5010 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona A'meş, ona Minhal b. Amr,ona da Ya'la b. Mürre, babasının (Mürre bin Veheb) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir yolculukta ben Rasulullah'la (sav) beraberdim. Bir ara abdestini bozmak istedi de bana şöyle buyurdu: “Şu iki eşâe’ye git (Veki dedi ki eşâe ile küçük hurma ağaçlarını kastediyor) ve onlara de ki: Gerçekten Rasulullah (sav) bir araya gelmenizi emreder.” Bunun üzerine o iki hurma ağacı bir araya geldi. Rasulullah (sav) de bu ağaçların arkasında gizlenerek ihtiyacını giderdi. Sonra bana şunu buyurdu: “Bu iki ağacın yanına git ve onlara eski yerlerine dönmelerini söyle.” Ben de (gidip) söyledim. Ağaçlar da eski yerlerine döndüler.
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Minhal b. Amr ile Ya'la b. Mürre arasında inkıta' vardır.
Bize Hennâd, ona Vekî, ona A’meş ona da Ebu Vâil, Huzeyfe’nin şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah (sav), bir topluluğun çöplüğüne geldi ve orada ayakta küçük abdest bozdu. O’na (sav) abdest suyu getirmiştim. Yanından uzaklaşmak için ayrılırken beni çağırdı. Ben de (gelip) hemen arkasında durdum. Abdest alıp mestleri üzerine meshetti". Ebu İsa (et-Tirmizî): Cârûd’dan işittim, o dedi ki: Vekî’in bu hadisi A’meş’den rivayet edip şöyle dediğini duydum: Rasulullah’tan (sav) mesh hakkında rivayet edilen en sahih hadis budur. Ebu Ammar el-Hüseyin b. Hureys’in "Veki’den işittim" diyerek rivayete başladığını ve bu hadisin benzerini naklettiğini duydum. Ebu İsa (et-Tirmizî): Mansur ve Ubeyde ed-Dabbî, Ebu Vâil vasıtası ile Huzeyfe’den A’meş'in rivayetinin benzerini bu şekilde rivayet etmişlerdir. Yine Hammâd b. Ebu Süleyman ve Asım b. Behdele, Ebu Vâil vasıtası ile Muğîra b. Şu’be’den Peygamberimiz’in (sav) hadisini rivayet etmişlerdir. Ebu Vâil’in Huzeyfe’den yaptığı rivayet daha sahihtir. Bazı âlimler, ayakta abdest bozmaya izin vermişlerdir. Ebu İsa (et-Tirmizî): İbrahim en-Nehaî Abîde b. Amr es Selmanî’den rivayette bulunmuştur. Abîde, tabiûn âlimlerinin büyüklerindendir. Onun şöyle dediği rivayet edilir: Ben Rasulullah’ın (sav) vefatından iki yıl önce Müslüman oldum. İbrahim’in arkadaşı Ubeyde ed-Dabbî, Abdülkerim diye künyelenen Ubeyde b. Muattib ed-Dabbî’dir.
Bize Abbâs b. Abdulazîm el-'Anberî, ona Abdullah b. Kesîr b. Ca'fer, ona Kesîr b. Abdullah el-Müzenî, ona babası, ona dedesi, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) tuvalet ihtiyacını gidermek istediği zaman uzaklaşırdı.
Bize Muhammed b. Yahyâ, ona Ebû'n-Nu'mân, ona Mehdî b. Meymûn, ona Muhammed b. Ebû Ya'kûb, ona el-Hasen b. Sa'd, ona Abdullah b. Ca'fer'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) tuvalet ihtiyacını gidereceği zaman daha çok hurma duvarı (veya sık hurma ağaçları) arasına saklanmayı tercih ederdi.
Bize Muhammed b. Akil B. Huveylid, ona Hafs b. Abdullah, ona İbrahim b. Tahman, ona Muhammed b. Zekvan,ona Ya'la b. Hakim, ona da Said b. Cübeyr, Abdullah b. Abbas’ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:: Rasulullah (sav) bir sefer ana yoldan çıkarak dağ yoluna girip gitti. Biraz sonra küçük abdestini bozdu. Abdestini bozarken (gözlere pek görünmemek ve yere yaklaşmak amacı ile bacaklarını o derece açtı ki) iki uyluk kemiği yerinden çıkar diye gerçekten ona acımıştım.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim, ona Hişam ed-Destevâî, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Ebu Cafer, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), şöyle buyurdu: "Üç kimsenin duasının kabul edilmesinde şüphe yoktur: Mazlumun duası, yolcunun duası, anne-babanın çocuklarına duası. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Haccâc es-Savvâf, bu hadisi Yahya b. Ebu Kesîr'den Hişâm'ın hadisinin benzeri şekilde rivayet etmiştir. Ebu Hureyre'den rivayette bulunan Ebu Cafer'e "Ebu Cafer el-Müezzin" de denilir. Adını bilmiyoruz. Yahya b. Ebu Kesîr ondan başka hadisler de nakletmiştir.
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona İsmail b. İbrahim Ebu Yahya et-Teymî, ona İbrahim Ebu İshâk el-Mahzûmî, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Ben kendilerinden daha iyi bildiğim halde bana bir şeyler yedirsinler diye Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birilerine bazı ayetler hakkında soru sorardım. Cafer b. Ebu Talib'e sorduğumda bana hemen cevap vermez, evine götürürdü. Eşine "Ey Esma! Bize yemek getir!" derdi. Eşi bize yemek verdikten sonra bana cevap verirdi. Cafer, fakirleri çok sever, onlarla birlikte oturur ve sohbet ederdi. Bu sebeple Rasulullah (sav), ona yoksulların babası adını vermişti. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, garîbdir. Ebu İshak el-Mahzûmî, İbrahim b. Fadl el-Medenî'dir. Ehl-i hadisten bazıları, onu hafızası yönünden tenkit etmişler ve onun garîb rivayetleri olduğunu söylemişlerdir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerîr, ona Mansur, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etti: (Bir defa) ben ve Rasulullah (sav) mescitten çıkıyorduk. Bize mescidin eşiğinde bir adam rastladı. Ey Allah’ın Rasulü (sav)! Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu. Rasulullah (sav) : "Sen onun için ne hazırladın?" dedi. Adam sanki tevazu göstererek Ey Allah’ın Rasulü! Ben onun için çok namaz, oruç ve sadaka hazırlamadım. Ancak ben Allah'ı ve Rasulü'nü severim, dedi. (Rasulullah) "O halde sen sevdiklerinle berabersin!" buyurdular.
Bana Harun b. Said el-Eylî ve Ahmed b. İsa, onlara İbn Vehb, ona Amr, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona Muhammed b. Cafer, ona da Urve b. Zübeyr'in naklettiğine göre Aişe şöyle demiştir: İnsanlar (Medine'nin dışında bulunan uzak) mahallelerden Cuma'ya gelirlerdi. (Kimi zaman yünlü) aba giyerler, toza bulanmış olurlar ve ter kokarlardı. Bir gün Hz. Peygamber (sav) benim yanımda iken bunlardan biri huzuruna geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "Cuma'ya gelirken temizlenseniz ne güzel olur!" buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer; (T) Bize Ebu Bekr b. Nâfi' -hadis onun lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, ona Gunder, ona Şu'be, ona Seleme b. Küheyl, ona Müslim el-Batîn, ona da Said b. Cübeyr'in rivayet ettiğine göre İbn Abbas şöyle demiştir: (İslam öncesinde kimi zaman) kadın(lar, ihram alacak paraları olmadığından) Ka'be'yi çıplak olarak tavaf ede(cek duruma düşe)rdi. Bu kadınlar "Bana ödünç tavaf elbisesi verecek olan yok mu ki şu avret mahallimi örteyim! Bugün öyle bir haldeyim ki avret mahallim kısmen yahut tamamen açıkta kalıyor. Açıkta kalan kısımlarına (bakılmasını) helal etmiyorum!" derdi. Bunun üzerine şu âyet-i kerîme nazil oldu: "Ey Âdemoğulları! Her mescitte zinetinizi takının (güzel ve temiz giyinin)!" (A'raf, 7/31)"