5013 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Abdurrahman, ona Saîd, ona Abdullah b. el-Velîd, ona İbn Huceyra, ona babası (Ekber Ebu Abdullah Abdurrahman b. Hüceyra), ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müminin mümin üzerinde altı hakkı vardır. Karşılaştığında (ona) selam verir, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunur, davet ettiğinde davetine icabet eder, hastalandığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesine iştirak eder, gıyabında onun iyiliğini İster."
Açıklama: Hadis sahihtir. عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْوَلِيدِ leyyin(Râvinin gevşek olduğunu ifade eden cerh terimi.)dir.
Bize Ebu Nadr, ona Abdurrahman, ona babası (Abdullah b. Dinar el-Kureşî), ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kul nereye (söylediğinin) farkına varmadan Allah azze ve cellenin rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah (cc) onun derecelerini yükseltir. Yine kul farkında olmadan Allah'ın (cc) öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, Allah (cc) o söz sebebiyle onu cehenneme sürükler."
Açıklama: Hadis sahihtir. İsaddayer alan عَبْدُ الرَّحْمَنِ abdurrahman hakkında kendisini sahih rütbesinden indiren sözler söylenmiştir.
Bize Kurrân b. Temmâm, ona Muhammed b. Aclân, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biriniz bir meclise girdiği zaman selam versin. Eğer oturmak isterse otursun ve kalktığında da yine selam versin. Çünkü ilk selam, son selamdan daha faziletli değildir."
Açıklama: İsnadı kavîdir.
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû Abdullah Muhammed b. Yakub, ona İbrahim b. İshak, ona Harun b. Abdullah, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Meysere, ona Ebû Hâzim, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir olay gördüğünde ya hayır söylesin ya da sussun! Kadınlar hakkında size hayırlı olmanızı vasiyet ediyorum. Çünkü kadın, kaburga kemiği gibi (nârin) yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en zayıf tarafı üst kısmıdır. Eğer onu düzeltmeye çalışırsan kırarsın. Kendi haline bırakırsan, eğriliği aynen devam eder." Bu hadîsi Buhârî Sahîh'inde İshak b. Nasr vasıtasıyla Hüseyin el-Cu'fî'den tahric eder. Müslim de Ebû Bekir b. Ebî Şeybe vasıtasıyla Hüseyinden tahric eder.
Açıklama: "Kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır" ifadesi, kadın cinsini yaratılış maddesini belirtmek anlamında değildir. Burada kadının kırılgan tabiatı konusunda istiâre yapılmaktadır. Bu konudaki rivâyetlerin bir bölümünde kadın kaburga kemiğine benzetilmektedir. Bu ifade tarzı, bize hadîsin amacını göstermektedir. Bu da kadının nâzik, hassas ve kırılgan bir tabiata sahip olduğudur. Yine hadîsin bir rivâyetinde, “Onu düzeltmeye çalışırsan kırarsın, onun kırılması da boşanmasıdır” denmektedir. Bu ifade de hadîsin amacının, kadının yaratılış maddesini belirtmekten ziyâde, âile düzeninin korunması açısından kadının nâzik ve hassas tabiatına dikkat gösterilmesi gerektiğini, aksine bir davranışın âilenin yıkılması ile sonuçlanabileceğini belirtmek olduğunu göstermektedir. Bundan başka bir anlayış, kadınlara iyi muamele etmekten bahsedilirken, aynı anda sözü onların yaratılış maddelerine çevirmenin izahını da güçleştirir. İmam Gazzâlî şöyle der: “Erkeğin karısıyla iyi geçinmesi, ona güzel ahlâkla muamele etmesi, kadının kocası üzerindeki hakkıdır. Güzel ahlâktan maksat da; kadına eza-cefa etmemek değil, onun eza ve cefasına tahammül göstermektir. Kadının taşkınlığına karşı, tıpkı Allah’ın Rasûlü gibi yumuşak davranmaktır.”
Bize Affân, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu Sinan, ona Osman b. Ebu Sevde, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir Müslüman, kardeşini hastalığı dolayısıyla veya (hasta değilken) ziyaret edecek olursa, Allah (cc) ona 'Ne iyi ettin. Kardeşine gelmen de iyi oldu ve cennette bir konağa yerleştin' der."
Bize Yahya b. İshak, ona Ebu Avâne, ona Ömer b. Ebu Seleme, ona babası (Ebu Seleme b. Abdurrahman), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Üç şey vardır ki, bunların hepsi her Müslüman üzerinde bir haktır: Hasta ziyaret etmek, cenazelere katılmak, (aksırması sebebiyle) Allah'a (ac) hamdettiği takdirde aksıran kimseye rahmet dilemek ('yerhamükallah (Allah sana rahmet etsin)' demek).”
Bize İshak b. İsa, ona Ebu Avâne, ona Ömer b. Ebu Seleme, ona babası (Ebu Seleme b. Abdurrahman), ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Üç şey vardır ki, bunların hepsi her Müslüman üzerinde bir haktır: Hasta ziyaret etmek, cenazelere katılmak, (aksırması sebebiyle) Allah'a (ac) hamdini dile getiren aksıran kimseye rahmet dilemek ('yerhamükallah (Allah sana rahmet etsin)' demek).”
Bize Süleyman, ona İsmail, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslümanın müslüman üzerinde hakkı altıdır." 'Bunlar nelerdir Ey Allah'ın elçisi?' diye sorulunca şöyle cevap verdi: "Onunla karşılaştığında selam ver, seni davet ettiğinde davetine icabet et, nasihat istediğinde ona nasihat et, aksırdığında Allah'a hamd ederse (yerhamukellah) diyerek hayır duada bulun, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde cenazesine katıl"
Bize Ebu Mervan Muhammed b. Osman el-Osmanî, ona İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre ve Ebu Saîd el-Hudrî’nin haber verdiklerine göre: "Rasulullah (sav) mescidin duvarında bir balgam görünce, eline bir çakıl taşı alıp onu kazıdı. Sonra: “Biriniz balgam çıkaracak olursa yüzünü döndüğü kıble istikametine yahut sağ tarafına doğru asla balgam çıkarmasın, ya sol tarafına yahut sol ayağının altına tükürsün” buyurdu".
Bize Ebu Mervan Muhammed b. Osman el-Osmanî, ona İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona Ebu Hureyre ve Ebu Saîd el-Hudrî’nin haber verdiklerine göre: "Rasulullah (sav) mescidin duvarında bir balgam görünce, eline bir çakıl taşı alıp onu kazıdı. Sonra: “Biriniz balgam çıkaracak olursa yüzünü döndüğü kıble istikametine yahut sağ tarafına doğru asla balgam çıkarmasın, ya sol tarafına yahut sol ayağının altına tükürsün” buyurdu".