ilerlediğimi gördüğünüz sırada oldu. Yemin olsun ki elimi uzattım, siz güresiniz diye cennetin meyvelerinden koparmak istiyordum. Sonradan bunu yapmamayı düşündüm. İşte bu suretle size vadeliden her şeyi ben bu namazımda görmüş oldum."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّمَا الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ مِنَ النَّاسِ
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Haşim b. Kasım, ona Ebu Muaviye eş-Şeybân, ona Ziyad b. İlâka, ona da Muğîra b. Şu'be es-Sekafî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutuldu. İnsanlar, 'Güneş, İbrahim'in ölümünden dolayı tutuldu' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ile ay, hiçbir kimsenin ölümünden ya da yaşaması sebebiyle tutulmazlar. Ancak ay veya güneş tutulmalarını gördüğünüz zaman hemen namaz kılın ve Allah'a dua edin."
Bize İmran b. Musa, ona Abdülvâris, ona Yunus, ona Hasan, ona da Ebu Bekre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) huzurunda idik de güneş tutuldu. Rasulullah (sav) mescide varana dek elbisesi sürüyerek çıktı. İnsanlar da etrafında toplandılar. Bize iki rekat namaz kıldırdı. Güneş tutulması geçince "Güneş ve ay Allah'ın ayetlerinden iki ayet olup Allah (ac), onlarla kullarını korkutur. Onlar birinin ölümü ve hayatı için tutulmaz. Bunu gördüğünüzde tutulma geçene dek namaz kılın" buyurdu. Bu olay, Hz. Peygamber'in (sav) İbrahim isimli oğlu öldüğünde olmuş, insanlar, tutulmanın, onun ölümü için olduğunu söylemişlerdi.
Bize Yahya, ona Malik, ona Atâ, ona da Cabir şöyle demiştir: Rasulullah’ın (sav) döneminde, oğlu İbrahim’in vefat ettiği gün güneş tutulması oldu. İnsanlar “güneş, İbrahim’in ölümü sebebiyle tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav) kalktı ve insanlara altı rüku ve dört secdeden oluşan bir namaz kıldırdı. Tekbir aldı, oldukça uzun okudu, ardından neredeyse kıyamı kadar uzun bir rükû yaptı, Rükudan kalktı, yine uzun bir kıraat yaptı ama bu, ilkinden daha kısaydı, sonra tekrar kıyamı kadar uzun rükûa yaptı, sonra rükudan kalkıp, bir kez daha kıraat yaptı, bu da öncekinden daha kısaydı, Sonra tekrar rükû yaptı, ardından secdeye vardı ve İki secde yaptı. Sonra tekrar kalktı ve yine üç rüku yaptı Bu üç rükuun her biri, kendisinden önceki rükudan daha kısa idi. Ancak rükûları neredeyse kıyamları kadar uzundu. Namaz sırasında, Rasulullah (sav) geri çekildi, cemaat de onunla birlikte geri çekildi. Sonra tekrar öne geçti, saflar da onunla birlikte öne geçti. Namazı tamamladığında güneş yeniden açılmıştı. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Güneş ve ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hiçbir insanın ölümü veya doğumundan dolayı tutulmaz. Böyle bir şey gördüğünüzde hemen namaza yönelin ve bu hal gidinceye kadar dua edin ve namaz kılın. Bu namazda bana, size vaat edilen her şey gösterildi. Cehennem getirildi, işte o sırada geri çekildiğimi gördünüz, çünkü onun sıcaklığının bana dokunmasından korktum ve ‘Ey Rabbim! Ben onların arasında olduğum halde mi azap edersin?’ dedim. Cehennemde, çengelli çubuk (mihcen) sahibini de gördüm. Bu adam, hacca gelenlerin eşyasını çengelli çubuğu çalardı. Eğer fark edilir ve yakalanırsa 'ben çalmadım, bastonuma takıldı' derdi. Fark edilmezse eşyayı alır götürürdü. Orada, kedisini bağlayan bir kadın gördüm. Ne besledi ne de saldı. O kedi ne yerden bir şey yiyebildi ne de yaşadı, açlıktan öldü. Sonra Cennet getirildi. İşte o sırada beni öne geçtiğimi gördünüz. Cennet meyvelerinden bir dal koparıp size göstermek istedim. Elimi uzattım ama sonra vazgeçtim. Vallahi, size vaat edilen ne varsa, bu namazda bana gösterildi."