5013 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbrahim b. Yakub, onlara Ravh b. Ubade, ona Habib b. Şehid, ona Hasan, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Binek üzerinde olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olanlar sayıca çok olanlara selam verir.” İbn Müsenna kendi rivâyetinde şunu da ilave etmektedir: “Küçük olan, büyük olana selam verir.” Bu konuda, Abdurrahman b. Şibl, Fedâle b. Ubeyd ve Câbir’den de rivâyet mevcuttur. Ebu İsa şöyle demiştir: "Bu hadis, Ebu Hureyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Eyyüb es-Sahtiyanî, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd ise şunu söylemektedirler: “Hasan, Ebu Hureyre’den hadis işitmemiştir.”
Açıklama: Bu isnad'da inkıta şüphesi olmasına rağmen hadis Ebû Hüreyre'den birçok tarikle nakledildiği için sahihtir.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbrahim b. Yakub, onlara Ravh b. Ubade, ona Habib b. Şehid, ona Hasan, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Binek üzerinde olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olanlar sayıca çok olanlara selam verir." [İbn Müsenna kendi rivâyetinde şunu da ilave etmektedir: "Küçük olan, büyük olana selam verir." Bu konuda, Abdurrahman b. Şibl, Fedâle b. Ubeyd ve Câbir’den de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, Ebu Hureyre’den birçok tarikle rivâyet edilmiştir. Eyyüb es-Sahtiyanî, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd ise şunu söylemektedirler: Hasan, Ebu Hureyre’den hadis işitmemiştir.]
Açıklama: Bu isnad'da inkıta şüphesi olmasına rağmen hadis Ebû Hüreyre'den birçok tarikle nakledildiği için sahihtir.
Bize Ali b. Hucr, ona Muhammed b. Yezid el-Vâsitî, ona Müstelim b. Saîd, ona Rumeyh el-Cüzâmî, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ganimet belli kişilerin elinde dönüp dolaşır hale getirilince, emanet ganimet bilinince, zekât ağır bir borç gibi görülünce, dinden başka bir maksatla ilim öğrenilince, adam annesini hor görüp hanımına itaat edince, babasını başından def edip dostunu yanı başında tutunca, mescitte sesler yükselince, kabilenin başına en fasıkları efendi olunca, bir kavmin lideri onların en rezilleri olunca, zararından korunmak maksadıyla bir adama hürmet gösterilince, şarkıcı cariyeler ve çalgı çengi meclisleri aleni hale gelince, su gibi içki içilince, bu ümmetin sonradan gelenleri öncekilere lanet okuyunca beklesinler ki kıpkızıl bir rüzgâr, bir sarsıntı, yerin dibine geçirilme, hilkatlerin değiştirilmesi, gökten gelecek bir azap gelsin. Artık ipi kopan bir gerdanlığın peş peşe dağılan taneleri gibi azaplar art arda kopar gelir.” Ebu İsa dedi ki: Bu hususta Ali’den gelmiş rivayet de vardır. Bu ise garib bir hadistir, sadece bu rivayetini biliyoruz.
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona A'meş, ona Ebu Sâlih, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni bırakın. Size bir şey söylediğimde onu belleyin. Sizden önceki kavimler gereksiz yere çok soru sormaları ve peygamberlerinin söyledikleri konusunda ihtilafa düşmeleri sebebiyle helak olmuşlardır." [Ebu İsa der ki: Bu hasen-sahîh bir hadistir.]
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yahudi ve Hıristiyanlara selam vermeyi önce siz başlatmayın. Onlarla yolda karşılaştığınız zaman, onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Ebû İsâ (Tirmizî: 'Bu, hasen sahîh bir hadistir' demiştir.]
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Mamer, ona Hemmam b. Münebbih, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Küçük, büyüğe; yoldan geçen, oturmakta olana; sayıca az olan, sayıca çok olanlar selam verir.” (Tirmizi), Bu hadis hasen sahihtir, demiştir.
Bize Muhammed b. Beşşar ve el-Hüseyin b. Ebu Kebşe el-Basri, onlara Yusuf b. Ya’kub es-Sedusi, ona Ebu Sinan el-Kasmeli eş-Şami, ona Osman b. Ebu Sevde, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim bir hastayı veya bir din kardeşini Allah rızası için ziyaret ederse bir münadi ona şöyle seslenir: İyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun, Cennetteki yerin güzel olsun." Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: Bu hadis, hasen garibtir. (Hadisin ravilerinden) Ebu Sinan’ın adı, İsa b. Sinan’dır. Hadisin bir kısmı Hammad b. Seleme>Sabit>Ebu Rafi’>Ebû Hureyre>Hz. Peygamber tarikiyle de rivayet edilmiştir.
Bize Muhammed b. Beşşar ve el-Hüseyin b. Ebu Kebşe el-Basri, onlara Yusuf b. Ya’kub es-Sedusi, ona Ebu Sinan el-Kasmeli eş-Şami, ona Osman b. Ebu Sevde, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim bir hastayı veya bir din kardeşini Allah rızası için ziyaret ederse bir münadi ona şöyle seslenir: İyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun, Cennetteki yerin güzel olsun." Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: Bu hadis, hasen garibtir. (Hadisin ravilerinden) Ebu Sinan’ın adı, İsa b. Sinan’dır. Hadisin bir kısmı Hammad b. Seleme>Sabit>Ebu Rafi’>Ebû Hureyre>Hz. Peygamber tarikiyle de rivayet edilmiştir.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona el-Ka'ka b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda (şerrinden) emin oldukları kimsedir." Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi hangisidir?" diye soruldu. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu. Bu konuda Câbir, Ebu Musa ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Cerîr, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih), ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir evlat babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını ödemiş olur." Ebû İsa (et-Tirmizî) dedi ki:: Bu hadis hasendir. Hadisi sadece Süheyl b. Ebu Salih isnadıyla biliyoruz. Süfyân es-Sevrî ve başkaları da Süheyl b. Ebu Salih'ten bu hadisi nakletmiştirler.