208 Kayıt Bulundu.
Bize Kesir b. Ubeyd el-Mezhicî, ona Ebu Hayve, ona da Said, önceki hadisin isnadı ile mana bakımından bir benzerini rivayet edip "o, bizim namazımızı kesti, Allah da onu kötürüm kılsın" ilavesini kaydetmiştir. [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Ebu Müshir, Said'den nakledip "namazımızı kesti" demiştir.]
Açıklama: ''قَطَعَ اللَّهُ أَثَرَهُ'' ifadesi tam olarak anlaşılamamış; ifade, muasır bir şârihin kanaati doğrultusunda tercümeye yansıtılmıştır (Abdülmuhsin b. Hamd, Şerhu Süneni Ebî Dâvud, el-Mektebetü'ş-Şâmile, XCIII, 15). Sonraki hadis (D000707), şârihin yorumunun isabetli olabileceğini göstermektedir.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona Mücalid, ona Ebu Veddâk, ona da Ebu Said, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazı hiçbir şey bozmaz. (Ancak) Sizler, gücünüz yettiğince (buna) engel olun. Zira önünüzden geçmeye çalışan, şeytanın ta kendisidir."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Katade, ona Cabir b. Zeyd, ona da İbn Abbas, -Şube hadisi merfû olarak aktarmıştır- Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hayızlı kadın ve köpek, namazı bozar." [Ebu Davud şöyle demiştir: (Hadisi) Said ve Hişam, Katade'den, o da Cabir b. Zeyd vasıtasıyla İbn Abbas'tan, mevkûf olarak nakletmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste vurgulanan "namazı bozar" ifadesi fıkhi anlamda bozulma olarak görülmemiş; korku ya da ilgi duymak gibi, duyguları harekete geçireceği için namazda noksanlık olarak anlaşılmıştır (Azımâbâdî, Avnu'l-Ma'bûd, c.3, s.320). Bu uyarı, saf düzenini biçimlendirirken, mimari yapının tanziminde de fonksiyon icra etmiştir. Nitekim saf düzeninde kadınlar arkada yer almış, giriş çıkışları da mekanda uygun bir şekilde planlanmıştır.
Bize Muhammed b. İsmail el-Basrî, ona Muaz, ona Hişam, ona Yahya, ona İkrime, ona da İbn Abbas -ravi, hadisin Rasulullah'tan (sav) rivayet edildiğini sanmaktadır- Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri sütre olmaksızın namaz kıldığında köpek, eşek, domuz, Yahudî, Mecûsî ve kadın onun namazını bozar. Bunlar (onun) önünden geçtiğinde bir taş atımlık (mesafede olmaları namaz kılan için) yeterlidir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisten dolayı içimde bir huzursuzluk vardı. Bunu İbrahim ve başkaları ile müzakere ederdim (ancak), bu hadisi ne Muaz'dan başkasının Hişam'dan rivayet ettiğini ne de bunu bileni gördüm. Hişam'dan başkasının bu hadisi aktardığını görmedim. Zannediyorum ki yanılgı, İbn Ebu Semîne (diye bilinen) Haşim oğullarının azadlı kölesi Muhammed b. İsmail el-Basrî'den kaynaklanmadır. Hadisteki münker (olan husus), Mecûsî, "bir taş atımlık (mesafe) ve domuz ifadelerinin zikredilmesidir." (Ayrıca hadiste) nekâret vardır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi sadece Muhammed b. İsmail'den işittim ve zannediyorum ki o, yanılmıştır. Çünkü o, bizlere ezberinden rivayette bulunurdu.]
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Kasım, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Bizleri eşek ve köpekle aynı tutmanız ne kadar da kötü! Ben önünde uzanmış (uyurken) Rasulullah'ı (sav) namaz kılarken gördüm. Secdeye gitmek istediğinde ayağımı dürter, ben de onları toplardım. Ardından o, secdeye giderdi."
Bize Müsedded, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Mücalid, ona da Veddâk şöyle rivayet etmiştir: Kureyş'ten bir genç, namaz kılmakta olan Ebu Said el-Hudrî'nin önünden geçmeye kalktı da Ebu Said onu itti. Ardından genç, üç kere daha geçmeye çalıştı; ancak Ebu Said, onu her defasında itti. Ebu Said, namazı bitirince,' namazı hiçbir şey bozmaz' deyip Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "(Yine de sizler), gücünüz yettiğince (buna) engel olun. Zira o, şeytandır." [Ebu Davud şöyle demiştir: Rasulullah'tan (sav) nakledilen İki hadis çeliştiğinde Hz. Peygamber'den (sav) sonra ashabının amel ettiğine bakılır.]
Bize Ömer b. Şu'be b. Abide b. Zeyd, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Aîşe (r.anha) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz namaz kılarken abdesti bozulursa eliyle burnunu tutsun, sonra bulunduğu yerden öyle ayrılsın." Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Ömer b. Kays, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Âişe (r.anha) bu hadisin aynısını Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.