8002 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (imam olduğu halde) "amin" derdi.
Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre muallak olmayıp mürsel bir hadistir (Fethü'l-bari, Darü'l-Marife, II, 265).
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Hafs b. Asım, ona da Abdullah b. Bühayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama uğradı. Buhari dedi ki: Bize Abdurrahman, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Hafs b. Asım, ona da Ezd kabilesinden Mâlik b. Buhayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (sabah) namazı için kamet getirildikten sonra bir adamın iki rekat namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirdikten sonra oradaki insanlar etrafını sardı. Hz. Peygamber (sav) iki rekat namaz kılan kişiye "Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun?" buyurdu. Bu hadisi Şu'be'nin, Mâlik'den rivayetinde Behz b. Esed'e Gunder ve Muaz mütâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn İshak Sa'd'den, o Hafs'dan, o da Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiştir. Hammâd dedi ki bu hadisi bize Sa'd, ona Hafs, ona da Mâlik rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cafer arasında inkita vardır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Hafs b. Asım, ona da Abdullah b. Bühayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama uğradı. Buhari dedi ki: Bize Abdurrahman, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Hafs b. Asım, ona da Ezd kabilesinden Mâlik b. Buhayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (sabah) namazı için kamet getirildikten sonra bir adamın iki rekat namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirdikten sonra oradaki insanlar etrafını sardı. Hz. Peygamber (sav) iki rekat namaz kılan kişiye "Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun?" buyurdu. Bu hadisi Şu'be'nin, Mâlik'den rivayetinde Behz b. Esed'e Gunder ve Muaz mütâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn İshak Sa'd'den, o Hafs'dan, o da Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiştir. Hammâd dedi ki bu hadisi bize Sa'd, ona Hafs, ona da Mâlik rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkita vardır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Hafs b. Asım, ona da Abdullah b. Bühayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama uğradı. Buhari dedi ki: Bize Abdurrahman, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Hafs b. Asım, ona da Ezd kabilesinden Mâlik b. Buhayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (sabah) namazı için kamet getirildikten sonra bir adamın iki rekat namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirdikten sonra oradaki insanlar etrafını sardı. Hz. Peygamber (sav) iki rekat namaz kılan kişiye "Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun?" buyurdu. Bu hadisi Şu'be'nin, Mâlik'den rivayetinde Behz b. Esed'e Gunder ve Muaz mütâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn İshak Sa'd'den, o Hafs'dan, o da Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiştir. Hammâd dedi ki bu hadisi bize Sa'd, ona Hafs, ona da Mâlik rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak el-Kuraşî arasında inkita vardır.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Hafs b. Asım, ona da Abdullah b. Bühayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama uğradı. Buhari dedi ki: Bize Abdurrahman, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Hafs b. Asım, ona da Ezd kabilesinden Mâlik b. Buhayne şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (sabah) namazı için kamet getirildikten sonra bir adamın iki rekat namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirdikten sonra oradaki insanlar etrafını sardı. Hz. Peygamber (sav) iki rekat namaz kılan kişiye "Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rekat mı kılıyorsun?" buyurdu. Bu hadisi Şu'be'nin, Mâlik'den rivayetinde Behz b. Esed'e Gunder ve Muaz mütâbaat etmiştir. Bu hadisi İbn İshak Sa'd'den, o Hafs'dan, o da Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiştir. Hammâd dedi ki bu hadisi bize Sa'd, ona Hafs, ona da Mâlik rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammad b. Seleme arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) "amin" derdi.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) "amin" derdi.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişâm ve Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Ebu Hüreyre farz namazlarda da, farz olmayan namazlarda da, Ramazanda da, Ramazan ayı dışında da namaz için kıyama durduğunda tekbir alır, sonra rükûa varınca tekbir alır, sonra (kalkınca) semiallahu li men hamideh dedikten sonra secdeye varmadan önce Rabbenâ ve leke'l hamd der, sonra secdeye vardığı vakit Allahu Ekber der, sonra secdeden başını kaldırdığında yine tekbir alır, sonra secdeye varınca yine tekbir alır, başını secdeden kaldıracağı zaman da tekbir alır, sonra iki rekatın sonundaki oturuştan ayağa kalktığı vakit yine tekbir alırdı. O namazını bitirinceye kadar her rekâtta aynısını yapardı. Sonra namazını bitirdiğinde şöyle derdi: 'Bana can veren Allah'a yemin ederim ki, sizin içinizde namazı Rasulullah'ın (sav) namazına en çok benzeyen benim. Onun namazı dünyadan ayrılıncaya kadar bu şekildeydi.'
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişâm ve Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Ebu Hüreyre farz namazlarda da, farz olmayan namazlarda da, Ramazanda da, Ramazan ayı dışında da namaz için kıyama durduğunda tekbir alır, sonra rükûa varınca tekbir alır, sonra (kalkınca) semiallahu li men hamideh dedikten sonra secdeye varmadan önce Rabbenâ ve leke'l hamd der, sonra secdeye vardığı vakit Allahu Ekber der, sonra secdeden başını kaldırdığında yine tekbir alır, sonra secdeye varınca yine tekbir alır, başını secdeden kaldıracağı zaman da tekbir alır, sonra iki rekatın sonundaki oturuştan ayağa kalktığı vakit yine tekbir alırdı. O namazını bitirinceye kadar her rekâtta aynısını yapardı. Sonra namazını bitirdiğinde şöyle derdi: 'Bana can veren Allah'a yemin ederim ki, sizin içinizde namazı Rasulullah'ın (sav) namazına en çok benzeyen benim. Onun namazı dünyadan ayrılıncaya kadar bu şekildeydi.'
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona ez-Zührî ve Hişâm, onlara Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) zamanında güneş tutulmuştu. O (sav) da ayağa kalkıp insanlara namaz kıldırdı. Namazı da şöyleydi: Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûa gitti ve rükûu da uzun yaptı. Sonra rükûdan kalktı ve tekrar kıraati uzattı. Bu ikinci kıraati ilk kıraatinden daha kısaydı. Sonra tekrar rükûa gitti ve bu rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra rükûdan kalktı. Sonra da iki secde yaptı. Ardından ayağa kalktı ve ikinci rekatı da ilk rekatı kıldığı gibi kıldı. Sonra hutbe vermek için kalktı ve şöyle buyurdu: "Güneş ve ay, hiçbir kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmaz. Fakat bunlar Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Allah bunları kullarına gösterir. Siz bu tutulmayı gördüğünüzde hemen namaza durun."