Giriş

Bize Ali b. Hucr, ona Velid b. Müslim, ona Muaviye b. Yahya es-Sadefî, ona ez-Zührî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sadece abdestli olan ezan okuyabilir."


Açıklama: Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Ebu Hureyre arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
11130 T000200 Tirmizi, Salat, 33

Bize Kuteybe b. Said, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir b. Abdulhamid, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas; "dilini onu ezberlemek için hareket ettirme" ayeti hakkında şöyle rivayet etmiştir: "Cebrail kendisine vahiy getirdiğinde, Hz. Peygamber (sav) dilini ve dudaklarını (aceleyle) hareket ettirirdi. Vahiy ona ağır gelir, bu durum, onun halinden anlaşılırdı. Bu yüzden Aziz ve Celil Allah 'Onu acele ile okumak (almak) için dilini kıpırdatma. Onu (kalbinde) toplamak da, okutmak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/16-17] (Yani) Biz onu senin kalbinde toplarız, sen de onu okursun. Bu sebeple 'Biz onu sana okuduğumuzda, sen okunuşuna uy.' [Kıyame, 75/18] Yani indirdiğimizde onu dinle 'Sonra onu açıklamak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/19] Yani, onu senin dilin ile açıklarız ayetlerini indirdi. (Bundan sonra) Cebrail kendisine geldiğinde Hz. Peygamber (sav) susar (ve vahyi dinler), gittiğinde ise Allah'ın kendisine vaat ettiği üzere onu okurdu."


    Öneri Formu
3632 M001004 Müslim, Salât, 147

Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber 'in(sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sıcak şiddetlendiğinde namazı (öğle namazını) serinliğe bırakın. Çünkü 'Sıcaklığın şiddeti cehennemin yakıcı nefesidir (esintisidir)." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Said, Ebu Zen, İbn Ömer, Muğîre, babası vasıtasıyla Kâsım b. Safvân , Ebu Musa, İbn Abbas ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edilen hadis de vardır. Ancak sahih değildir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bir grup âlim, sıcağın şiddetli olduğu zamanlarda öğle namazını geciktirmeyi tercih etmişlerdir. İbn Mübârek, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk'ın görüşü de bu şekildedir. Şâfi'î ise şöyle demiştir: 'Öğle namazını serinliğe bırakmak, sadece insanların uzak yerden geldiği mescid için geçerlidir. Tek başına ya da mahallesinin mescidinde namaz kılan kişinin, şiddetli sıcaktan dolayı namazın geciktirmemesi, benim tercihime göre daha uygundur.' Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Şiddetli sıcaktan dolayı öğle namazını geciktirmeyi benimseyenlerin görüşü daha uygun ve sünnete (Hz. Peygamber'in uygulamasına) tabi olmaya daha yakındır (uygundur). Şâfiî'nin benimsediği, 'namazın geciktirilmesindeki ruhsat, mescide uzaktan gelen ve sıkıntı içinde olan kimse içindir' görüşüne gelince, Ebu Zer hadisinde, Şâfiî'nin görüşünün aksini gösteren bir delil vardır. Nitekim Ebu Zer şöyle demiştir: "Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bir yolculuktaydık. Bilal, öğle namazı için ezan okudu. Bunun üzerine Nebî (sav): 'Ey Bilal, (namazı/ezanı) serinliğe bırak, sonra yine serinliğe bırak' buyurdu." Eğer durum Şâfi'î'nin ifade ettiği gibi olsaydı, (namazı kılacak olanlar) seferde beraber olduklarından dolayı, o vakitte namazı serinliğe bırakmalarının bir anlamı olmazdı. Zira onlar, uzaktan gelecek kimseleri beklemiyorlardı.]


    Öneri Formu
10450 T000157 Tirmizi, Tahare, 5

Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Avâne, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhüma)" dilini onu ezberlemek için hareket ettirme" ayeti hakkında şöyle demiştir: "Vahyin inişi Hz. Peygamber'e (sav) ağır geliyor ve vahiy inerken dudaklarını oynatıp duruyordu. Ravi (Said b. Cübeyr) der ki: İbn Abbas bana 'ben de dudaklarımı tıpkı Hz. Peygamber'in oynattığı gibi oynatıyorum' dedi. Ravi (Musa b. Ebu Aişe) der ki: Said b. Cübeyr bana 'Ben de İbn Abbas'ın dudaklarını oynattığı gibi oynatıyorum' dedi. Bunun üzerine Allah şu ayetleri indirdi. 'Onu acele ile okumak (almak) için dilini kıpırdatma. Onu (kalbinde) toplamak da, okutmak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/16-17] İbn Abbas der ki: Yani Kur'ân'ı senin kalbinde toplamak ve senin onu okuman bize aittir. 'O halde onu sana okuduğumuzda, sen okunuşunu takip et.' [Kıyame, 75/18] Yani sessizce dinle. 'Sonra onu açıklamak da Bize aittir.' [Kıyame, 75/19] Bundan sonra Cebrail Hz. Peygamber'in yanından ayrıldıktan sonra o nasıl okutmuşsa Hz. Peygamber (sav) de öyle okudu."


    Öneri Formu
3634 M001005 Müslim, Salât, 148

Bize Hennâd, ona Muhammed b. Fudayl, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazın başlangıç ve sonu (olmak üzere iki vakti) vardır. Öğle namazının ilk vakti, güneşin (tepeden) batıya doğru meyletmeye başladığı; son vakti ise ikindi namazının girdiği vakittir. İkindi namazının ilk vakti, kendi vaktinin girdiği; son vakti ise güneşin sarardığı vakittir. Akşam namazının ilk vakti, güneşin battığı; son vakti ise ufkun (çizgisinin) kaybolduğu vakittir. Yatsı namazının ilk vakti, ufkun (çizgisinin) kaybolduğu vakit; son vakti ise gece yarısıdır. Sabah namazının ilk vakti fecrin doğduğu; son vakti ise güneşin doğduğu vakittir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Muhammed'i (Buhârî'yi) şöyle derken işittim: 'Namaz vakitleri konusunda el-A'meş'in Mücahid'den rivayet ettiği hadis, Muhammed b. Fudayl'ın el-A'meş'ten naklettiği hadisten daha sahihtir. Muhammed b. Fudayl'ın rivayet ettiği hadis hatalıdır; hata eden de Muhammed b. Fudayl'dır.' derken işittim. Bize Hennâd, ona Ebu Üsame, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona el-A'meş, ona da Mücahid şöyle rivayet etmiştir: "Namazın başlangıç ve sonu (olmak üzere iki vakti) olduğu söylenirdi...' (Ravi hadisin bundan sonrasını), Muhammed b. Fudayl'ın el-A'meş'ten rivayet ettiği hadisin manasına benzer bir şekilde nakletmiştir.]


    Öneri Formu
10444 T000151 Tirmizi, Salat, 1

Bize Hennâd, ona Abde, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetime zorluk çıkaracak olmasaydım, yatsı namazını gecenin üçte birine -ravi şüpheye düşmüştür- ya da yarısına kadar geciktirmelerini emrederdim." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Cabir b. Semüre, Cabir b. Abdullah, Ebu Berze, İbn Abbas, Ebu Said el-Hudrî, Zeyd b. Hâlid ve İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Hureyre'nin bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî (sav)'nin ashabı ile tâbiînin ilim ehli olanlarının ve başka âlimleri tercihi bu yöndedir. Onlar, yatsı namazını geciktirmeyi benimsemişlerdir. Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir.]


    Öneri Formu
10460 T000167 Tirmizi, Salat, 10

Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, Büsr b. Said ve Abdurrahman b. Hürmüz, onlara da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güneş doğmadan önce sabah namazının bir rekâtına yetişen kimse, sabah namazına yetişmiş sayılır. Güneş batmadan önce de ikindi namazının bir rekâtına yetişmiş kimse, ikindi namazına yetişmiş sayılır." [Bu konuda Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Hureyre'nin bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bizim arkadaşlarımız, Şâfi'î, Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir. Onlara göre bu hadisin manası, uyuduğu yahut unuttuğu için namazı geciktirmiş, ancak güneş doğduğu ya da battığı anda uyanmış yahut hatırlamış kimseler gibi özür sahipleri içindir.]


    Öneri Formu
11114 T000186 Tirmizi, Salat, 23


    Öneri Formu
280717 T000157-2 Tirmizi, Tahare, 5


    Öneri Formu
280722 T000186-2 Tirmizi, Salat, 23


    Öneri Formu
280723 T000186-3 Tirmizi, Salat, 23