8002 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muaz el-Anberî, ona babası, ona da Şu'be, Hakem'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İbnü'l-Eş'as döneminde bir adam Kûfe’yi eline geçirmişti -Hakem adamın adını da zikretmiştir-. Bu adam, Ebu Ubeyde b. Abdullah'tan insanlara namaz kıldırmasını istedi. O da namazı kıldırırken, başını rükûdan kaldırdığı zaman, benim 'Ey Allah’ım, Rabbimiz! Gökler ve yer dolusu, ondan sonra dilediğin her bir şey dolusu kadar hamd sana mahsustur. Ey her türlü övgüye, yüce şan ve şerefe layık olan Rabbimiz! Senin verdiğini engelleyecek yoktur. Engellediğini de kimse veremez. İmkanı olan kimseye, senin hükmüne karşı o imkanı hiç bir fayda sağlayamaz' diyeceğim kadar doğrularak duruyordu." [Hakem dedi ki: Ben bunu Abdurrahman b. Ebu Leylâ’ya aktarınca, o Berâ b. Âzib'in şöyle dediğini nakletti: 'Rasulullah'ın (sav) namazı ve rükûu, başını rükûdan kaldırması, secde etmesi ve iki secde arası, hemen hemen birbirine yakındı.' Şu'be dedi ki: 'Ben de bunu Amr b. Mürre'ye söyleyince şöyle dedi: Ben İbn Ebu Leylâ'yı gördüm. Onun namazı böyle değildi.']
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz ed-Derâverdî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona Ebu Hureyre, Nebi'den (sav) hadisi yukarıdaki hadise yakın olarak rivayet etmiştir. Ancak 'İmam 'Vele’d-dâllîn' derse siz de âmin deyiniz' ibaresinden sonra, 'İmamdan önce de başınızı (secde ve rükûdan) kaldırmayınız' ifadesini eklemiştir.
Bize Yahya b. Yahya, ona Yahya b. Zekeriya, ona Hişam, ona Urve, ona da babasının rivayetine göre, Âişe Allah'ın (cc) (Namazında sesini ne yükselt ne de kıs) (İsra 17/110) buyruğu hakkında, 'Bu ayet dua hakkında indirilmiştir' demiştir."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Hakem: "Matar b. Naciye, Kûfe'yi ele geçirince, Ebu Ubeyde'ye cemaate namaz kıldırmasını emretti" deyip hadisin geri kalan kısmını rivayet etmiştir.
Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Yezid b. Harun, o ikisine Şu'be, hadisi bu isnad ile rivayet etmiştir. Ancak hadisin Muâz rivayetinde 'Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi (onu arındır)' ifadesi, Yezid rivayetinde 'Kirden paklandığı gibi' şeklinde geçmektedir.
Bize Harun b. Maruf ve Amr b. Sevvâd, onlara Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Umâre b. Gaziyye, ona Ebu Bekir'in azatlısı Sümey, ona Ebu Salih Zekvân, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: 'Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secde halidir. Bu sebeple secdedeyken çokça dua edin."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Ebu Bekir'in azatlısı Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam namazda (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil) dediği zaman, siz de âmin deyiniz. Çünkü âmin demesi, meleklerin âmin lafzına denk düşen bir kimsenin geçmiş günahları bağışlanır." [Muhammed b. Amr bu hadisi Ebu Seleme’den, o, Ebu Hureyre’den o da Nebi’den (sav) rivayetle, Ebu Salih'e mütâbaatta bulunduğu gibi, Nuaym el-Mucmir de hadisi Ebu Hureyre’den naklederek mütabaatta bulunmuştur.]
Bana Seleme b. Şebîb, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kil, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin öyle bir an vardır ki, müslüman bir kul ona denk getirip Allah’tan bir hayır dileyecek olursa, Allah mutlaka o kuluna istediğini verir."