2848 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Mansur, ona Rib'î b. Hirâş, ona da Huzeyfe'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Melekler, sizden önceki milletlerden bir adamın ruhunu karşıladı ve '(Dünya'dayken) hayır türü bir şey işledin mi?' diye sordular. Adam 'Hizmetçilerime eli darda olan borçlularıma süre vermelerini, ödeme imkanı olan borçlularıma da müsamahakâr davranmalarını emrederdim.' dedi. Bunun üzerine melekler de ona karşı müsamahakâr davrandılar." Ebu Malik'in söylediğine göre Rib'î'nin nakli şöyledir: "Ödeme imkanı olanlara esnek davranır, eli darda olanlara ise süre verirdim." Şu'be, ona Abdülmelik, ona da Rib'î bu rivayet ile aynı içerikte başka bir rivayette bulunmuştur. Ebu Avâne'nin rivayet ettiğine göre de Rib'î şöyle demiştir: "Ödeme imkanı olanlara esnek davranıyor, eli darda olanlara ise süre veriyorum." Nuaym b. Ebu Hind'in rivayet ettiğine göre de Rib'î şöyle demiştir: "Ödeme imkanı olandan kabul ediyor, ödeme imkanı olmayana ise esnek davranıyorum."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Vazzâh b. Abdullah arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona ez-Zührî, ona Atâ b. Yezîd, ona Ubeydullah b. Adiy, ona Mikdâd b. Esved (T) Bana İshak, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona da amcası İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd, ona Ubeydullah b. Adiy, ona da Benu Zühre kabilesinin anlaşmalı dostu olan ve Rasulullah (sav) ile birlikte Bedir'e katılan Mikdâd b. Amr'ın söylediğine göre o, Hz. Peygamber'e kafirlerden biriyle karşılaşıp vuruşursam o kılıcıyla benim bir kolumu keserse, sonra da benden kaçıp bir ağaca sığınır ve 'Ben Müslüman oldum' derse ne yapmalıyım? Bu sözü söyledikten sonra onu öldürebilir miyim? Ey Allah'ın Rasulü? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) cevaben "Onu öldürme!" buyurdu. Mikdâd: 'Ama o benim bir kolumu kesti. Kolumu kestikten sonra o sözü söyledi' diye itiraz edince, Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: "Onu öldürme! Şayet onu öldürecek olursan, o senin önceki konumuna gelir, sen de onun o sözü söylemeden önceki konumuna düşersin."
Bize Abdullah b. Yezîd, ona Saîd -b. Ebî Eyyub-, ona Muhammed b. Aclân, ona el-Ka'ka' b. Hakîm, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasûlullah’ın (sav.) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "İman bakımından Müminlerin en mükemmeli, ahlâk bakımından en güzel olanıdır."
Bize Zeyd b. Hubab, ona Ali b. Mes'ade el-Bâhilî, ona Katâde (b. Diame), ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuuştur: "Kulun kalbi istikamet üzere (dosdoğru) oluncaya kadar imanı dosdoğru olmaz. Dili dosdoğru oluncaya kadar da kalbi dosdoğru olmaz. Komşusunun, kötülüğünden emin olmadığı kimse de cennete giremez."
Bize Abdussamed, ona Hammad b. Seleme, ona el-Cüreyrî, ona daEbu Nadra şöyle rivayet etmiştir: "Sahabeden Ebu Abdullah isminde biri hastalanmıştı. Arkadaşları onu ziyaret etmek için evine gittiler. O esnada hasta ağlıyordu. Ona “Neden ağlıyorsun? Rasulullah (sav) sana ‘bıyıklarından (biraz) kırp, sonra bana kavuşuncaya kadar böyle devam et’ dememiş miydi?” dediler. Hasta “evet, ama ben Hz. Peygamber'i (sav) işittim şöyle buyuruyordu: Allah Tebâreke ve Teâlâ, bir kısım zürriyeti sağ eliyle kavrar ve ‘bunlar buraya (cennete) ait, (sayılarına) aldırmıyorum' buyurur. Sonra diğer (sol) eliyle de bir kısmını alır ve bunlar da buraya (cehenneme) ait (sayılarına) aldırmıyorum’ buyurur. Şimdi ben bu iki elden hangisinde olacağım? Onu bilmiyorum” dedi."
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona ez-Zührî, ona Atâ b. Yezîd, ona Ubeydullah b. Adiy, ona Mikdâd b. Esved (T) Bana İshak, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona da amcası İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd, ona Ubeydullah b. Adiy, ona da Benu Zühre kabilesinin anlaşmalı dostu olan ve Rasulullah (sav) ile birlikte Bedir'e katılan Mikdâd b. Amr'ın söylediğine göre o, Hz. Peygamber'e kafirlerden biriyle karşılaşıp vuruşursam o kılıcıyla benim bir kolumu keserse, sonra da benden kaçıp bir ağaca sığınır ve 'Ben Müslüman oldum' derse ne yapmalıyım? Bu sözü söyledikten sonra onu öldürebilir miyim? Ey Allah'ın Rasulü? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) cevaben "Onu öldürme!" buyurdu. Mikdâd: 'Ama o benim bir kolumu kesti. Kolumu kestikten sonra o sözü söyledi' diye itiraz edince, Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: "Onu öldürme! Şayet onu öldürecek olursan, o senin önceki konumuna gelir, sen de onun o sözü söylemeden önceki konumuna düşersin."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman ve Mansur, onlara Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bir cenazedeydik. Kendisi düşünceye dalmış elindeki sopayla yeri çiziyordu. Bu esnada şöyle buyurdu: "Her biriniz için cennette veya cehennemde kalacağı yer boşaltılmış, sizin için hazırlanmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? yani (bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav): "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu ve şu ayetleri okudu: "Artık kim verir ve sakınırsa (en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız, onda başarılı kılarız.) (Leyl-5-7)"
Bana Ahmed b. el-Mikdâm, ona el-Fudayl b. Süleyman, ona Ebû Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâidî şunu anlattı: Bizler Rasulullah (sav) ile beraberdik, Kendisi hendek kazıyor, biz de toprak taşıyorduk. Hz. Peygamber (sav) bizim yanımıza geldiğinde şu beyti söylerdi: "Allah'ım! Ahiret hayatından başka gerçek hayat yoktur. Sen Ensâr ve Muhacire mağfiret eyle." [Bu hadisi Hz. Peygamber'den rivayet etmekte Sehl b. Sa'd, ona (Enes b. Malik'e) mutâbaat etmiştir]
Bize Affân, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü, bir yandan hendek kazıyor bir yandan da 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diye şiir söylüyorlardı. Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu. Hz. Peygamber'e (sav) üzerine, bozulmaya yüz tutmuş, bayat yağ sürülmüş arpa ekmeği getirildi, ondan yediler. Hz. Peygamber (sav) 'hayır ancak ahiret hayrıdır' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman ve Mansur, onlara Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bir cenazedeydik. Kendisi düşünceye dalmış elindeki sopayla yeri çiziyordu. Bu esnada şöyle buyurdu: "Her biriniz için cennette veya cehennemde kalacağı yer boşaltılmış, sizin için hazırlanmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? yani (bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav): "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu ve şu ayetleri okudu: "Artık kim verir ve sakınırsa (en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız, onda başarılı kılarız.) (Leyl-5-7)"