4997 Kayıt Bulundu.
Bize Abîde b. Humeyd, ona da Süveyr b. Ebu Fâhite, babası (Ebu Fâhite)'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Ebu Musa el-Eş’ari, Hz. Ali’nin hastalanan oğlu Hasan’ı ziyarete gitmişti. Hz. Ali içeri girince 'Ey Ebu Musa! Hasta ziyareti için mi yoksa normal bir ziyaret için mi geldin?' diye sorunca, Ebu Musa 'Hayır, bilakis hasta ziyareti için geldim ey müminlerin emiri!' dedi. Bunun üzerine Hz. Ali, ben (bu konuda) Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu duydum dedi: "Hasta olan bir Müslümanı ziyaret eden her bir kimse için, yetmiş bin melek sabahtan akşama kadar duâ ve istiğfar eder. Ve Allah o kimse için cennette bir harif tahsis eder." [Hadisin râvisi (Fâhite’nin babası) şu açıklamayı yapmıştır: Hz. Ali’ye 'Ey müminlerin emiri! Harif nedir?' diye sorduk. O da 'Hurma ağaçlarını sulayan deredir' cevabını verdi.]
Açıklama: hadis hasendir, fakat daha önce 612 de geçtiği gibi sahihtir, bu isnad Sevr b. Ebi Fahate'den dolayı zayıftır.
Bize Yezid, ona Hammâd b. Seleme, ona da Ya'lâ b. Atâ, Abdullah b. Yesar’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Amr b. Hureys, Hz. Ali’nin hastalanan oğlu Hasan’ı ziyaret için gitmişti. Hz. Ali 'İçinde beslediğin o duygulara rağmen, Hasan’ı ziyarete mi geldin?' deyince, Amr 'Sen benim Rabbim değilsin ki kalbimi dilediğin yöne çeviresin' diye onun söylediğine itiraz etti. Hz. Ali de “Bu durum, sana Hz. Peygamber'den (sav) işittiğimiz şu nasihati yapmamıza mani değildir' dedi: "Hasta kardeşini ziyaret eden her bir Müslüman için Allah (cc) yetmiş bin melek gönderir. Bu melekler, ziyaret vakti gündüzün hangi saatinde gerçekleşmişse o andan akşama, gecenin hangi saatinde yapılmışsa da o andan sabaha kadar ona dua ve istiğfar ederler." Amr (b. Hureys), Hz. Ali'ye 'Cenaze ile birlikte yürüme konusunda ne dersin? Önünde mi, yoksa arkasında mı yürümek daha faziletlidir?' diye sorunca, Hz. Ali 'Cenazenin önüne nazaran arkasında yürümenin fazileti, cemaatle kılınan farz namazın tek başına kılınan namaza olan fazileti gibidir' dedi. Amr 'Ama ben Ebu Bekir ve Ömer’i cenazenin önünde yürürlerken gördüm” deyince, Hz. Ali 'Onlar insanlara sıkıntı vermek istemedikleri için öyle yapmışlardır” diye cevap verdi.
Açıklama: Ebu Bekir ve Ömer’in insanlara sıkıntı vermemek için cenazenin arkasında değil de önünde yürümelerinin sebebi, ashâb içerisinde en faziletli görüldükleri için, insanların onların önünde yürümek istemeyecekleri ve bu konuda sıkıntıya düşebilecekleri ihtimalidir. Bundan dolayı cenazenin ve cemaatin arkasında değil de önünde yürümeleri muhtemeldir.
Bize Yahya b. Yahya ona Hüşeym ona Seyyâr, ona Sabit el-Bûnâni, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Resulullah (sav) çocukların yanından geçti ve onlara selam verdi."
Bize İsmail b. Salim, ona Hüşeym, ona da Seyyar bu isnadla haber vermiştir.
BizeAmr b. Ali ve Muhammed b. el-Velid, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona da Seyyar'ın şunu söylediğini nakletti: "Sabit el-Bünanî ile birlikte yürüyordum. Çocukların yanından geçti ve onlara selam verdi. Ardından Sabit şunu anlattı: Kendisi Enes'le (ra) beraber yürüyormuş. Enes (ra) çocukların yanından geçmiş ve onlara selam vermiş. Enes de (ra) Rasulullah (sav) ile yürüdüğünü anlatmış. Peygamber de (sav) çocukların yanından geçmiş ve onlara selam vermiş."
Bize Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Hakem b. Uteybe, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla şöyle rivayet etmiştir: Ebu Musa, Hz. Ali’nin oğlu Hasan’ın hasta ziyaretine gitmişti. Ali ona 'Hasta ziyareti için mi yoksa Hasan’ın hastalandığını görüp sevinmek için mi geldin?' diye sordu. Ebu Musa 'Hayır, bilakis ziyaret için geldim' deyince, Hz. Ali 'Gerçekten ziyaret için geldiysen, ben Hz. Peygamber’in bu konuda şöyle buyurduğunu duydum' dedi: "Bir kimse hasta olan Müslüman kardeşini ziyaret ettiği zaman, onun yanına varıp oturana kadar cennet bahçelerinde yürümüş gibi olur. Oturunca da rahmet onu kuşatır. Eğer ziyareti sabahleyin olursa, akşam oluncaya dek yetmiş bin melek ona duâ ve istiğfar eder. Ziyareti akşam olursa, sabahlayıncaya kadar yetmiş bin melek ona duâ ve istiğfar eder.”
Bize Ebu Muaviye, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) sağken ve sahabîlerin çoğu da hayatta iken, biz (fazilet bakımından sırasıyla) Ebu Bekir, Ömer ve Osman’ı sayar, bundan sonra ise bir sıralama yapmazdık."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Yezid Ebu Halid, ona Minhâl b. Amr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Herhangi bir Müslüman kul, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret edip de ona yedi kez 'Yüce arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim’ diye dua edecek olursa, mutlaka o hasta şifa bulur."
Bize Ebu Muaviye, ona Haccâc, ona Minhâl b. Amr, ona da Abdullah b. Hâris, İbn Abbas’ın şöyle dediğini (hadisin râvisi Ebu Muaviye, İbn Abbas'ın bu hadisi Hz. Peygamber'den (sav) naklettiğini söyleyerek) rivayet etmiştir: "Kim bir hastayı ziyaret eder de yedi kez 'Yüce arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim’ diye dua edecek olursa, eceli henüz gelmemişse, Allah o hastaya şifa verir." [Abdullah b. Hâris dedi ki: Bu haberi bize Yezid, rivayetin Hz. Peygamber’e aidiyetinde şüphe etmeksizin rivayet etmiş ve hadisin isnadında Yezid’e muvafakat etmiştir.]
Bize Yezid, ona Haccâc, ona Minhâl, ona Abdullah b. Hâris, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir Müslüman, henüz eceli gelmemiş hasta kardeşini ziyarete ederek yanına girer ve yedi defa 'Yüce arşın Rabbi olan Yüce Allah’tan filancaya çektiği acılarından şifa vermesini dilerim’ diye dua ederse, Allah azze ve celle o hastaya çektiği hastalığından şifa verir.”