404 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya, ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Tavus, ona da İbn Abbâs'ın (ra) rivayet ettiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçerken, 'Bu ikisi azap görüyorlar. Buna sebep olan da büyük bir günah değildir. Bunlardan birisi küçük abdest bozarken örtünmezdi, diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı' buyurdu. Sonra yaş bir dal alıp ikiye ayırdı. Her bir mezara bir parçasını dikti. Orada bulunanlar, "- Ey Allah'ın rasûlü, Neden böyle yaptınız?" diye sordular. "- Umulur ki, o dallar kuruyana dek onların azabı hafifletilir" buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım bu hadisin içerisinde yer aldığı bâb başlığıdır: بَابُ عَذَابِ القَبْرِ مِنَ الغِيبَةِ وَالبَوْلِ
Bize Kuteybe, ona Cerîr, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçerken, 'Bu ikisi azap görüyorlar. Bunun sebebi de büyük bir günah değildir. Bunlardan biri insanlar arasında laf taşırdı. Diğeri ise küçük abdest bozarken örtünmezdi' buyurdu. Sonra yaş bir hurma dalı aldı ve onu ikiye böldü. Sonra her bir parçayı bir mezara dikti. Ardından, 'Umulur ki bu dallar kuruyana kadar onların azabı hafifletilir' buyurdu."
Bana Malik, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona babası, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah’ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona gazabını yazar."
Bize Ahmed b. Manî', ona Muhammed b. el-Hasan b. Ebî Yezîd el-Hemdânî, ona Sevr b. Yezîd, ona Hâlid b. Ma'dân, ona da Muâz b. Cebel'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim kardeşini bir günahı sebebiyle ayıplarsa kendisi de o günahı işlemeden ölmez." Ahmed şöyle demiştir: Yani kardeşinin tövbe etmiş olduğu bir günahtan dolayı ayıplarsa... Ebû İsa şöyle demiştir: Bu hadis garîbdir, senedi muttasıl değildir. Halid b. Ma'dân, Muâz b. Cebel'e yetişmemiştir. Halid b. Ma'dân'ın, Hz. Peygamber'in ashabından yetmiş kişiye yetiştiği nakledilmektedir. Muâz b. Cebel, Hz. Ömer'in hilafeti sırasında vefat etmiştir. Halid b. Ma'dân, Muâz'ın talebelerinden pek çok kişiden rivayet etmiştir.
Bize Ebu İshak el-Herevi İbrahim b. Abdullah b. Ebu Hatim, ona Abdullah b. Osman b. İshak b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona annesinin babası olan dedesi Malik b. Hamza b. Ebu Useyd es-Sa'di, ona babası, ona dedesi Ebu Useyd es-Sadi şunu söylemiştir: "Rasulullah (sav) Abbas b. Abdülmüttalib'in evine gittiğinde 'Es-selamü aleyküm' dedi. Onlar da 'Ve aleyke's-selam ve rahmetullahi ve beraketühü' diye cevap verdiler. Rasulullah (sav) 'Nasıl sabahladınız?' diye sordu. Onlar da 'Allah'a hamdolsun, iyi sabahladık. Ana-babamız sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü. Ya sen nasıl sabahladın?' dediler. Rasulullah (sav) 'Allah'a hamd ederim ben de hayırla sabahladım' buyurdu."
Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Muhammed b. el-Fadl b. Cabir, ona el-Heysem b. Hârice ve Mehdî b. Hafs, onlara İsmail b. Ayyâş, ona Mut’ım b. el-Mikdâm, ona Nasîh el-Ansî, ona Rekb el-Mısrî, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kişiliğine nakîsa getirmeden tevazu gösterene, meskenete düşmeden nefsini alçaltana, haramdan toplamadığı malı infak edene, yoksul ve zelil düşmüş kişilere merhamet gösterene, fıkıh ve hikmet ehli ile beraber olana müjdeler olsun! Nefsini zelin kılana, helal yoldan kazanana, iç dünyası salih olana, dış görünüşü de güzel olana, kötülüğünü insanlardan uzak tutana müjdeler olsun! İmi ile amel edene, malının fazlasını inak edene, sözün fazlasını söylemeyip tutana da müjdeler olsun!”
Bize Hennâd, ona Abde, ona Muhammed b. Amr, ona babası vasıtasıyla dedesi şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah’ın (sav) ashabından Bilal b. el-Hâris el-Müzenî (ra) Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: “Sizden biri, Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini hiç düşünmez; Cenâb-ı Hak bu söz sebebiyle ona, kendisiyle karşılaşacağı güne kadar rızasını yazar (Allah’ın rızasını kazanır). Bazen de hiç düşünmeden Allah’ın kızacağı öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar (Cenâb-ı Hakk’ın gazabını celbeder).” Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ümmü Habîbe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Yine dedi ki: Bu, hasen-sahîh bir hadistir. Muhammed b. Amr'dan pek çok kişi buna benzer bir hadisi rivayet etmişler, bunu Muhammed b. Amr’dan, o babası vasıtasıyla dedesinden o da Bilal b. el-Hâris’den rivâyet etti demişlerdir. Bu hadisi Mâlik, Muhammed b. Amr’dan, o babasından, o da Bilal b. el-Hâris’den rivayet etmiş, dedesini zikretmemiştir.
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Ebû Muâviye ve Vekî’, onlara el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi azap görüyorlar, hem de çok büyük bir şeyden dolayı değil. Onlardan biri idrarından sakınmıyordu, diğeri ise insanlar arasında laf taşıyordu."
Bize Kuteybe, ona Cerîr b. Abdülhamid, ona Husayn b. Abdurrahman, ona Amr b. Meymun el-Evdî şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. el-Hattâb'ı gördüm. Abdullah b. Ömer'e şöyle dedi: "Müminlerin annesi Aişe'ye git ve ona 'Ömer sana selam söylüyor' de ve iki dostumun (yani Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir'in) yanında gömülmek istediğimi söyle." Hz. Aişe "Oraya ben gömülmeyi arzu ediyordum ama bugün Ömer'i kendime tercih ederim" diye cevap verdi. Abdullah döndüğünde Hz. Ömer ona "Ne haber getirdin?" diye sordu. O da "Sana izin verdi" dedi. Hz. Ömer "Bu gün benim için bu mezardan daha önemli bir şey yoktur. Vefat ettiğim zaman beni taşıyın ve (Hz. Aişe'ye) selam verin "Ömer b. el-Hattab (buraya gömülmek için) izin istiyor" deyin. Eğer izin verirse beni oraya gömün. Yoksa beni müslümanların kabristanına götürüp gömün. Halifelik için Rasulullah'ın kendilerinden razı olarak vefat ettiği bu topluluktan (şura heyetinden) daha layık kimseyi göremiyorum. Benden sonra onlar hangisini halife seçerse o halifedir. Onun sözünü dinleyin ve ona itaat edin." dedi. Sonra Osman, Ali, Talha, Zübeyir, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebu Vakkas'ın isimlerini saydı. Bu sırada Ensar'dan bir genç Hz. Ömer'in yanına girdi ve "Müjdeler olsun ey müminlerin emiri! Bildiğin gibi sen İslam'a ilk girenlerden birisin. Sonra halife seçildin ve adil davrandın. En sonunda da şehitliğe kavuşacaksın." dedi. Hz. Ömer şöyle karşılık verdi: "Ey kardeşimin oğlu! keşke bu halifelik işinden eşit derecede yani ne günah ne de sevap kazanarak çıkabilseydim. Benden sonraki halifeye ilk muhacirlere iyi muamele etmesini ve onların haklarını gözeterek, hürmet göstermesini tavsiye ederim. Hz. Peygamber'e yurtlarını açan ve ona iman eden ensara da iyilik etmesini, onların iyilik yapanlarına iltifat etmesini, kötülük yapanı affetmesini dilerim. Allah'ın ve peygamberin zimmetinde olanların (ehl-i kitaptan zimmîlerin) ahitlerine uymayı, onları korumayı ve güçlerinden fazlasının onlara yüklenmemesini tavsiye ederim.
Açıklama: hasen li ğayrihidir.