5013 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail- İbn Cafer-, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Seleme b. Ezrak, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Resûlullah'ın (sav) ailesinden bir kişi vefat etti. (Bunun üzerine) Kadınlar bir araya toplanıp ağlamaya başladılar. Hz. Ömer'in (b. Hattab) (ra), onların ağlamasını yasaklayıp oradan uzaklaştırmaya çalışması üzerine Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Ömer! Onları bırak (ağlasınlar). Hiç şüphesiz göz yaşarır; kalbe hüzün isabet eder; (ölen kişiden ayrılık) zamanı yakındır."
Açıklama: الْعَهْدَ قَرِيبٌ: Zaman yakındır ifadesi "şimdi gözlerin yaş dökeceği zamandır; ölümden kaynaklanan acı tazedir" şeklinde de anlaşılabilir." şeklinde de anlaşılabilir.
Bize Muhammed b. İsmail, ona Vehb b. İsmail el-Esedî, ona Abdullah b. Said el-Makburi,ona dedesi Keysan el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim ilmi, alimlere karşı övünmek, cahillerle çekişmek ya da insanların dikkatlerini kendisine çekmek için tahsil ederse Allah onu Cehenneme sokar."
Bize Ebu Mervan Muhammed b. Osman el-Osmanî, ona İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona Ebu Hureyre ve Ebu Saîd el-Hudrî’nin haber verdiklerine göre: "Rasulullah (sav) mescidin duvarında bir balgam görünce, eline bir çakıl taşı alıp onu kazıdı. Sonra: “Biriniz balgam çıkaracak olursa yüzünü döndüğü kıble istikametine yahut sağ tarafına doğru asla balgam çıkarmasın, ya sol tarafına yahut sol ayağının altına tükürsün” buyurdu".
Bize Kuteybe, ona Muhammed b. Musa, ona Sa’id b. Ebu Sa’id, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir mü’minin diğer mü’min üzerindeki hakkı altıdır. Hastalığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, davet ettiğinde icabet eder, karşılaştığında selam verir, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) onun için hayır dua eder, gıyabında veya yanında onun iyiliğini İster."
Bize İbrahim b. Yakub, ona Zeyd b. Hubab, ona İbn Alkame’nin azatlısı Humeyd el-Mekkî, ona Atâ b. Ebu Rebah, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yolunuz cennet bahçelerine düşerse oralardan faydalanmaya bakın”. Ben: 'Ey Allah’ın Rasulü, cennet bahçeleri nedir? dedim. O: “Mescitlerdir” buyurdu. Ben: 'Peki, ey Allah’ın Rasulü, oralardan yararlanmak ne demektir?, dedim. O: “Subhanallâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber: Allah’ı her türlü eksiklikten tenzih ederim, hamd Allah’a mahsustur, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür (demektir)” buyurdu. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garib bir hadistir.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona Ka'kâ b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) insanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda on(un şerrin)dan emin oldukları kimsedir."
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona İsmail b. İbrahim Ebu Yahya et-Teymî, ona İbrahim Ebu İshâk el-Mahzûmî, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Ben kendilerinden daha iyi bildiğim halde bana bir şeyler yedirsinler diye Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birilerine bazı ayetler hakkında soru sorardım. Cafer b. Ebu Talib'e sorduğumda bana hemen cevap vermez, evine götürürdü. Eşine "Ey Esma! Bize yemek getir!" derdi. Eşi bize yemek verdikten sonra bana cevap verirdi. Cafer, fakirleri çok sever, onlarla birlikte oturur ve sohbet ederdi. Bu sebeple Rasulullah (sav), ona yoksulların babası adını vermişti. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, garîbdir. Ebu İshak el-Mahzûmî, İbrahim b. Fadl el-Medenî'dir. Ehl-i hadisten bazıları, onu hafızası yönünden tenkit etmişler ve onun garîb rivayetleri olduğunu söylemişlerdir.
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona Muhammed (b. Cafer el-Hüzelî), ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Kasım b. Mihrân (el-Kaysî), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz namaz kılarken ne ön ne de sağ tarafına tükürmesin. Mutlaka tükürmesi gerekiyorsa soluna veya ayağının altına tükürsün." Ebu Hureyre (ra) dedi ki: "Böyle yapamayacaksa da Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı gibi yapsın. Hz. Peygamber (sav) bu şekilde elbisesinin içine tükürür (gibi yapmış) ve elbisesini ovalamıştı."
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Ömer b. Abdülvâhid, ona Evzâî, ona Muhammed b. Velid, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: "Bir bedevi kalkıp mescidin içinde küçük abdestini bozdu. Oradakiler adama mani olmak için üzerine yürüyünce Rasulullah (sav): 'Bırakın adamı, idrarının üzerine bir kova su dökün. Şüphesiz sizler kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, işleri zora sokanlar olarak gönderilmediniz' buyurdu."