Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Aişe; (T)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe –hadis onun lafızlarıyla aktarılmıştır-, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Hişam, ona babası (Urve'nin) rivayet ettiğine göre Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu. Rasulullah (sav) kalkıp namaza durdu. Kıyamı oldukça uzattı, sonra rükûa vardı, rükûunu da oldukça uzattı, sonra rükudan doğrulup ayakta uzun süre durdu, ama bu ilk kıyamdan kısaydı, sonra rükûa vardı. Rükûu da oldukça uzun yaptı. Ama bu rükûu ilk rükûdan biraz daha kısa idi, sonra secdeye vardı. Sonra ayağa kalktı ve uzun süre kıyamda durdu, ama bu ilk kıyamından daha kısa idi. Sonra rükûa vardı, rükûunu uzatmakla birlikte bu ilk rükûundan daha kısa idi, sonra rükûdan doğruldu, ayakta uzunca durdu, ancak bu ilk kıyamdan daha kısaydı. Sonra rükûa vardı, rükûunu da ilk rükûdan kısa olmakla birlikte uzattı.
Sonra secde yaptı, sonra namazı bitirdi. Bu sırada güneş tutulması bitmişti. Namazın ardından Hz. Peygamber (sav) insanlara bir hutbe verdi. Allah'a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerindendir. İkisi de herhangi birinin ölümü ya da doğumu sebebiyle tutulmazlar. Onları (bu halde) gördüğünüz vakit tekbir getirin, Allah'a dua edin, namaz kılın, sadaka verin! Ey Muhammed ümmeti! Erkek yahut kadın kulunun zina etmesi Allah'ın ağırına gittiği kadar hiç kimseye ağır gelmez. Ey Muhammed ümmeti! Vallahi, bildiklerimi bilseydiniz, çok ağlar, pek az gülerdiniz. Şimdi söyleyin tebliğ ettim mi?"
Malik'in rivayetinde de "şüphesiz Güneş ve Ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir" denilmiştir.
Açıklama: Metnin takibini kolaylaştırmak için paragraflama yapmak gerekiyor bu hadiste.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3269, M002089
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَسَفَتِ الشَّمْسُ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى فَأَطَالَ الْقِيَامَ جِدًّا ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ جِدًّا ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَأَطَالَ الْقِيَامَ جِدًّا وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ جِدًّا وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَامَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ انْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ تَجَلَّتِ الشَّمْسُ فَخَطَبَ النَّاسَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ
"إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْخَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ فَإِذَا رَأَيْتُمُوهُمَا فَكَبِّرُوا وَادْعُوا اللَّهَ وَصَلُّوا وَتَصَدَّقُوا يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ إِنْ مِنْ أَحَدٍ أَغْيَرَ مِنَ اللَّهِ أَنْ يَزْنِىَ عَبْدُهُ أَوْ تَزْنِىَ أَمَتُهُ يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ وَاللَّهِ لَوْ تَعْلَمُونَ مَا أَعْلَمُ لَبَكَيْتُمْ كَثِيرًا وَلَضَحِكْتُمْ قَلِيلاً أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ."
وَفِى رِوَايَةِ مَالِكٍ "إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Aişe; (T)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe –hadis onun lafızlarıyla aktarılmıştır-, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Hişam, ona babası (Urve'nin) rivayet ettiğine göre Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu. Rasulullah (sav) kalkıp namaza durdu. Kıyamı oldukça uzattı, sonra rükûa vardı, rükûunu da oldukça uzattı, sonra rükudan doğrulup ayakta uzun süre durdu, ama bu ilk kıyamdan kısaydı, sonra rükûa vardı. Rükûu da oldukça uzun yaptı. Ama bu rükûu ilk rükûdan biraz daha kısa idi, sonra secdeye vardı. Sonra ayağa kalktı ve uzun süre kıyamda durdu, ama bu ilk kıyamından daha kısa idi. Sonra rükûa vardı, rükûunu uzatmakla birlikte bu ilk rükûundan daha kısa idi, sonra rükûdan doğruldu, ayakta uzunca durdu, ancak bu ilk kıyamdan daha kısaydı. Sonra rükûa vardı, rükûunu da ilk rükûdan kısa olmakla birlikte uzattı.
Sonra secde yaptı, sonra namazı bitirdi. Bu sırada güneş tutulması bitmişti. Namazın ardından Hz. Peygamber (sav) insanlara bir hutbe verdi. Allah'a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerindendir. İkisi de herhangi birinin ölümü ya da doğumu sebebiyle tutulmazlar. Onları (bu halde) gördüğünüz vakit tekbir getirin, Allah'a dua edin, namaz kılın, sadaka verin! Ey Muhammed ümmeti! Erkek yahut kadın kulunun zina etmesi Allah'ın ağırına gittiği kadar hiç kimseye ağır gelmez. Ey Muhammed ümmeti! Vallahi, bildiklerimi bilseydiniz, çok ağlar, pek az gülerdiniz. Şimdi söyleyin tebliğ ettim mi?"
Malik'in rivayetinde de "şüphesiz Güneş ve Ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir" denilmiştir.
Açıklama:
Metnin takibini kolaylaştırmak için paragraflama yapmak gerekiyor bu hadiste.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2089, /349
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Adab, gülme adabı
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
KTB, ADAB
KTB, NAMAZ,
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Yardımseverlik, yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3265, M002087
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ عَنْ شُعْبَةَ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ
"نُصِرْتُ بِالصَّبَا وَأُهْلِكَتْ عَادٌ بِالدَّبُورِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Gunder, ona Şube; (T)
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Hakem, ona Mücahid, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav); "bana sabah rüzgârı ile yardım olundu, Âd kavmi ise batı rüzgârı ile helâk edildiler" buyurdu.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
نصرت بالصبا
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2087, /348
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Önceki Ümmetler, Ad kavmi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3255, M002080
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ الْمُقَدَّمِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ
"كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَقَامَ إِلَيْهِ النَّاسُ فَصَاحُوا وَقَالُوا يَا نَبِىَّ اللَّهِ قَحِطَ الْمَطَرُ وَاحْمَرَّ الشَّجَرُ وَهَلَكَتِ الْبَهَائِمُ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَفِيهِ مِنْ رِوَايَةِ عَبْدِ الأَعْلَى
"فَتَقَشَّعَتْ عَنِ الْمَدِينَةِ. فَجَعَلَتْ تُمْطِرُ حَوَالَيْهَا وَمَا تُمْطِرُ بِالْمَدِينَةِ قَطْرَةً. فَنَظَرْتُ إِلَى الْمَدِينَةِ وَإِنَّهَا لَفِى مِثْلِ الإِكْلِيلِ."
Tercemesi:
Bize Abdula'lâ b. Hammad ve Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, o ikisine Mu'temir, ona Ubeydullah, ona Sabit el-Bunanî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir:
"Nebi (sav) cuma gününde hutbe vermekte iken onun önüne insanlar ayağa kalkarak feryat ettiler ve ey Allah'ın Nebisi! Yağmur kesildi ve ağaçlar kıpkızıl bir renk aldı, hayvanlar telef oldu" dediler… ve hadisin geri kalanını zikretti. Bu hadiste Abdula'lâ'nın rivayetinde şu ifadeler de yer almaktadır:
"Derken Medine'nin üzerinden (bulutlar) dağıldı. Medine'nin çevresinde yağmur yağmaya başladı. Medine'de ise bir damla bile yağmadı. Medine'ye baktım, adeta o başına bir taç geçirmiş gibi idi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2080, /347
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî (Muhammed b. Ebu Bekir b. Ali b. Ata b. Mukaddem)
Konular:
Dua, İstiska, yağmur duası, namazı, elbisenin ters çevrilmesi
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3256, M002081
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ بِنَحْوِهِ وَزَادَ
"فَأَلَّفَ اللَّهُ بَيْنَ السَّحَابِ وَمَكَثْنَا حَتَّى رَأَيْتُ الرَّجُلَ الشَّدِيدَ تُهِمُّهُ نَفْسُهُ أَنْ يَأْتِىَ أَهْلَهُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame, ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, o Enes'ten buna yakın olarak hadisi zikretti ve ayrıca şunları da ekledi:
"Allah bulutları bir araya getirdi, biz (o halde) bir süre bekledik. Sonunda güçlü, kuvvetli bir kimsenin artık ailesinin yanına dönebilmesi için tasalandığını dahi gördüm."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2081, /347
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Said Süleyman b. Muğîra el-Kaysî (Süleyman b. Muğîra)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Dua, İstiska, yağmur duası, namazı, elbisenin ters çevrilmesi
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3257, M002082
Hadis:
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى أُسَامَةُ أَنَّ حَفْصَ بْنَ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ حَدَّثَهُ أَنَّهُ سَمِعَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ
"جَاءَ أَعْرَابِىٌّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْجُمُعَةِ وَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ." وَاقْتَصَّ الْحَدِيثَ وَزَادَ
"فَرَأَيْتُ السَّحَابَ يَتَمَزَّقُ كَأَنَّهُ الْمُلاَءُ حِينَ تُطْوَى."
Tercemesi:
Bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsame, ona Hafs b. Ubeydullah b. Enes b. Malik, ona da Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) Cuma gününde minber üzerinde iken ona bir bedevi geldi…" Sonra hadisi(n geri kalanını) rivayet etti ve şunları da ekledi:
"Bulutun adeta katlanıp dürülen bir çarşaf gibi dağıldığını gördüm."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2082, /347
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ömer Hafs b. Ubeydullah el-Ensari (Hafs b. Ubeydullah b. Enes b. Malik)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Cafer Harun b. Said es-Sa'dî (Harun b. Said b. Heysem b. Muhammed b. Heysem b. Feyruz)
Konular:
Dua, İstiska, yağmur duası, namazı, elbisenin ters çevrilmesi
KTB, NAMAZ,
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ أَنَسٌ أَصَابَنَا وَنَحْنُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَطَرٌ قَالَ فَحَسَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَوْبَهُ حَتَّى أَصَابَهُ مِنَ الْمَطَرِ. فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ لِمَ صَنَعْتَ هَذَا قَالَ
"لأَنَّهُ حَدِيثُ عَهْدٍ بِرَبِّهِ تَعَالَى."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3259, M002083
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ أَنَسٌ أَصَابَنَا وَنَحْنُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَطَرٌ قَالَ فَحَسَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَوْبَهُ حَتَّى أَصَابَهُ مِنَ الْمَطَرِ. فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ لِمَ صَنَعْتَ هَذَا قَالَ
"لأَنَّهُ حَدِيثُ عَهْدٍ بِرَبِّهِ تَعَالَى."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman, ona Sabit el-Bünanî'nin rivayet ettiğine göre Enes dedi ki: Biz Rasulullah (sav) ile iken yağmura tutulduk. Rasulullah (sav) elbisesini topladı ve hatta bir miktar yağmur da ona isabet etti. Biz; ey Allah'ın Rasulü! Neden bunu yaptın dedik. O;
"çünkü bu, Yüce Rabbi nezdinden henüz yeni geliyor" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2083, /348
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Cafer b. Süleyman ed-Duba'î (Cafer b. Süleyman)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Doğal Kaynaklar, yağmur
KTB, NAMAZ,
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ بْنِ قَعْنَبٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - يَعْنِى ابْنَ بِلاَلٍ - عَنْ جَعْفَرٍ - وَهُوَ ابْنُ مُحَمَّدٍ - عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا كَانَ يَوْمُ الرِّيحِ وَالْغَيْمِ عُرِفَ ذَلِكَ فِى وَجْهِهِ أَقْبَلَ وَأَدْبَرَ فَإِذَا مَطَرَتْ سُرَّ بِهِ وَذَهَبَ عَنْهُ ذَلِكَ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ
"إِنِّى خَشِيتُ أَنْ يَكُونَ عَذَابًا سُلِّطَ عَلَى أُمَّتِى." وَيَقُولُ إِذَا رَأَى الْمَطَرَ
"رَحْمَةٌ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3260, M002084
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ بْنِ قَعْنَبٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - يَعْنِى ابْنَ بِلاَلٍ - عَنْ جَعْفَرٍ - وَهُوَ ابْنُ مُحَمَّدٍ - عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا كَانَ يَوْمُ الرِّيحِ وَالْغَيْمِ عُرِفَ ذَلِكَ فِى وَجْهِهِ أَقْبَلَ وَأَدْبَرَ فَإِذَا مَطَرَتْ سُرَّ بِهِ وَذَهَبَ عَنْهُ ذَلِكَ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ
"إِنِّى خَشِيتُ أَنْ يَكُونَ عَذَابًا سُلِّطَ عَلَى أُمَّتِى." وَيَقُولُ إِذَا رَأَى الْمَطَرَ
"رَحْمَةٌ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb, ona Süleyman –yani b. Bilal- ona Cafer –ki o İbn Muhammed'dir-, ona Ata b. Ebu Rabah'ın rivayet ettiğine göre o, Nebi'nin (sav) zevcesi Aişe'yi şöyle derken dinlemiştir: Rasulullah (sav) rüzgârlı ve bulutlu bir gün oldu mu, bunun etkisi yüzünden belli olur, bir ileri bir geri gider gelirdi. Yağmur yağdı mı, bu onu sevindirir ve o sıkıntısı da üzerinden giderdi.
Aişe dedi ki: Ben ona (sebebini) sorunca; "ben onun ümmetime musallat edilmiş bir azap olacağından korktum" cevabını verdi. Yağmuru gördüğü zaman da "(bu) bir rahmettir" buyururdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2084, /348
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Doğal Kaynaklar, yağmur
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3262, M002085
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ جُرَيْجٍ يُحَدِّثُنَا عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا عَصَفَتِ الرِّيحُ قَالَ
"اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ خَيْرَهَا وَخَيْرَ مَا فِيهَا وَخَيْرَ مَا أُرْسِلَتْ بِهِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهَا وَشَرِّ مَا فِيهَا وَشَرِّ مَا أُرْسِلَتْ بِهِ." قَالَتْ وَإِذَا تَخَيَّلَتِ السَّمَاءُ تَغَيَّرَ لَوْنُهُ وَخَرَجَ وَدَخَلَ وَأَقْبَلَ وَأَدْبَرَ فَإِذَا مَطَرَتْ سُرِّىَ عَنْهُ فَعَرَفْتُ ذَلِكَ فِى وَجْهِهِ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ
"لَعَلَّهُ يَا عَائِشَةُ كَمَا قَالَ قَوْمُ عَادٍ (فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ قَالُوا هَذَا عَارِضٌ مُمْطِرُنَا)"
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona İbn Cüreyc, ona Ata b. Ebu Rabah'ın rivayet ettiğine göre, Nebi'nin (sav) zevcesi Aişe şöyle demiştir: Nebi (sav) rüzgâr şiddetle estiği zaman; "Allah'ım, ben senden onun hayrını, onun içindekilerin hayrını, kendisiyle gönderilenlerin hayrını dilerim. Onun şerrinden, içindekilerin şerrinden ve kendisi ile gönderilenin şerrinden de sana sığınırım" diye dua ederdi. Aişe (r.anha) dedi ki: Semada bulut görüldüğü zaman ise, rengi değişir, içeri girer çıkar, ileri, geri gider gelirdi, yağmur yağınca o hali açılır giderdi. Ben bunu onun yüzünden anlardım. Aişe dedi ki: Ona (sebebini) sorduğumda şöyle buyurdu:
"Ey Aişe, belki o bulut Âd kavminin; onlar, onu vadilerine yönelmiş bir bulut halinde gördüklerinde bu bize yağmur indirecek bir buluttur demişlerdi (Ahkaf 46/24) buyruğunda dile getirildiği gibi (bir azap bulutu) olabilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2085, /348
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Doğal Kaynaklar, yağmur
Dua, şiddetli rüzgar karşısında
Hz. Peygamber, duaları
KTB, NAMAZ,
Önceki Ümmetler, Ad kavmi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3266, M002088
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ أَبَانٍ الْجُعْفِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ - يَعْنِى ابْنَ سُلَيْمَانَ - كِلاَهُمَا عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مَسْعُودِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. بِمِثْلِهِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye rivayet etti; (T)
Bize Abdullah b. Ömer b. Muhammed b. Eban el-Cufî, ona Abde –yani b. Süleyman- rivayet etti, o ikisine el-A'meş, ona Mesud b. Malik, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre o, Nebi'den (sav) bu hadisin aynını rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-Istiskâ 2088, /348
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Mesud b. Malik el-Esedî (Mesud b. Malik)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Abdullah b. Ömer el-Kuraşi (Abdullah b. Ömer b. Muhammed b. Eban)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Önceki Ümmetler, Ad kavmi
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - يَعْنِى ابْنَ بِلاَلٍ - عَنْ يَحْيَى عَنْ عَمْرَةَ أَنَّ يَهُودِيَّةً أَتَتْ عَائِشَةَ تَسْأَلُهَا فَقَالَتْ أَعَاذَكِ اللَّهُ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ يُعَذَّبُ النَّاسُ فِى الْقُبُورِ قَالَتْ عَمْرَةُ فَقَالَتْ عَائِشَةُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَائِذًا بِاللَّهِ ثُمَّ رَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ غَدَاةٍ مَرْكَبًا فَخَسَفَتِ الشَّمْسُ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَخَرَجْتُ فِى نِسْوَةٍ بَيْنَ ظَهْرَىِ الْحُجَرِ فِى الْمَسْجِدِ فَأَتَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ مَرْكَبِهِ حَتَّى انْتَهَى إِلَى مُصَلاَّهُ الَّذِى كَانَ يُصَلِّى فِيهِ فَقَامَ وَقَامَ النَّاسُ وَرَاءَهُ - قَالَتْ عَائِشَةُ - فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً ثُمَّ رَكَعَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ ذَلِكَ الرُّكُوعِ ثُمَّ رَفَعَ وَقَدْ تَجَلَّتِ الشَّمْسُ فَقَالَ
"إِنِّى قَدْ رَأَيْتُكُمْ تُفْتَنُونَ فِى الْقُبُورِ كَفِتْنَةِ الدَّجَّالِ."
[قَالَتْ عَمْرَةُ فَسَمِعْتُ عَائِشَةَ تَقُولُ فَكُنْتُ أَسْمَعُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ يَتَعَوَّذُ مِنْ عَذَابِ النَّارِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3281, M002098
Hadis:
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - يَعْنِى ابْنَ بِلاَلٍ - عَنْ يَحْيَى عَنْ عَمْرَةَ أَنَّ يَهُودِيَّةً أَتَتْ عَائِشَةَ تَسْأَلُهَا فَقَالَتْ أَعَاذَكِ اللَّهُ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ يُعَذَّبُ النَّاسُ فِى الْقُبُورِ قَالَتْ عَمْرَةُ فَقَالَتْ عَائِشَةُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَائِذًا بِاللَّهِ ثُمَّ رَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ غَدَاةٍ مَرْكَبًا فَخَسَفَتِ الشَّمْسُ. قَالَتْ عَائِشَةُ فَخَرَجْتُ فِى نِسْوَةٍ بَيْنَ ظَهْرَىِ الْحُجَرِ فِى الْمَسْجِدِ فَأَتَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ مَرْكَبِهِ حَتَّى انْتَهَى إِلَى مُصَلاَّهُ الَّذِى كَانَ يُصَلِّى فِيهِ فَقَامَ وَقَامَ النَّاسُ وَرَاءَهُ - قَالَتْ عَائِشَةُ - فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً ثُمَّ رَكَعَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ ذَلِكَ الرُّكُوعِ ثُمَّ رَفَعَ وَقَدْ تَجَلَّتِ الشَّمْسُ فَقَالَ
"إِنِّى قَدْ رَأَيْتُكُمْ تُفْتَنُونَ فِى الْقُبُورِ كَفِتْنَةِ الدَّجَّالِ."
[قَالَتْ عَمْرَةُ فَسَمِعْتُ عَائِشَةَ تَقُولُ فَكُنْتُ أَسْمَعُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ يَتَعَوَّذُ مِنْ عَذَابِ النَّارِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona Süleyman –yani İbn Bilal-, ona Yahya, ona Amre'nin rivayet ettiğine göre Yahudi bir kadın Aişe'ye gelip bir şeyler dilendi ve Allah seni kabir azabından korusun dedi. Aişe dedi ki: Ben; ey Allah'ın Rasulü! Kabirde insanlara azap edilir mi? dedim. Amre dedi ki: Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) Allah'a sığınırım buyurdu. Daha sonra Rasulullah ertesi günü bir bineğe bindi ve güneş tutuldu. Aişe dedi ki: Bazı kadınlarla birlikte hücrelerin arasından Mescide çıktım. Rasulullah (sav) bineğinden inip geldi ve namaz kıldığı namaz yerine kadar gitti. Orada ayakta durdu. İnsanlar da arkasında ayakta durdular. Aişe dedi ki: Rasulullah (namazda) uzun bir kıyam yaptı, sonra rükûa vardı sonra uzunca rükû yaptı, sonra rükûdan kalkarak uzunca kıyamda durdu. Fakat bu ayakta duruşu birincisinden daha kısa sürdü, sonra bir daha rükûa vardı, uzunca rükû yaptı, bununla birlikte bu, öbür rükûdan daha kısa idi, sonra rükûdan başını kaldırdığında güneş de açılmış idi. Allah Rasulü; "Ben sizin kabirlerde tıpkı Deccal fitnesi gibi fitneye (maruz kaldığınızı) sınandığınızı gördüm" buyurdu.
[Amre dedi ki: Ben de Aişe’yi şöyle derken dinledim: Bundan sonra ben Rasulullah'ın (sav) ateş azabından ve kabir azabından Allah’a sığındığını işitip durdum.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2098, /350
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, NAMAZ,
Namaz, Kusûf namazı