176 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Vehb b. Cerîr, ona babası Cerir'in rivayet ettiğine göre Hasan şöyle dedi: Bize Cündeb b. Abdullah el-Becelî şu mescidde rivayet etti. Bir daha da unutmadık. Cündeb'in Rasulullah (sav) hakkında yalan söylemiş olacağını düşünmüyoruz. Cündeb dedi ki: Rasulullah (sav); "sizden önceki ümmetlerden bir adamda bir çıban çıkmış..." buyurdu. Arkasından, hadisi yukarıda geçen hadis gibi rivayet etti.
Açıklama: Müslim'in sahihine almayı uygun gördüğü bu rivayet, M000307 numaralı diğer rivayetinden farklı olarak çıban vurgusuyla nakledilmektedir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî; (T) Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Abdurrezzak, ona Ma’mer, ona ez-Zuhrî, ona İbn Müseyyeb ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte idik. "İslam iddiasında bulunan bir adam hakkında" Allah Rasulü, "bu cehennemliktir" buyurdu. Savaş başlayınca adam cesaretle çarpıştı, ancak yaralandı. Hz. Peygamber’e, ‘senin cehennem ehlindendir dediğin kişi, bugün cesaretle savaştı ve öldü’ denildi. Hz. Peygamber de "Cehenneme gitmiştir" buyurdu. İnsanların bir kısmı şüphelenmeye başladı. Onlar bu hal üzereyken adamın ölmediği, ancak ağır yaralı olduğu haberi geldi. Gece oldu, yaralı adam acıya dayanamadı ve intihar etti. Bu durum kendisine haber verilince Hz. Peygamber: "Allahu Ekber, ben kendimin Allah’ın kulu ve Resulü olduğuma şahitlik ediyorum” dedi . Sonra Bilal’e "Cennete sadece Müslüman olanların gireceğini, Allah’ın bu dini fâcir kimselerle de destekleyebileceğini ilan etmesini emretti."
Açıklama: Buhari’nin 4204/3907 numaralı hadisinden anlaşıldığı üzere olay Huneyn’de geçmektedir. Farklı nedenlerle Müslüman olduğunu iddia eden, ancak bilgisi Hz. Peygamber’e verildiği gibi, toplumda davranışlarıyla da kendilerini izhar eden münafıklar bulunmakta idi. Savaş meydanında kahramanca savaşan şahsın böyle biri olduğu anlaşılmaktadır. Kendi eceli konusunda Allah’ın hükmüne boyun eğmeyip intihar etmesi de buna bir işaret olarak görülmüştür. Bu olay, intihar edenin dinden çıktığı şeklinde anlaşılmamalıdır. Nitekim Allah Rasulü, adamın intiharıyla dinden çıktığını söylememiş, aksine diri iken savaş meydanında çarpışmasına atıfla “Allah bu dini facir kimselerle de destekler” şeklinde izah etmiştir. Öte yandan iman ve teslimiyet olmadığında savaş meydanında ölmenin bile bir anlamı olmadığı vurgulanmaktadır. Nitekim gerçekte Müslüman olmadığı halde, İslam iddiasında bulunan bir şahsın, savaşsa bile cennete gidemeyeceği anlatılmıştır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî; (T) Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Abdurrezzak, ona Ma’mer, ona ez-Zuhrî, ona İbn Müseyyeb ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte idik. "İslam iddiasında bulunan bir adam hakkında" Allah Rasulü, "bu cehennemliktir" buyurdu. Savaş başlayınca adam cesaretle çarpıştı, ancak yaralandı. Hz. Peygamber’e, ‘senin cehennem ehlindendir dediğin kişi, bugün cesaretle savaştı ve öldü’ denildi. Hz. Peygamber de "Cehenneme gitmiştir" buyurdu. İnsanların bir kısmı şüphelenmeye başladı. Onlar bu hal üzereyken adamın ölmediği, ancak ağır yaralı olduğu haberi geldi. Gece oldu, yaralı adam acıya dayanamadı ve intihar etti. Bu durum kendisine haber verilince Hz. Peygamber: "Allahu Ekber, ben kendimin Allah’ın kulu ve Resulü olduğuma şahitlik ediyorum” dedi . Sonra Bilal’e "Cennete sadece Müslüman olanların gireceğini, Allah’ın bu dini fâcir kimselerle de destekleyebileceğini ilan etmesini emretti."
Açıklama: Olayın yer ve zamanı belirtilmeksizin, Müslüman olduğunu iddia eden, bir adam hakkında Hz. Peygamber 'bu cehennemeliktir' buyurmaktadır. Toplumda davranışlarıyla kendilerini izhar eden münafıkların bulunduğu bilinmekte idi. Savaş meydanında kahramanca savaşan şahsın Kuzman isimli bir münafık olduğu anlaşılmaktadır. Kendi eceli konusunda Allah’ın hükmüne boyun eğmeyip intihar etmesi de buna bir işaret olarak görülmüştür. Bu olay, intihar edenin dinden çıktığı şeklinde anlaşılmamalıdır. Nitekim Allah Rasulü, adamın intiharıyla dinden çıktığını söylememiş, aksine diri iken savaş meydanında çarpışmasına atıfla “Allah bu dini facir kimselerle de destekler” şeklinde izah etmiştir. Öte yandan iman ve teslimiyet olmadığında savaş meydanında ölmenin bile bir anlamı olmadığı vurgulanmaktadır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Süleyman (Ebu Bekir onun Süleyman b. Harb olduğunu söyledi), ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Tufeyl b. Amr ed-Devsî Peygamber'e (sav) gelerek: Ya Rasulullah! Korunaklı bir kaleye ve muhafızların yanına gitmek ister misin? dedi. Cabir, cahiliye devrinde Devs'e ait bir kale vardı dedi. Peygamber (sav) buna razı olmadı. Çünkü Allah muhafızlığı ensara ayırmıştı. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret etti. Onunla kavminden bir kişi de hicret etti. Fakat Medine'de sıkılmışlardı. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı ve onlarla parmak eklemlerini kesti. Ellerinden akan kan kesilmeyince öldü. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel ama elleri sarılı bir haldeydi. Tufeyl ona; Rabbin sana ne yaptı? diye sordu. O da Peygamber'in (sav) yanına hicret ettiğim için beni affetti, diye cevap verdi. Tufeyl; neden ellerini sarılmış görüyorum? deyince; bana senin bozduğun bir şeyi düzeltecek değiliz dediler, cevabını verdi. Tufeyl bu rüyayı Rasulullah'a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Allah'ım onun ellerini de affet!" diye dua etti.
Bize Avn b. Sellam el-Kûfî, ona Züheyr, ona Simak, ona da Cabir b. Semura'dan rivayet edildiğine göre; "Hz. Peygamber'e (sav) kendini okuyla öldüren bir adam getirdiler de onun cenaze namazını kılmadı."
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb, ona Ebu'z-Zinad, ona A'rec, ona da Ebû Hureyre Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir. "(Dünyada iken) kendini boğarak öldüren kimse, ateşin içinde de kendini boğar durur. Bedenine bir şey sokarak kendini öldüren kimse, ateşte de aynı şeyi bedenine sokmaya devam eder" buyurdu.
Bize Abdurrezzak, ona Ma’mer, ona A’meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etmiştir: “Kim bir demir parçasıyla kendisini öldürürse, cehennem ateşinde sonsuza kadar demiri karnına sokar durur. Kim kendisini uçuruma atarak öldürürse o cehennem ateşinde sonsuza kadar kendisini atar durur. Kim zehir içerek kendisini öldürürse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar elindeki zehiri içer durur.”
Bize Ârim, ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvâf, ona Ebu'z-Zübeyr ona da Cabir b. Abdullah rivâyet etmiştir: Tufeyl b. Amr Hz. Peygamber’e “Devs kabilesi gibi bir kalen ve kuvvetin olmasını ister misin? diye sordu. Hz. Peygamber, Alah bu şerefi Ensara saklandığı için kabul etmedi. Bunun üzerine Tufeyl hicret etti. Onunla birlikte kavminden biri daha hicret etti. Adam hastalandı ve dayanamadı -ya da buna benzer bir şey söyledi-. Adam ok torbasına doğru gitti ve ucu keskin bir ok alarak bileklerini kesti, sonra da öldü. Tufeyl onu rüyasında gördü ve 'Sana nasıl muamele edildi?' diye sordu. Rabbim beni Hz. Peygamber'e (sav) hicretim nedeniyle bağışladı. "Elinin hali ne?" diye sordum. Adam: “Bana elinin halini düzeltmeyeceğiz denildi.” dedi. Tufeyl bu rüyayı Hz. Peygamber'e anlatınca, Hz. Peygamber (sav) ellerini kaldırarak onun için "Ey Rabbim! Ellerini de bağışla!" diye dua etti.
Bize Ebu Yemân, ona Şu'ayb, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Biz Hayber Gazvesi'nde hazır bulunduk. Rasulullah (sav), beraberinde bulunan ve müsülüman olduğunu iddia eden bir adam için: "Bu, cehennem ehlindendir" buyurdu. Çarpışma zamanı gelince o kişi çok güzel bir şekilde savaştı ve çok yara aldı. Bazı sahabiler Rasûlullah'ın sözü hakkında şüpheye düştüler. O kişi, yaralarının acısı şiddetlenince elini ok kuburuna uzatıp birkaç ok çıkardı ve onlarla kendisini öldürdü. Bunun üzerine müslümanlardan bazıları süratle gittiler ve Hz. Peygamber'e şöyle dediler: Yâ Rasûlallah! Allah Senin sözünü doğruladı: O kişi intihar etti ve öldü, dediler. Bunun üzerine Rasûlullah: "Kalk ya Fulân! Cennete mü'min olandan başkası girmez; muhakkak ki Allah, bu dîni (dilerse) fâcir kişi ile de teyit edip kuvvetlendirir." buyurdu. ez-Zuhrî'den rivayetinde Ma'mer b. Râşid, Şuayb'e mutâbaat etti.
Açıklama: Buhari'nin B004203 nolu rivayetinde mekanı ve zamanı belirtilmeyen olayın bu rivayette Hayber'de yaşandığı ifade edilmektedir. B004204 nolu rivayete göre müslümanların içinde ifadesiyle muallakta bırakılan şahsın, bu rivayette müslüman olduğunu iddia eden, diğer bir ifadeyle en azından Hz. Peygamber tarafından münafık olduğu bilinen bir şahıs hakkında Hz. Peygamber (sav) bu cehennemliktir, buyurmuştur. Cihada çıkan ve kaçmadan cesaretle savaş meydanında mücadele eden bu şahıs hakkındaki 'cehennemliktir' sözü müslümanlar arasında şaşkınlık yaratmıştır. Daha sonra yaralarının verdiği acının şiddetine dayanamayan adam, kendi okuyla intihar etmiştir. İntihar etmenin cehenneme gitmek anlamına geldiğini bilen müslümanlar Hz. Peygamber'e gelerek "Allah senin sözünü doğruladı. O kişi intihar etti ve öldü" dediler. Ancak rivayetin başındaki "İslam olduğunu iddia eden kişi", şahsın münafık olduğunu ortaya koymaktadır. Sonundaki "Cennete mümin olandan başkası giremez. Allah dilerse bu dini facir ile de teyit edip kuvvetlendirir" ifadesi de adamın inancı ile ilgili özel durumu ortaya koymaktadır. Yaralanan şahsın sabretmeyip canına kıyması da iman ve tevekkül konusundaki özel durumuna işaret etmektedir. Dolayısıyla bu rivayette intihar etmek ile cehennemlik olmak arasındaki ilişkinin ortaya konulması hedeflenilmemektedir.
Bize Ebu Yemân, ona Şu'ayb, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Biz Hayber Gazvesi'nde hazır bulunduk. Rasulullah (sav), beraberinde bulunan ve müsülüman olduğunu iddia eden bir adam için: "Bu, cehennem ehlindendir" buyurdu. Çarpışma zamanı gelince o kişi çok güzel bir şekilde savaştı ve çok yara aldı. Bazı sahabiler Rasûlullah'ın sözü hakkında şüpheye düştüler. O kişi, yaralarının acısı şiddetlenince elini ok kuburuna uzatıp birkaç ok çıkardı ve onlarla kendisini öldürdü. Bunun üzerine müslümanlardan bazıları süratle gittiler ve Hz. Peygamber'e şöyle dediler: Yâ Rasûlallah! Allah Senin sözünü doğruladı: O kişi intihar etti ve öldü, dediler. Bunun üzerine Rasûlullah: "Kalk ya Fulân! Cennete mü'min olandan başkası girmez; muhakkak ki Allah, bu dîni (dilerse) fâcir kişi ile de teyit edip kuvvetlendirir." buyurdu. ez-Zuhrî'den rivayetinde Ma'mer b. Râşid, Şuayb'e mutâbaat etti.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhârî ile Ma'mer b. Raşid arasında inkıta vardır. Buhârî'nin B004203 nolu rivayetinde mekanı ve zamanı belirtilmeyen olayın bu rivayette Hayber'de yaşandığı ifade edilmektedir. B004204 nolu rivayete göre müslümanların içinde ifadesiyle muallakta bırakılan şahsın, bu rivayette müslüman olduğunu iddia eden, diğer bir ifadeyle en azından Hz. Peygamber tarafından münafık olduğu bilinen bir şahıs hakkında Hz. Peygamber (sav) "Bu cehennemliktir" buyurmuştur. Cihada çıkan ve kaçmadan cesaretle savaş meydanında mücadele eden bu şahıs hakkındaki "cehennemliktir" sözü müslümanlar arasında şaşkınlık yaratmıştır. Daha sonra yaralarının verdiği acının şiddetine dayanamayan adam, kendi okuyla intihar etmiştir. İntihar etmenin cehenneme gitmek anlamına geldiğini bilen müslümanlar Hz. Peygamber'e gelerek "Allah senin sözünü doğruladı. O kişi intihar etti ve öldü" dediler. Ancak rivayetin başındaki "İslam olduğunu iddia eden kişi" ifadesi, şahsın münafık olduğunu ortaya koymaktadır. Sonundaki "Cennete mümin olandan başkası giremez. Allah bu dini [dilerse] facir kişi ile de teyit edip kuvvetlendirir" ifadesi de adamın inancı ile ilgili özel durumu ortaya koymaktadır. Yaralanan şahsın sabretmeyip canına kıyması da iman ve tevekkül konusundaki özel durumuna işaret etmektedir. Dolayısıyla bu rivayette intihar etmek ile cehennemlik olmak arasındaki ilişkinin ortaya konulması hedeflenilmemektedir.