5013 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclan, ona Said el-Makburi, ona Ebu Hureyre (ra) Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biriniz bir meclise ulaştığında selam versin ve oturmayı uygun görürse otursun. Kalktığı zaman selam verip ayrılsın. Çünkü önceki selamı sonrakinden daha iyi değildir." Ebu İsa -Tirmizi- şöyle demiştir: "Bu hadis hasendir. Aynı zamanda bu hadisi İbn Aclan, Saîd el-Makburî’den, o babasından, o da Ebû Hureyre’den (ra), o da Peygamber'den (sav) rivâyet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; musannif ile Muhammed b. Aclan arasında inkita vardır.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclan, ona Said el-Makburi, ona Ebu Hureyre (ra) Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biriniz bir meclise ulaştığında selam versin ve oturmayı uygun görürse otursun. Kalktığı zaman selam verip ayrılsın. Çünkü önceki selamı sonrakinden daha iyi değildir." [Ebu İsa -Tirmizi- şöyle demiştir: "Bu hadis hasendir. Aynı zamanda bu hadisi İbn Aclan, Saîd el-Makburî’den, o babasından, o da Ebû Hureyre’den (ra), o da Peygamber'den (sav) rivâyet etmiştir.]
Bize Muhammed b. Vezir el-Vâsıtî, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Aclân, ona Sümey, ona da Ebu Salih'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) hapşıracağı zaman yüzünü eliyle yahut elbisesiyle örter ve alçak sesle hapşırırdı. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen-sahih bir hadistir.
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Yezid b. Harun, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona babası, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah hapşırmayı sever, esnemeden ise hoşlanmaz. Sizden biri hapşırır ve ardından Elhamdülillah derse onu duyan her Müslümanın kendisine “Yerhamukallah/Allah seni bağışlasın” demesi bir haktır. Esneme ise (şeytandandır). Birinize esneme gelecek olursa yapabildiği kadar ona mani olsun. Sakın ola "Hâh, hâh!" diye ağzınızı yayarak esnemeyin. Zira bu ancak şeytandandır ve şeytan buna (sevinerek) güler." Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu sahih bir hadistir. İbn Aclân hadisinden de daha sahihtir. Said el-Makburî’nin hadisleri konusunda İbn Ebu Zi'b'in hafızası Muhammed b. Aclân’ın hafızasına nazaran daha sağlamdır, rivayetleri de daha sağlamdır. Tirmizi dedi ki: Bize Ebu Bekir el-Attâr el-Basrî, ona Ali b. Medini, ona da Yahya b. Said’in rivayet ettiğine göre Muhammed b. Aclân şöyle demiştir: Said el-Makburî, rivayet ettiği hadislerin bir kısmını doğrudan Ebu Hureyre’den, bir kısmını ise bir adam vasıtasıyla Ebu Hureyre’den naklederdi. Ben bunları ayırt edemeyince, Said hepsini doğrudan Ebu Hureyre’den nakletmiş gibi rivayet ettim.
Bize Muhamme b. Meymûn el-Mekkî, ona Süfyan, ona Ebü'z-Zinâd, ona el-A'rec, ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Kıyamet gününde Allah katında isimlerin en zelili adı Meliku'l-emlâk olan adamın ismidir." Sûfyân diyor ki: Melikü'l-emlak, 'Şâhân şâh' 'padişahlar padişahı' demektir. " أَخْنَعُ" kelimesi en çirkin anlamındadır. Bu hadis, hasen sahihtir.
Bize Süveyd, ona Abdullah b. Mübarek, ona Yunus b. Ebu İshak, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cebrâil bana geldi ve 'dün gece sana geldim ve senin bulunduğun eve girmeme evin kapısındaki (perdede bulunan) insan tasvirleri, üzerinde tasvirler bulunan bir örtü ve bir köpek engel oldu. Kapıda bulunan tasvirler için emret de koparılsın; böylece ağaç tasviri gibi olur. Örtüdekiler için emret, kesilip yaslanılan iki yastık yüzü yapılsın. Köpek için de emret, evden çıkarılsın' dedi." Rasulullah (sav), (denileni) yaptı. Bu köpek, Hasan ve Hüseyin'in oynadığı, evdeki eşyaların altında bulunan yavru bir köpekti. Emretti ve çıkarıldı. [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bu konuda Aişe ve Ebu Talha'dan da hadis rivayet edilmiştir.]
Bize İbn Ömer el-Mekkî, ona Süfyân, ona İbn Aclân, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz yatağından kalkıp tekrar yatağa döndüğünde, elbisesinin eteğiyle (kenarıyla) yatağı üç kez çırparak temizlesin. Çünkü kalktıktan sonra yatağa nelerin geldiğini bilemez. Yattığı zaman da şöyle desin: 'Rabbim! Senin adınla yanımı yatağa koydum, senin adınla kaldırırım. Eğer canımı alacak olursan ona merhamet et. Eğer canımı almazsan onu salih kullarını koruduğun gibi koru.' Uyandığında da şöyle desin: 'Bedenime afiyet veren , canımı bana geri veren ve kendisini zikretmeme izin veren Allah'a hamd olsun'." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Câbir ve Hz. Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre'nin hadisi hasen bir hadistir. Bazıları bu hadisi "elbisenin eteğinin iç tarafıyla silkelesin' şeklinde nakletmiştir.]
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Amr b. Avn, ona Hâlid b. Abdullah, ona Süheyl, ona babası (Zekvân) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) birimiz yattığımızda şöyle demesini bize emrederdi: "Allah'ım! Ey göklerin ve yerlerin Rabbi! Ey bizim ve her şeyin rabbi! Taneyi ve çekirdeği yaran, Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı indiren! Perçemini elinde tuttuğun her şer sahibinin şerrinden sana sığınırım. Sen kendisinden öncesi olmayan Evvel, kendisinden sonrası olmayan Âhir'sin. Sen kendisinden üstü olmayan Zâhir, kendisinden ötesi olmayan Bâtın'sın. Benim borçlarımı öde. Beni fakirlikten ve ihtiyaç duruma düşmekten koru." [Ebu İsâ (et-Tirmizî) ddr ki: Bu hasen-sahîh bir hadistir.]