177 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Râfî ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak rivayet etti. İbn Râfî' dedi ki: Bize Abdürrezzak rivayet etti. Ona Mamer, ona ez-Zührî, ona da İbn Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre ona Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile Huneyn gazvesinde bulunduk. Müslüman olarak bilinen bir adam için "bu adam cehennemliktir" buyurdular. Savaş yerine vardığımız zaman o adam gayretle çarpıştı ve yaralandı. Bunun akabinde Ya Rasulullah, kendisi için "cehennemliktir" dediğin adam bugün gayretle çarpıştı ve öldü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "cehenneme!" buyurdular. Bazı müslümanların şüpheye düşmesine ramak kalmıştı. Onlar bu hâl üzere iken birden adamın ölmediği ve ağır bir şekilde yaralandığı söylendi. Akşam olunca adam yaraların acısına dayanamayarak kendini öldürdü. Bunu Peygamber'e (sav) haber verdiler. Bunun üzerine; "Allahu ekber. Şehâdet ederim ki ben Allanın kulu ve Rasuluyüm" buyurdular. Sonra Bilal'e emir verdi. O da cemaatin içinde; "Müslüman kişiden başkası cennete giremez. Allah bu dinî dilerse fâcir bir adamla da destekler" diye nida etti.
Açıklama: Ebu Hureyre'den Said b. Müseyyeb'in naklettiği bu rivayete göre olay, Huneyn'de geçmektedir. Adamın müslüman olarak bilinmesi ile, Hz. Peygamber'in 'cehennemliktir' sözü, şahsın münafık olma ihtimalini hatıra getirmektedir. 'Allah facir bir kimseye de bu dini destekletir' beyanı da bu ihtimali desteklemektedir. Bu rivayette şahsın kimliği hakkında bir bilgi verilmemektedir. Rivayetlerin bir grubunda olay mahalli olarak Hayber, diğer grubunda ise Huneyn olarak farklı yer isimleri verilse de doğrusunun Hayber olduğu belirtilmektedir. Söz konusu şahsın da Ebu'l-Fendak lakablı Kuzman et-Tıfrî (Zafrî) olduğu kaydedilmiştir. Kuzman müslümanların karargahında Hz. Peygamber'in cadırına gelmiş, ayrıldıktan sonra Hz. Peygamber ashabına "Cehennemlik birini görmek isteyen bu adama baksın' buyurmuştur.Hz. Peygamber'e bu sözü söyleten nedeni bilmiyoruz. Müslüman olduğu bilgisi ve savaşta meydana atılması, arka plan bilgisine sahip olmayan müslümanlar arasında bir şaşkınlık oluşturmuştur. Yaralanıp da acıya dayanamayarak intihar etmesi üzerine, Hz. Peygamber'in 'Cehennemliktir' sözü ile intihar arasından bir ilişki kurulmasına neden olmuştur. Rivayetin başka bir formunda da ebedi olarak cehennemde kalacağı vurgusu öne çıkarılmıştır. Ancak Hz. Peygamber'in Cehennemlik sözü ile şahsın münafık olması dolayısıyla ebedi cehennemlik addedilmesi son derece insicamlı ve tutarlı bir yorumdur.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir: "Kim zehir içerek canına kıyarsa, cehennemde sonsuza kadar elindeki zehiri içer durur."
Açıklama: Ebu Davud'un tercih ettiği bu rivayette de sadece zehir içerek gerçekleştirilen ölüm vurgulanmıştır.
Bize Şebîb, ona Yûnus b. Yezîd, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ile Abdurrahmân b. Abdullah b. Ka'b, onlara da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Biz Hayber'de Hz. Peygamber'in beraberinde hazır bulunduk." Abdullah b. Mübarek, Yunus'tan, o ez-Zührî'den, o Said'den o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Salih bu senede tabi olarak ez-Zührî'den bu hadisi rivayet etmiştir. Zubeydî (Muhammed b. Velîd) şöyle dedi: Bana Zührî haber verdi; ona da Abdurrahmân b. Ka'b'ın rivayet ettiğine göre Ubeydullah b. Ka'b şöyle demiştir: Bana Hayber'de Peygamber'le beraber hazır bulunan kişi haber verdi. Ve yine ez-Zührî şöyle demiştir: Bana, Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer ile Saîd b. Müseyyeb, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiler.
Açıklama: Rivayet muallaktır; musannif ile Abdullah b. Mübarek arasında inkita vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Said el-Eşec, o ikisine Veki', ona el-A'meş, ona Ebû Salih rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her kim kendini bir demir parçası ile öldürürse, demiri elinde, onu karnına saplar bir hâlde cehennem ateşinde ebedî olarak kalacaktır. Her kim zehir içerek kendini öldürürse o kimse de zehrini cehennem ateşinde ebedî ve daimi kalarak içecektir. Her kim bir dağdan atıp kendini öldürürse o da cehennem ateşinde ebedî olarak yüksek bir yerden kendini atacaktır."
Bana Züheyr b. Harb, ona Cerir; (T) Bize Said b. Amr el-Eşasî, ona Abser; (T) Bize Yahya b. Habib el-Hârisi ona Halid b. Haris, ona Şube rivayet etti. Bu ravilerin hepsi bu isnadla bu hadisi benzer bir ifade ile rivayet ettiler. "Şube'nin Süleyman'dan rivayetinde Zekvan'dan dinledim ibaresi vardır."
Bize Yahya b. Yahya, ona Muaviye b. Sellam b. Ebu Sellam ed-Dimaşkî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Kilabe, ona da Sabit b. Dahhâk'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Her kim yalan yere İslam'dan başka bir dine mensup olduğuna dair yemin ederse o kimse dediği gibidir. Ve kim bir şeyle kendini öldürürse kıyamet gününde o şeyle kendisine azap edilir. Bir kimse sahip olmadığı bir şeyi adayamaz."
Bize Ebu Ğassan el-Misma'î, ona Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Kilabe, Sabit b. Dahhâk'tan (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kişi sahip olmadığı bir şeyde adakta bulunamaz. Mümine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Her kim dünyada kendini bir şeyle öldürürse kıyamet gününde o şeyle kendisine azap edilir. Her kim bir kazanç sağlamak için yalan yere bir şey iddia ederse Allah onu daha da azaltır. Bir de her kim yalan yere bir şeye yemin ederse (o da öyledir)."
Bize Ebu Tevbe er-Rabî' b. Nâfi', ona Muaviye b. Sellam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Kilabe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'e ağacın altında biat ettiğini haber veren Sabit b. Dahhâk (ra) Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmişti: "Kim yalan yere başka bir dine mensup olduğuna dair yemin ederse, o dediği gibidir. Kim kendisini bir şeyle öldürürse kıyamet gününde kendisine onunla azap edilir. Kişi sahip olmadığı şey üzerine adakta bulunamaz."
Bize İbn Nüfeyl, ona Züheyr, ona Simak, ona da Cabir b. Semure şöyle dedi: Bir adam hastalanmıştı. Bir süre sonra onun hakkında ağıtlar yükselmeye başladı. Bunun üzerine (o hastanın) komşusu, Rasulullah'a (sav) gelip: (Ey Allah'ın Rasulü) O (adam) öldü, dedi. (Hz. Peygamber de): "Ne biliyorsun?" diye sorunca ben onu (ölmüş halde) gördüm dedi. Rasulullah da (sav): "O kimse ölmedi" dedi. (Adam da) döndü (gitti). Derken (hastanın evinden tekrar) onun için ağıtlar yükseldi. Bunun üzerine (hastanın komşusu tekrar) Rasulullah'a (sav) geldi ve Ey Allah'ın Rasulü o kimse gerçekten öldü, dedi. Peygamber de (sav): "O ölmedi" buyurdu. (Adam tekrar) döndü (gitti. Fakat) (evden yine) o kimse için ağlanıp sızlandığı işitilmeye başlandı. O sırada (hastanın) karısı (dışarı çıkıp o adama) Rasulullah'a (sav) git ve kendisine haber ver dedi; (o adam da): Ey Allah'ım, sen ona lanet et! dedi. Sonra (bu) adam gitti ve o kimseyi yanındaki mızrak demiri ile kendisini öldürmüş halde gördü. Ve hemen Peygamber'in yanına (sav) gelip onun öldüğünü kendisine bildirdi. (Rasul-ü Zîşan Efendimiz) "Ne biliyorsun?" diye sorunca onu yanındaki mızrak demiriyle kendini öldürmüş halde gördüm cevabını verdi. Hz. Peygamber tekrar "sen onu bu halde gördün mü?" diye sordu, adam da evet cevabını verdi. (Bunun üzerine Peygamber Efendimiz): "Öyleyse ben onun namazını kılmam!" buyurdu.
Bize İshak b. İbrahim, İshak b. Mansur ve Abdulvâris b. Abdussamed, onlara Abdussamed b. Abdülvaris, ona Şube, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Sabit b. Dahhâk el-Ensârî; (T) Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Sevrî, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona da Sabit b. ed-Dahhâk Hz. Peygamber'den (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan yere kasten yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Her kim kendini bir şeyle öldürürse Allah o kişiye cehennem ateşinde o şeyle azap eder." [Süfyan'ın hadisi bu şekildedir.] Şube'nin rivayetine göre ise Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan olarak yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Ve her kim kendini bir şeyle keserek öldürürse, kıymet gününde de o şeyle kesilir."
Açıklama: Yemini alışkanlık haline getiren insanları istisna edecek gibi görülen "kasten" ifadesinin kullanılması, 'bilerek söylememiştir' hüsnü zannıyla müslümanı tekfirden kaçınmayı öğütlerken, bu beyanla yemin eden birisine de gerçekten İslam'a değil, o dine mensup olarak değerlendirileceği uyarısını yapmaktadır.