4991 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Kamil ve Kuteybe b. Said -hadis Kuteybe'nin lafızları ile aktarılmıştır-, onlara Abdülvahid, ona Hasan b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Süveyd, ona da Abdurrahman b. Yezid, İbn Mesud'un şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) bana; "yanıma girmek için iznin, aramızdaki perdenin kaldırılması ve fısıltımı duymandır. Seni menedinceye kadar bu şekildeki izin usulü devam edecektir" dedi.
Açıklama: Hadislerde izin alınmadan bir mesken ve benzeri yerlere girmek yasaklanmıştır. Bu rivayetten ise iznin sadece sözlü olmadığı, yerine göre bir takım işaret ve uygulamaların da iznin yerine geçebileceği anlaşılmaktadır. (Muhyeddin en-Nevevî, el-Minhâc şerh Sahîh-i Müslim, Dâr ihayi't-turâsi'l-Arabî, 14/150)
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah'a (sav) bir adam geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Bir topluluğu sevdiği halde henüz onlara kavuşamamış bir adam hakkında ne dersiniz?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kişi sevdiği ile beraberdir." Bu hadisi Ameş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah, ona Rasulullah'dan (sav) rivayet etmekte Cerîr b. Hâzım, Süleyman b. Karn ve Ebu Avâne mutabaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Kamil ve Kuteybe b. Said -hadis Kuteybe'nin lafızları ile aktarılmıştır-, onlara Abdülvahid, ona Hasan b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Süveyd, ona da Abdurrahman b. Yezid, İbn Mesud'un şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) bana; "yanıma girmek için iznin, aramızdaki perdenin kaldırılması ve fısıltımı duymandır. Seni menedinceye kadar bu şekildeki izin usulü devam edecektir" dedi.
Açıklama: Hadislerde izin alınmadan bir mesken ve benzeri yerlere girmek yasaklanmıştır. Bu rivayetten ise iznin sadece sözlü olmadığı, yerine göre bir takım işaret ve uygulamaların da iznin yerine geçebileceği anlaşılmaktadır. (Muhyeddin en-Nevevî, el-Minhâc şerh Sahîh-i Müslim, Dâr ihayi't-turâsi'l-Arabî, 14/150)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, o ikisine Ebu Ahvas, ona Mansur; (T) Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim –lafız Züheyr'e aittir-, onlara Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunuzda, (başka) insanların arasına karışıncaya kadar, (sizden) iki kişi, diğerini bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın. Zira bu, onu (üçüncü kişiyi) üzer."
Bize Osman, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunuzda, (başka) insanların arasına karışıncaya kadar, (sizden) iki kişi, diğerini bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın. Zira bu, onu (üçüncü şahsı) üzer."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, onlara Ebu Ahvas, ona Mansur; (T) Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe, İshak b. İbrahim –lafız Züheyr'e aittir-, onlara Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunuzda, (başka) insanların arasına karışıncaya kadar, (sizden) iki kişi, diğerini bırakıp da (kendi aralarında) gizli konuşmasın. Zira bu, onu (üçüncü kişiyi) üzer."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, onlara Ebu Ahvas, ona Mansur; (T) Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe, İshak b. İbrahim –lafız Züheyr'e aittir-, onlara Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunuzda, (başka) insanların arasına karışıncaya kadar, (sizden) iki kişi, diğerini bırakıp da (kendi aralarında) gizli konuşmasın. Zira bu, onu (üçüncü kişiyi) üzer."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, onlara Ebu Ahvas, ona Mansur; (T) Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe, İshak b. İbrahim –lafız Züheyr'e aittir-, onlara Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunuzda, (başka) insanların arasına karışıncaya kadar, (sizden) iki kişi, diğerini bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın. Zira bu, onu (üçüncü kişiyi) üzer."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, onlara Ebu Ahvas, ona Mansur; (T) Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe, İshak b. İbrahim –lafız Züheyr'e aittir-, onlara Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunuzda, (başka) insanların arasına karışıncaya kadar, (sizden) iki kişi, diğerini bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın. Zira bu, onu (üçüncü kişiyi) üzer."
Bize Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da İbn Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Medine'deki bir tarlada Hz. Peygamber'le (sav) birlikte idim. Rasûlullah (sav) bir ağaç dalına yaslanmıştı. O sırada Yahudilerden bir grup oradan geçiyordu, içlerinden biri, 'Ona ruh hakkında sorun' dedi. Bazıları ise, 'Hayır sormayın, çünkü size hoşlanmayacağınız şeyler söyleyebilir' dediler. Sonunda onun yanına gelip, 'Ey Ebu'l-Kâsım! Bize ruhtan bahset' dediler. Hz Peygamber bir müddet durup bekledi. O sırada kendisine vahiy geldiğini anlamıştım. Biraz geri durdum, nihayet vahiy hali kalktı. Sonra şu âyeti okudu: "Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruhun ne olduğunu ancak Rabbim bilir, size ise pek az bilgi verilmiştir.(el-İsra, 17/85)".