5002 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nadr, ona Abdurrahman, ona babası (Abdullah b. Dinar el-Kureşî), ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kul nereye (söylediğinin) farkına varmadan Allah azze ve cellenin rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah (cc) onun derecelerini yükseltir. Yine kul farkında olmadan Allah'ın (cc) öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, Allah (cc) o söz sebebiyle onu cehenneme sürükler."
Açıklama: Hadis sahihtir. İsaddayer alan عَبْدُ الرَّحْمَنِ abdurrahman hakkında kendisini sahih rütbesinden indiren sözler söylenmiştir.
Bize Ebu Muaviye, ona Muhammed b. Amr b. Alkame el-Leysî, ona babası (Amr b. Alkame), ona dedesi Alkame, ona Bilal b. Hâris el-Müzenî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah azze ve cellenin rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Allah azze ve celle ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah'ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Allah azze ve celle ona gazabını yazar." [Hadisi nakleden ravi, Alkame'nin (bu hadisi naklettikten sonra) şöyle dediğini söylemiştir: (Bazen söylemeyi düşündüğüm) nice sözler var ki, Bilal b. el-Hâris'in naklettiği bu hadis beni bu sözleri söylemekten alıkoymuştur'.]
Açıklama: Amr b. Alkame'den sadece oğlu Muhammed b. Amr rivâyette bulunmuştur. İbn Hibbân onu Sikât'ında zikretmektedir. Muhammed b. Amr b. Alkame hasenü'l-hadistir.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mamer b. Raşid arasında inkıta vardır.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Urve arasında inkıta vardır.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona İbn Lehî’a, ona el-Haris b. Yezid, ona Ali b. Rebâh, ona Abdullah b. Amr b. el-Âs Muaz’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber bize beş şeyi tavsiye etti. Kim bunlardan birini yaparsa Allah’a emanettir. Kim bir hastayı ziyaret ederse veya (namazını kılmak için) bir cenaze ile çıkarsa ya da Allah yolunda savaşa çıkarsa veya destekleme ve saygı göstermek amacı ile devlet başkanının huzuruna girerse (yanında yer alırsa) ya da evinde oturursa insanlar (onun şerrinen) kurtulur ve o da (inanların eziyetlerinden) kurtulur. (İşte bunlar Allah’a emanettir.)
Bize Yahya b. Yahya et-Temimi, ona Ebu Heyseme, ona Eş’as b. Ebu’ş-Şa’sa (T) Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Eşas, Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin'in şöyle anlattığını rivayet etti: Bera b. Azib'in huzuruna girdim ve onu şöyle derken işittim: "Hz. Peygamber bize yedi şeyi emir, yedi şeyi de yasak etti: Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmayı, yemin edince gereğini yerine getirmeyi veya (şöyle yapacaksın diye) yemin edenin yeminini bozdurmamayı, mazluma yardım etmeyi, davete icabet etmeyi ve selamı yaymayı emretti. Altın yüzükleri yahut altından yüzük takmayı, gümüş kaptan bir şey içmeyi, ipekten eyer kılıfı yapmayı, ibrişimli ipek kumaşları, ipek, parlak atlas (istebrak) ve halis ipeği (dibac) yasak etti."
Açıklama: Hz. Peygamber tarafından emredilen ve nehyedilen yedi şey incelendiğinde bütün davranışların sosyal içerikli olduğu görülür. Hasta ziyareti de fertlerin zor zamanlarda birbirlerine maddi ve manevi olarak destek olmalarını sağlayacak toplumsal yönü olan bir ameldir. İbnü'l-Cevzî hadiste zikredilen hasta ziyaretinin gayelerine dikkat çekmiştir. Ona göre hasta şunlar gibi bazı amaçlara binaen ziyaret edilir: Rahatlatmak ve ihtiyaçlarını gidermek, ya da belki de vefatı yaklaşmış birinin ölüm hakkındaki nasihatlerini dinleyip, bunlara kulak vermek. (Bk. İbnü'l-Cevzi, Keşfu'l-müşkil, II, 236)
Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Ebu Avane, ona da Eşas b. Süleym'in aynı isnadla şöyle anlattığını rivayet etti: ["Rasulullah bize yedi şeyi emretti ve yedi şeyi yasakladı. Bize hasta ziyaret etmeyi, cenaze namazına katılıp ölüyü gömmeyi, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmayı, yemini bozmamayı yahut (şöyle yapacaksın diyerek) yemin edenin yeminini bozdurmamayı, mazluma yardım etmeyi, davet edenin davetine icabet etmeyi ve selamı yaymayı emretti. Yüzükleri veya altın yüzük takmayı, gümüş kablardan içmeyi, ipekli eğer yastıklarını, ibrişimli ipek kumaşları, ipeği, parlak atlas (istebrak) ve halis ipeği (dibac) ve yasakladı."] Ancak bu isnadda, yemini bozmamayı yahut (şöyle yapacaksın diye) yemin edenin yeminini bozdurmamayı cümlesi bulunmaz. Onun yerine kaybettiği bir şeyi (mescidde) ilan etmeyi ifadesini rivayet etmiştir.
Bize Yahya b. Yahya et-Temimi, ona Ebu Heyseme, ona Eşas b. Ebu Şa'sâ; (T) Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Eşas, Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin'in şöyle anlattığını rivayet etti: ["Bera b. Azib'in huzuruna girdim ve onu şöyle derken işittim: Hz. Peygamber bize yedi şeyi emir, yedi şeyi de yasak etti: Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmayı, yemin edince gereğini yerine getirmeyi veya (şöyle yapacaksın diye) yemin edenin yeminini bozdurmamayı, mazluma yardım etmeyi, davete icabet etmeyi ve selamı yaymayı emretti. Altın yüzükleri yahut altından yüzük takmayı, gümüş kaptan bir şey içmeyi, ipekten eyer kılıfı yapmayı, ibrişimli ipek kumaşları, ipek, parlak atlas (istebrak) ve halis ipeği (dibac) yasak etti."]
Bize Abdurrahman, ona Behz, ona Şu'be, ona İbn Osman b. Abdullah b. Mevheb ve babası Osman b. Abdullah, onlara Musa b. Talha, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam: 'Ey Allah'ın Rasulü! (sav) bana, beni cennete girdirecek bir amel söyle!' dedi. Orada bulunan topluluk: 'Buna ne oluyor ki, bir isteği mi var? ' dediler. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Tabi ki onun bir isteği var. Sonra da şöyle devam etti: Yalnızca Allah'a (cc) kulluk et ve O'na hiçbir şeyi ortak koşma, namazını kıl, zekatını ver, akrabaların ile bağını güçlü tut. (Sen bu saydıklarımı bineğin edin sonra da) Bineğini de bırak ( hedefine gitsin)." Ravi dedi ki: 'O adam sanki bineği üzerinde (yoluna giden) kimse gibidir.'
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman ve Mansur, onlara Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bir cenazedeydik. Kendisi düşünceye dalmış elindeki sopayla yeri çiziyordu. Bu esnada şöyle buyurdu: "Her biriniz için cennette veya cehennemde kalacağı yer boşaltılmış, sizin için hazırlanmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? yani (bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav): "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu ve şu ayetleri okudu: "Artık kim verir ve sakınırsa (en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız, onda başarılı kılarız.) (Leyl-5-7)"