Giriş

Bize Yezîd, ona Âsım, ona Abdullah b. Zeyd, ona Ebu'l-Eş'as es-San'ânî, ona Ebu Esma er-Rahabî Hz. Peygamber’in (sav) azatlısı Sevbân’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Resul-i Ekrem (sav) “Kim bir hastayı ziyaret ederse cennet hurfesinde (bahçesinde) olmaya devam eder” dedi. Kendisine “Cennetin hurfesi nedir?” diye sorulunca, Resul-i Ekrem (sav) “Cennetin meyveleridir” diye cevap verdi.


Açıklama: "Hurfe" kelimesinin manası "meyve" olmakla birlikte mecazen "meyvelerin bulunduğu yer" yani bahçe anlamına gelebileceği ifade edildiği için ifadeyi "cennet bahçeleri" şeklinde çevirmiş bulunuyoruz.

    Öneri Formu
71538 HM022748 İbn Hanbel, V, 278

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, T Bize el-Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da İbn Ka'b b. Malik, Cabir b. Abdullah'ın (r.anhüma) babası Uhud savaşında şehit olup alacaklı­ları haklarını ısrarla istemeye başladığında şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben Rasulullah'ın (sav) yanına gidip durumu onunla konuştum. Akabinde Rasulullah (sav) alacaklılara, hurmalığımın mahsulünü ka­bul etmelerini ve haklarını babama helal etmelerini istedi. Fakat alacaklı­lar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara ne hurmalığımı verdi, ne de hurma mahsulünden bir pay ayırdı. Lakin bana: — "Yarın sabahleyin sana geleceğim" buyurdu. Ertesi günü sabah olunca Rasulullah (sav) geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsulün bereketli olması için dua etti. Akabinde ben (olgunlaştığında) hurma mahsulünü topladım. Alacaklıların haklarını tamamen ödedim. Bize de bahçenin mahsulünden bir şeyler kaldı. Daha sonra ise Ra­sulullah'ın (sav) yanına vardım, oturuyordu. Durumu kendisine haber verdim. Bunun üzerine Rasulullah (sav), yanında oturan Ömer'e (ra) şöyle dedi: "Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver!" Ömer (ra) de hemen: 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz! Vallahi, Sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' dedi".


Açıklama: Rivayetin iki senedi verilmiştir. Bunlardan el-Leys ile başlayan ikinci sened muallaktır; zira Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280269 B002601-2 Buhari, Hibe, 21

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Âsım el-Ahvel, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Esma, ona da Hz. Peygamber’in azatlısı Sevbân Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Bir Müslüman (hasta olan din) kardeşini ziyaret ederse (ziyaretinden dönünceye kadar) cennet bahçesindedir.”


    Öneri Formu
71507 HM022731 İbn Hanbel, V, 276

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Hâlid, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Esma er-Rahabî, ona da Sevbân Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Bir kimse (hasta olan din) kardeşini ziyaret ederse (o ziyaretten dönünceye kadar) cennet bahçelerindedir.”


    Öneri Formu
71510 HM022733 İbn Hanbel, V, 276

Bize Yûnus ve Affân, herikisine Hammâd, ona Eyyub, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Esma, ona da Sevbân –Ebu Esma, Sevbân’ın bu hadisi hep merfu olarak rivayet ettiğini biliyorum demiştir- Affân da bu hadisi Sevbân vasıtası ile Hz. Peygamber'den (sav) merfu olarak rivayet etmiştir. Buna göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Hasta ziyaretinde bulunan, cennet bahçelerindedir.” İbn Mehdi, bu konuda (hadisin merfu rivayet edilmesi konusunda) hiç şüphe duymamıştır.


    Öneri Formu
71586 HM022767 İbn Hanbel, V, 279

Bize İbn Nümeyr, İshak b. İbrahim ve Ebu Said el-Eşecc, onlara Hafs b. Ğiyâs, ona da Âsım'dan naklen bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet etti: Bir yolculukta Nebi (sav) ile beraberdik. İnsanlar sesli tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav): "Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne bir sağıra; ne de uzakta olan birine dua ediyorsunuz! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten, size yakın olan bir zâta dua ediyorsunuz" buyurdu. Ebu Musa: Ben O'nun arkasındaydım ve güç kuvvet ancak Allah'a mahsustur, diyordum. Bunun üzerine de: "Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. Ben: Evet, Ey Allah’ın Resulü! dedim. "Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur, de!" buyurdular.


    Öneri Formu
279277 M006863-3 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 44

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara İbn Uleyye,- Ebu Bekir rivayetinde senedde şöyle devam etti:- ona İsmail b. Uleyye, ona Abdülaziz b. Süheyb, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Biriniz dua ettiği zaman duasında ısrarcı olsun! Allah'ım! dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur."


    Öneri Formu
279279 M006811-2 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 7

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muâviye, onlara Âsım, ona da Ebu Osman, Ebu Musa’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir yolculukta Nebi (sav) ile beraberdik. İnsanlar sesli tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav): "Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne bir sağıra; ne de uzakta olan birine dua ediyorsunuz! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten, size yakın olan bir zâta dua ediyorsunuz" buyurdu. Ebu Musa: Ben O'nun arkasındaydım ve güç kuvvet ancak Allah'a mahsustur, diyordum. Bunun üzerine de: "Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. Ben: Evet, Ey Allah’ın Resulü! dedim. "Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur, de!" buyurdular.


    Öneri Formu
279278 M006862-2 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 44

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve İbn Nümeyr, onlara Musa el-Cühenî, T Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr – hadis Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr'in lafızlarıyla aktarılmıştır- ona babası, ona Musa el-Cühenî, ona da Mus‘ab b. Sa‘d, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir bedevi Resulullah’a (sav) gelerek: Bana sürekli okuyacağım bir dua öğret! dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "'Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Allah en büyüktür. (O'nu) büyük olarak anarım. Allah'a çok hamdolsun, âlemlerin Rabbi olan Allah'ı tenzih ederim. Güç ve kuvvet ancak aziz, hakim olan Allah'a mahsustur' de!". Bedevi: Bunlar Rabbim için; ya kendim için nasıl dua edeyim? diye sordu. "'Allah'ım! Beni affet! Bana merhamet et! Bana hidayet ver! Ve beni rızıklandır!' de." buyurdular. Musa: "'Bana afiyet ver!' ifadesinin rivayette yer alıp almadığı hususunda şüphe ediyorum ve kesin olarak bilmiyorum." demiştir. İbn Ebu Şeybe rivayetinde Musa'nın bu sözüne yer vermemiştir.


    Öneri Formu
279283 M006848-2 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 33

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve İbn Nümeyr, onlara Musa el-Cühenî, T Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr – hadis onun lafızlarıyla aktarılmıştır- ona babası, ona Musa el-Cühenî, ona da Mus‘ab b. Sa‘d, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir bedevi Resulullah’a (sav) gelerek: Bana sürekli okuyacağım bir dua öğret! dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "'Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Allah en büyüktür. (O'nu) büyük olarak anarım. Allah'a çok hamdolsun, âlemlerin Rabbi olan Allah'ı tenzih ederim. Güç ve kuvvet ancak aziz, hakim olan Allah'a mahsustur' de!". Bedevi: Bunlar Rabbim için; ya kendim için nasıl dua edeyim? diye sordu. "'Allah'ım! Beni affet! Bana merhamet et! Bana hidayet ver! Ve beni rızıklandır!' de." buyurdular. Musa: "'Bana afiyet ver!' ifadesinin rivayette yer alıp almadığı hususunda şüphe ediyorum ve kesin olarak bilmiyorum." demiştir. İbn Ebu Şeybe rivayetinde Musa'nın bu sözüne yer vermemiştir.


    Öneri Formu
279284 M006848-3 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 33