20 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) pamuktan dokunmuş sahûl türü beyaz renkli Yemen işi üç parça bez ile kefenlendi. Bu bezler arasında gömlek de sarık da yoktu."
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Hişâm, ona da Urve, Âişe’nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) pamuklu üç parça bezle kefenlendi. Bunlar arasında gömlek de sarık da yoktu."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) üç parça bezle kefenlendi. Kefen bezleri içerisinde ne gömlek ne de sarık vardı."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) beyaz renkli üç parça bezle kefenlendi. Kefen bezleri içerisinde gömlek de sarık da yoktu."
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn İshak, ona Nuh b. Hakim es-Sekafî -ki Kur'an hafızı idi-, ona Urva b. Mesud oğulları kabilesinden Rasulullah'ın hanımı Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan'ın ebeliğini yaptığı Davud isimli biri, ona da Leyla bt. Kânif es-Sekafiyye şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızı Ümmü Gülsüm'ü yıkayanlardan biri de bendim. O zaman Rasulullah'ın (sav) bize (Kefenlik bez olarak) ilk verdiği şey izar (eteklik), sonra kamîs (gömlek), sonra Himâr (başörtüsü), sonra da milhafe (dış çarşaf) idi. (En son olarak üzerine) çarşaf sarıldı. O sırada Rasulullah (sav) kapının yanında durmuş yanındaki kefenlik bezleri bize sırasıyla veriyordu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Amr en-Nâkıd, onlara Ebu Muaviye, ona Asım el-Ahvel, ona da Hafsa bt. Sîrîn, Ümmü Atıyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızı Zeyneb vefat edince, Rasulullah (sav) bizlere 'Onu tek sayı olarak üç ya da beş defa yıkayınız. Beşinci yıkamada suya bir miktar kâfur koyunuz. Onu yıkayınca da bana haber ediniz' buyurdu. Ümmü Atıyye şöyle devam etti: Nebî'ye haber verdik, o da bize belden aşağısını örten elbisesini verdi ve 'Bunu da ona iç gömleği yapın' buyurdu."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona A‘meş, ona da Şakîk, Habbâb’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bizler Allah’ın rızasını isteyerek Nebi (sav) ile birlikte hicret ettik. Ecrimizi vermek Allah’a aittir. İçimizden, ecrinden hiçbir şey yiyemeden ahirete göçüp gidenler oldu. Bunlardan biri de Uhud gününde şehit olan Musab b. Umeyr’dir. O, geride sadece çizgili bir kaftan bırakmıştı. Onunla baş tarafından örtecek olsak ayakları dışarıda kalıyor, ayak tarafından örtsek başı dışarıda kalıyordu. Bunu gören Nebi (sav) 'Elbisesini baş tarafından örtün, ayaklarının üzerine de izhir otu koyun' yahut 'Ayaklarının üzerine izhir bırakın' buyurdu. Kimimizin ise meyvesi olgunlaştı ve o kimseler de bu meyveyi devşirmektedirler."