8002 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Halid Ahmer, ona İbn Aclân, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam, kendisine uyulması için imam olur. Dolayısıyla o tekbir aldığı zaman siz de tekbir alın. (Namazda) Kur’ân okuduğunda dinleyin. 'Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil' ayetini okuduğu zaman siz de âmin deyin. O rükûa varınca siz de rükû edin. O 'Semiallahu limen hamideh' dediğinde siz de 'Allahumme Rabbenâ ve leke’l-hamd' deyin. Secdeye varınca siz de secde edin. O oturarak namaz kılarsa siz de namazınızı hep birlikte oturarak kılın."
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona İbn Ebu Leyla, ona Seleme b. Küheyl, ona Huceyye b. Adiy, ona Ali (b. Ebu Tâlib) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’ı (sav) (Veleddâllîn: Sapıtanların yoluna değil) ayetini okuduğunda, âmin dediğini işitirdim."
Açıklama: Sahih bima ba'deh
Bize Yahya b. Habib el-Hârisî ve Salih b. Hâtim b. Verdân, onlara Yezid b. Zurey‘, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Ma‘şer, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav): "Benim arkamda yaşını başını almış kimseler dursun, sonra, onlardan sonra gelenler dursun –bunu üç defa tekrar etti-. Pazar yerlerindeki kargaşadan da sakının" buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Safvân b. İsa, ona Bişr b. Râfi, ona da Ebu Hureyre’nin amcasının oğlu Ebu Abdullah, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İnsanlar âmin demeyi terk ettiler. Halbuki Rasulullah (sav) (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil) ayetini okuduğunda, birinci saftakilerin işiteceği şekilde 'âmin' der, cemaatin de âmin demesi ile mescit adeta sarsılırdı."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."
Bize Muhammed b. es-Sabbâh, ve Ammâr b. Halid el-Vâsitî, onlara Ebu Bekir b. Ayyâş, ona Ebu İshak, ona Abdülcebbâr b. Vâil, ona da babası rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ile birlikte namaz kıldım. 'Veleddâllîn: Sapıtanların yoluna değil' ayetini okuduğunda âmin derdi. Biz de bunu işitirdik."
Bize Abbas b. Velid el-Hallâl ed-Dımeşkî, ona Mervan b. Muhammed ve Ebu Müshir, onlara Halid b. Yezid b. Salih b. Subeyh el-Mürrî, ona Talha b. Amr, ona Atâ, ona da İbn Abbas, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yahudiler, sizin âmin demenizi kıskandıkları kadar hiçbir şeyinizi kıskanmazlar. Bu sebeple, âmin lafzını çokça söyleyin."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Vekî, ona A‘meş, ona Ubeyd b. Hasan, ona da İbn Ebu Evfâ şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) başını rükûdan kaldırdığında 'Semiallahu limen hamideh, Allahumme Rabbenâ leke’l-hamd, mil'e’s-semavâti ve mile’l-ardi ve mil'e ma şi’te min şey’in ba’dü: Allah (cc), kendisine hamd eden kulunun hamdini işitmektedir. Allah’ım, Rabbimiz! Gökler ve yer dolusu ve bundan sonra dilediğin her bir şeyin dolusu miktarınca hamd yalnız sanadır' duasını söylerdi."
Bize Yahya b. Habib el-Hârisî ve Salih b. Hâtim b. Verdân, onlara Yezid b. Zurey‘, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Ma‘şer, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav): "Benim arkamda yaşını başını almış kimseler dursun, sonra, onlardan sonra gelenler dursun –bunu üç defa tekrar etti-. Pazar yerlerindeki kargaşadan da sakının" buyurdu.
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."