حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا الفزاري عن عبد الرحمن بن زياد بن أنعم الإفريقي قال حدثني أبي : أنهم كانوا غزاة في البحر زمن معاوية فانضم مركبنا إلى مركب أبي أيوب الأنصاري فلما حضر غداؤنا أرسلنا إليه فأتانا فقال دعوتموني وأنا صائم فلم يكن لي بد من أن أجيبكم لأني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إن للمسلم على أخيه ست خصال واجبة إن ترك منها شيئا فقد ترك حقا واجبا لأخيه عليه يسلم عليه إذا لقيه ويجيبه إذا دعاه ويشمته إذا عطس ويعوده إذا مرض ويحضره إذا مات وينصحه إذا استنصحه قال وكان معنا رجل مزاح يقول لرجل أصاب طعامنا جزاك الله خيرا وبرا فغضب عليه حين أكثر عليه فقال لأبي أيوب ما ترى في رجل إذا قلت له جزاك الله خيرا وبرا غضب وشتمني فقال أبو أيوب إنا كنا نقول ان من لم يصلحه الخير أصلحه الشر فاقلب عليه فقال له حين أتاه جزاك الله شرا وعرا فضحك ورضي وقال ما تدع مزاحك فقال الرجل جزى الله أبا أيوب الأنصاري خيرا
Açıklama: Bir müslümanın müslüman kardeşi üzerinde olan haklarından biri de, aksırdığı zaman ona teşmît etmesi, yani aksıran «Elhamdü Lillâh» deyince, kardeşinin de ona «Yerhamukellah" (Allah sana merhamet etsin) demesidir. Bu münasebetle hadîs-i şerifte diğer 5 haslet zikredilmiştir ki, bunlar İlgili bölümlerde geçmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165619, EM000922
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا الفزاري عن عبد الرحمن بن زياد بن أنعم الإفريقي قال حدثني أبي : أنهم كانوا غزاة في البحر زمن معاوية فانضم مركبنا إلى مركب أبي أيوب الأنصاري فلما حضر غداؤنا أرسلنا إليه فأتانا فقال دعوتموني وأنا صائم فلم يكن لي بد من أن أجيبكم لأني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إن للمسلم على أخيه ست خصال واجبة إن ترك منها شيئا فقد ترك حقا واجبا لأخيه عليه يسلم عليه إذا لقيه ويجيبه إذا دعاه ويشمته إذا عطس ويعوده إذا مرض ويحضره إذا مات وينصحه إذا استنصحه قال وكان معنا رجل مزاح يقول لرجل أصاب طعامنا جزاك الله خيرا وبرا فغضب عليه حين أكثر عليه فقال لأبي أيوب ما ترى في رجل إذا قلت له جزاك الله خيرا وبرا غضب وشتمني فقال أبو أيوب إنا كنا نقول ان من لم يصلحه الخير أصلحه الشر فاقلب عليه فقال له حين أتاه جزاك الله شرا وعرا فضحك ورضي وقال ما تدع مزاحك فقال الرجل جزى الله أبا أيوب الأنصاري خيرا
Tercemesi:
— Afrikalı Abdurrahman b. Ziyad'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, babam (Ziyad) anlattı:
— Onlar, Muaviye zamanında denizde savaşa çıkmışlardı. Bizim gemimiz, Ebû Eyyûb El-Ensarî'nin gemisine katıldı. Bizim sabah yemek vaktimiz gelince, Ebû Eyyûb'e (yemeğe) davetci gönderdik. O da bize gelip, dedi ki:
— Siz beni davet ettiniz; halbuki ben oruçluyum. Sizin davetinize icabet etmekten başka benim için bir çare bulunmadı; çünkü Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Müslümanın kardeşi üzerinde vecib olan 6 hasleti vardır; eğer bundan bir şey terkederse, üzerinde bulunan kardeşinin bir hakikini terketmiş demektir:
1— "Kardeşiyle karşılaşınca ona selâm verir.
2— Kendisini davet ettiği zaman kardeşine icabet eidcr.
3— Aksırdığı zaman ona teşmît eder = rahmet okur.
4— Hastalanınca onu ziyaret eder.
5— Öldüğü zaman cenazesinde bulunur.
6— Kardeşi, kendisinden öğüt isteyince de ona Öğüt verir.» (Ziyad) anlattı: Beraberimizde şakacı bir adam vardı, yemeğimizde
bulunan bir adama şöyle diyordu:
— Allah sana iyilik ve hayır mükâfatı versin. Adama çok söyleyince, adam ona kızdı. Bunun üzerine şakacı olan, Ebû Eyyûb'e dedi ki, bir adama «Allah sana iyilik- ve hayır mükâfatı versin» dediğim zaman bana sövüp kızmişsa, onun hakkında fikrin nedir? Ebû Eyyûb: Biz derdik ki, hayır kimi ıslâh edip düzeltmezse, onu kötülük düzeltir, dedi de o adama döndü. Sonra adam bu şakacıya geldiği zaman ona: Allah sana kötülüğü ¥e kusuru mükâfat versin, deyince adam güldü ve razı oldu ve: Şakanı bırakmıyorsun, dedi. Adara şöyle dedi: Allah, Ebû Eyyûb El-Ensarî'-ye hayır mükâfatı versin.
Açıklama:
Bir müslümanın müslüman kardeşi üzerinde olan haklarından biri de, aksırdığı zaman ona teşmît etmesi, yani aksıran «Elhamdü Lillâh» deyince, kardeşinin de ona «Yerhamukellah" (Allah sana merhamet etsin) demesidir. Bu münasebetle hadîs-i şerifte diğer 5 haslet zikredilmiştir ki, bunlar İlgili bölümlerde geçmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 922, /722
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Abdurrahman Ziyad b. En'um eş-Şa'bânî (Ziyad b. En'um b. Zeriy b. Yahmed)
3. Abdurrahman b. Ziyad el-İfriki (Abdurrahman b. Ziyad b. Enam)
4. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Adab, Davet, davete icabet etmek gerek
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Cenaze, törenine katılmak
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
KTB, SELAM
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Oruç, bilerek bozmak
Oruç, oruçlu yemeğe davet edilirse
Şaka, şakalaşma
Selam, selamı yaymak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23840, T001990
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ الدُّورِىُّ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ الْحَسَنِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّكَ تُدَاعِبُنَا . قَالَ « إِنِّى لاَ أَقُولُ إِلاَّ حَقًّا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح.
Tercemesi:
Bize Abbas b. Muhammed ed-Dûrî el-Bağdâdî ona Ali b. el-Hasan ona Abdullah b. Mübarek ona Üsâme b. Zeyd, ona da Said el-Makburî, Ebu Hureyre’in (ra) şöyle dediğini nakletmiştir: Ashâb-ı kiramdan bazıları “Ey Allah’ın resulü! Sen bizimle şakalaşıyorsun” dediler. Hz. Peygamber “Ben (şakalaşırken bile) yalnızca doğruyu söylerim” buyurdu.
Ebu İsâ [et-Tirmizî] şöyle dedi: Bu hadis hasen-sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 57, 4/357
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Ebu Abdurrahman Ali b. Hasan el-Abdî (Ali b. Hasan b. Şakîk b. Dinar b. Miş'ab)
6. Abbas b. Muhammed ed-Duri (Abbas b. Muhammed b. Hatim b. Vakıd)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Şaka, şakalaşma
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْوَاسِطِىُّ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلاً اسْتَحْمَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنِّى حَامِلُكَ عَلَى وَلَدِ النَّاقَةِ » . فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا أَصْنَعُ بِوَلَدِ النَّاقة ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَهَلْ تَلِدُ الإِبِلَ إِلاَّ النُّوقُ؟ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23844, T001991
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْوَاسِطِىُّ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلاً اسْتَحْمَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنِّى حَامِلُكَ عَلَى وَلَدِ النَّاقَةِ » . فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا أَصْنَعُ بِوَلَدِ النَّاقة ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَهَلْ تَلِدُ الإِبِلَ إِلاَّ النُّوقُ؟ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe ona Halid b. Abdullah el-Vâsıtî, Humeyd’den o Enes b. Mâlik’ten (ra) şöyle nakletmiştir: Bir adam Hz. Peygamber’den (sav) binmek için bir binek istemişti. Hz. Peygamber de ona “Seni bir dişi devenin yavrusuna bindirelim” buyurdu. Adam “Ey Allah’ın resulü! Ben dişi devenin yavrusunu ne yapayım” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Tüm develeri dişi deve doğurmadı mı sanki?” buyurdu.
Ebû İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: Bu hadis hasen sahih garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 57, 4/357
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Şaka, şakalaşma
حَدَّثَنَا بُنْدَارٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَأْخُذْ أَحَدُكُمْ عَصَا أَخِيهِ لاَعِبًا أَوْ جَادًّا فَمَنْ أَخَذَ عَصَا أَخِيهِ فَلْيَرُدَّهَا إِلَيْهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَسُلَيْمَانَ بْنِ صُرَدَ وَجَعْدَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ . وَالسَّائِبُ بْنُ يَزِيدَ لَهُ صُحْبَةٌ قَدْ سَمِعَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَحَادِيثَ وَهُوَ غُلاَمٌ وَقُبِضَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ ابْنُ سَبْعِ سِنِينَ وَوَالِدُهُ يَزِيدُ بْنُ السَّائِبِ لَهُ أَحَادِيثُ هُوَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. وَقَدْ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالسَّائِبُ بْنُ يَزِيدَ هُوَ ابْنُ أُخْتِ نَمِرٍ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12370, T002160
Hadis:
حَدَّثَنَا بُنْدَارٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَأْخُذْ أَحَدُكُمْ عَصَا أَخِيهِ لاَعِبًا أَوْ جَادًّا فَمَنْ أَخَذَ عَصَا أَخِيهِ فَلْيَرُدَّهَا إِلَيْهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَسُلَيْمَانَ بْنِ صُرَدَ وَجَعْدَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ . وَالسَّائِبُ بْنُ يَزِيدَ لَهُ صُحْبَةٌ قَدْ سَمِعَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَحَادِيثَ وَهُوَ غُلاَمٌ وَقُبِضَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ ابْنُ سَبْعِ سِنِينَ وَوَالِدُهُ يَزِيدُ بْنُ السَّائِبِ لَهُ أَحَادِيثُ هُوَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. وَقَدْ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالسَّائِبُ بْنُ يَزِيدَ هُوَ ابْنُ أُخْتِ نَمِرٍ
Tercemesi:
Sâib b. Yezîd (r.a.)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz kardeşinin bastonunu alıp ne şaka nede ciddi olarak ona oyun yapmasın bastonunu almışsa bile ona hemen versin.” Tirmizî: Bu konuda İbn Ömer, Süleyman b. Sur’ad, Ca’de ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn ebÎ Zib’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Sâib b. Yezîd, Rasûlullah (s.a.v.) zamanında yetişmiş ve ondan hadis işitmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) vefat ettiğinde Sâib yedi yaşında idi. Babası Yezîd b. Sâib, Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından olup kendisi pek çok hadis rivâyet etmiştir. Sâib b. Yezîd, İbn Uht Nemr’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Fiten 3, 4/462
Senetler:
1. Yezid b. Said el-Kindi (Yezid b. Said b. Sümame b. Esved b. Abdullah b. Haris)
2. Saib b. Yezid el-Kindi (Saib b. Yezid b. Said b. Sümame b. Esved)
3. Ebu Muhammed Abdullah b. Sâib el-Kindi (Abdullah b. Sâib b. Yezid b. Said b. Sümâme)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
HZ.PEYGAMBER DÖNEMİNDEKİ ARAÇ-GEREÇLER
Şaka, şakalaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272477, BS021215-2
Hadis:
21215 - أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللهِ الْحَافِظُ , وَأَبُو مُحَمَّدِ بْنُ أَبِي حَامِدٍ الْمُقْرِئُ قَالَا: ثنا أَبُو الْعَبَّاسِ مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ , ثنا الْعَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ الدُّورِيُّ , ثنا عَلِيُّ بْنُ الْحَسَنِ , ثنا عَبْدُ اللهِ بْنُ الْمُبَارَكِ , عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ , عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ , عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قِيلَ: يَا رَسُولَ اللهِ , إِنَّكَ تُدَاعِبُنَا , فَقَالَ: " إِنِّي لَا أَقُولُ إِلَّا حَقًّا. "
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Şehâdât 21215, 21/228
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Adevi (Üsame b. Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Ebu Abdurrahman Ali b. Hasan el-Abdî (Ali b. Hasan b. Şakîk b. Dinar b. Miş'ab)
6. Abbas b. Muhammed ed-Duri (Abbas b. Muhammed b. Hatim b. Vakıd)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Ahmed el-Mukri (Abdurrahman b. Ahmed b. İbrahim)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Şaka, şakalaşma
Bize Ebû Bekir, ona Vekî, ona Zem’a b. Sâlih, ona Zührî, ona Vehb b. Abd b. Zem’a’nın naklettiğine göre Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle demiştir: (T)
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Zem’a b. Sâlih, ona Zührî, ona da Abdullah b. Vehb b. Zem’a’nın naklettiğine göre Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle demiştir:
Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’in vefatından bir yıl önce ticaret amacıyla Busrâ’ya gitmişti. Yanında Nuaymân (b. Amr) ve Suveybıt b. Harmele de vardı. Bunların ikisi de Bedir’e katılmış sahâbîlerdi. Nuaymân kafilenin azığından sorumluydu. Suveybıt ise mizahı seven şakacı bir kişiydi. Bir gün Nuaymân’ın yanına gelip yemek istedi. O da Ebû Bekir gelmeden veremeyeceğini söyledi. Suveybıt (buna içerlediği için, kendi kendine) “gösteririm ben sana, seni kızdırayım da gör!” dedi.
Yolda giderlerken bir grubun yanından geçiyorlardı. Suveybıt onlara “Bir kölem var, satın alır mısınız?” diye sordu. Onlar “Alırız” dediler. Suveybıt “yalnız biraz ileri geri konuşan bir köledir. Size hür olduğunu söyleyecektir. Eğer böyle dediği vakit onu bırakacaksanız, boşu boşuna alacakmış gibi yapıp da kölem ile benim aramı bozmayın” dedi. Onlar “Endişe etme, satın alacağız” dediler ve on adet genç deve karşılığında Nuaymân’ı satın aldılar. Ardından onun yanına gelip boynuna bir sarık veya urgan taktılar. Nuaymân “İnanmayın şuna, sizinle alay ediyor. Ben hürüm, köle değilim!” dediyse de ona inanmadılar ve “böyle diyeceğini biliyorduk zaten, efendin söylemişti” dediler. Sonra da onu alıp gittiler. Bir süre sonra Hz. Ebû Bekir gelip de oradakiler durumu kendisine anlatınca hemen adamların peşinden gitti ve develeri geri verip Nuaymân’ı aldı. Yolculuk bitip de Medine’ye Hz. Peygamber’in (sav) yanına geldiklerinde olanları anlattılar. Hz. Peygamber ve ashabı o sene boyunca bu olayı yâd ettikçe gülüştüler.
Açıklama: Hadisin Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde yer alan tarikinde, satan ve satılan sahabiler yer değiştirmiş durumdadır. Meşhur bilgiye göre bu şakayı yapan Suveybıt değil, Nuaymân'dır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272792, İM003719-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَمْعَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ وَهْبِ بْنِ عَبْدِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا زَمْعَةُ بْنُ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَهْبِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ خَرَجَ أَبُو بَكْرٍ فِى تِجَارَةٍ إِلَى بُصْرَى قَبْلَ مَوْتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِعَامٍ وَمَعَهُ نُعَيْمَانُ وَسُوَيْبِطُ بْنُ حَرْمَلَةَ وَكَانَا شَهِدَا بَدْرًا وَكَانَ نُعَيْمَانُ عَلَى الزَّادِ وَكَانَ سُوَيْبِطٌ رَجُلاً مَزَّاحًا فَقَالَ لِنُعَيْمَانَ أَطْعِمْنِى . قَالَ حَتَّى يَجِىءَ أَبُو بَكْرٍ . قَالَ فَلأُغِيظَنَّكَ . قَالَ فَمَرُّوا بِقَوْمٍ فَقَالَ لَهُمْ سُوَيْبِطٌ تَشْتَرُونَ مِنِّى عَبْدًا لِى قَالُوا نَعَمْ . قَالَ إِنَّهُ عَبْدٌ لَهُ كَلاَمٌ وَهُوَ قَائِلٌ لَكُمْ إِنِّى حُرٌّ . فَإِنْ كُنْتُمْ إِذَا قَالَ لَكُمْ هَذِهِ الْمَقَالَةَ تَرَكْتُمُوهُ فَلاَ تُفْسِدُوا عَلَىَّ عَبْدِى . قَالُوا لاَ بَلْ نَشْتَرِيهِ مِنْكَ . فَاشْتَرَوْهُ مِنْهُ بِعَشْرِ قَلاَئِصَ ثُمَّ أَتَوْهُ فَوَضَعُوا فِى عُنُقِهِ عِمَامَةً أَوْ حَبْلاً . فَقَالَ نُعَيْمَانُ إِنَّ هَذَا يَسْتَهْزِئُ بِكُمْ وَإِنِّى حُرٌّ لَسْتُ بِعَبْدٍ . فَقَالُوا قَدْ أَخْبَرَنَا خَبَرَكَ . فَانْطَلَقُوا بِهِ فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ فَأَخْبَرُوهُ بِذَلِكَ . قَالَ فَاتَّبَعَ الْقَوْمَ وَرَدَّ عَلَيْهِمُ الْقَلاَئِصَ وَأَخَذَ نُعَيْمَانَ . قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَخْبَرُوهُ . قَالَ فَضَحِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَصْحَابُهُ مِنْهُ حَوْلاً .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir, ona Vekî, ona Zem’a b. Sâlih, ona Zührî, ona Vehb b. Abd b. Zem’a’nın naklettiğine göre Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle demiştir: (T)
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Zem’a b. Sâlih, ona Zührî, ona da Abdullah b. Vehb b. Zem’a’nın naklettiğine göre Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle demiştir:
Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’in vefatından bir yıl önce ticaret amacıyla Busrâ’ya gitmişti. Yanında Nuaymân (b. Amr) ve Suveybıt b. Harmele de vardı. Bunların ikisi de Bedir’e katılmış sahâbîlerdi. Nuaymân kafilenin azığından sorumluydu. Suveybıt ise mizahı seven şakacı bir kişiydi. Bir gün Nuaymân’ın yanına gelip yemek istedi. O da Ebû Bekir gelmeden veremeyeceğini söyledi. Suveybıt (buna içerlediği için, kendi kendine) “gösteririm ben sana, seni kızdırayım da gör!” dedi.
Yolda giderlerken bir grubun yanından geçiyorlardı. Suveybıt onlara “Bir kölem var, satın alır mısınız?” diye sordu. Onlar “Alırız” dediler. Suveybıt “yalnız biraz ileri geri konuşan bir köledir. Size hür olduğunu söyleyecektir. Eğer böyle dediği vakit onu bırakacaksanız, boşu boşuna alacakmış gibi yapıp da kölem ile benim aramı bozmayın” dedi. Onlar “Endişe etme, satın alacağız” dediler ve on adet genç deve karşılığında Nuaymân’ı satın aldılar. Ardından onun yanına gelip boynuna bir sarık veya urgan taktılar. Nuaymân “İnanmayın şuna, sizinle alay ediyor. Ben hürüm, köle değilim!” dediyse de ona inanmadılar ve “böyle diyeceğini biliyorduk zaten, efendin söylemişti” dediler. Sonra da onu alıp gittiler. Bir süre sonra Hz. Ebû Bekir gelip de oradakiler durumu kendisine anlatınca hemen adamların peşinden gitti ve develeri geri verip Nuaymân’ı aldı. Yolculuk bitip de Medine’ye Hz. Peygamber’in (sav) yanına geldiklerinde olanları anlattılar. Hz. Peygamber ve ashabı o sene boyunca bu olayı yâd ettikçe gülüştüler.
Açıklama:
Hadisin Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde yer alan tarikinde, satan ve satılan sahabiler yer değiştirmiş durumdadır. Meşhur bilgiye göre bu şakayı yapan Suveybıt değil, Nuaymân'dır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edeb 24, /598
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Abdullah el-Asğar Abdullah b. Vehb el-Kuraşi (Abdullah b. Vehb b. Zem'a b. Esved b. Muttalib b. Esed b. Abduluzza)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Vehb Zem'a b. Salih el-Yemanî (Zem'a b. Salih)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Adab, gülme adabı
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, şakalaşması
KTB, ADAB
Sahabe, birbirlerine karşı kullandıkları üslup
Şaka, şakalaşma
Ticaret
Açıklama: Muhakkike göre bu hadis muhtemelen hasendir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
73906, HM023567
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ صَيْفِيٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ
إِنَّ صُهَيْبًا قَدِمَ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَبَيْنَ يَدَيْهِ تَمْرٌ وَخُبْزٌ قَالَ ادْنُ فَكُلْ فَأَخَذَ يَأْكُلُ مِنْ التَّمْرِ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ بِعَيْنِكَ رَمَدًا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّمَا آكُلُ مِنْ النَّاحِيَةِ الْأُخْرَى قَالَ فَتَبَسَّمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Tercemesi:
Bize Ebu’n-Nadr rivayet etti ve şöyle dedi: Bize Abdullah b. Mübarek, Abdülhamid b. Sayfî’den, o babasından, o dedesinden naklettiğine göre şöyle dedi: Suheyb (r.a.) Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanına geldi. Peygamber’in önünde hurma ve ekmek vardı. “Yaklaş, biraz hurma ye” buyurdu. Suheyb hurmadan yemeye başladı. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona “Gözünde ağrı var” buyurdu. Suheyb “Ey Allah’ın resulü, diğer taraftan yiyorum” deyince Hz. Peygamber (s.a.v.) gülümsedi.
Açıklama:
Muhakkike göre bu hadis muhtemelen hasendir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Rical min ashabi'n-nebî 23567, 7/676
Senetler:
1. Ebu Yahya Suheyb er-Rumî (Suheyb b. Sinan b. Hâlid b. Amr)
2. Ziyad b. Sayfî er-Rumî (Ziyad b. Sayfî b. Suheyb b. Sinan)
3. Abdülhamid b. Sayfî er-Rumî (Abdülhamid b. Ziyad b. Sayfî b. Suheyb b. Sinan)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, tebessüm etmesi
Şaka, şakalaşma
Tebessüm, kardeşinin yüzüne tebessüm etmek
Yiyecekler, Rasulullah zamanındaki
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21551, N000414
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ عَنْ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَاصِمٍ ح وَأَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ مُعَاذَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كُنْتُ أَغْتَسِلُ أَنَا وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ إِنَاءٍ وَاحِدٍ أُبَادِرُهُ وَيُبَادِرُنِى حَتَّى يَقُولَ « دَعِى لِى » . وَأَقُولَ أَنَا دَعْ لِى . قَالَ سُوَيْدٌ يُبَادِرُنِى وَأُبَادِرُهُ فَأَقُولُ دَعْ لِى دَعْ لِى .
Tercemesi:
Bize Muhamed b. Beşşâr, Muhammed’den, o şöyle dedi: Bize Şu’be, Âsım’dan rivayet etti. (T) Bize Süveyd b. Nasr haber verdi ve şöyle dedi: Bize Abdullah, Âsım’dan o da Muâze’den, o Aişe’den (ra) şöyle dediğini nakletti: Allah resulü ile aynı kaptan guslederdik. Ben önce alacağım, sen önce alacaksın diye şakalaşırdık. Hatta, Allah resulü, “bana da bırak” der, ben de “bana da bırak” derdim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Güsl ve't-teyemmüm 10, /2112
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ümmü Sahba Muaze bt. Abdullah el-Adeviyye (Muaze bt. Abdullah)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Süveyd b. Nasr el-Mervezi (Süveyd b. Nasr b. Süveyd)
Konular:
Gusül, karı koca birlikte gusletmek
Hz. Peygamber, şakalaşması
Şaka, şakalaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23846, T001992
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ شَرِيكٍ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُ « يَا ذَا الأُذُنَيْنِ » . قَالَ مَحْمُودٌ قَالَ أَبُو أُسَامَةَ يَعْنِى مَازَحَهُ . وَهَذَا الْحَدِيثُ حَدِيثٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Mahmud b. Gaylân bize rivayet etti (ve şöyle dedi): Ebu Üsâme bize, Şerîk’ten, o Âsım el-Ahvel’den o Enes b. Mâlik’ten (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) ona “Ey iki kulaklı” derdi. Mahmud, Ebû Üsâme’den naklen şöyle demiştir: “Yani onunla şakalaşmak için öyle derdi”. Bu hadis sahih – garîbdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 57, 4/358
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
EĞLENCE KÜLTÜRÜ
Hz. Peygamber, şakalaşması
Şaka, şakalaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30759, İM003719
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَمْعَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ وَهْبِ بْنِ عَبْدِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا زَمْعَةُ بْنُ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَهْبِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ خَرَجَ أَبُو بَكْرٍ فِى تِجَارَةٍ إِلَى بُصْرَى قَبْلَ مَوْتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِعَامٍ وَمَعَهُ نُعَيْمَانُ وَسُوَيْبِطُ بْنُ حَرْمَلَةَ وَكَانَا شَهِدَا بَدْرًا وَكَانَ نُعَيْمَانُ عَلَى الزَّادِ وَكَانَ سُوَيْبِطٌ رَجُلاً مَزَّاحًا فَقَالَ لِنُعَيْمَانَ أَطْعِمْنِى . قَالَ حَتَّى يَجِىءَ أَبُو بَكْرٍ . قَالَ فَلأُغِيظَنَّكَ . قَالَ فَمَرُّوا بِقَوْمٍ فَقَالَ لَهُمْ سُوَيْبِطٌ تَشْتَرُونَ مِنِّى عَبْدًا لِى قَالُوا نَعَمْ . قَالَ إِنَّهُ عَبْدٌ لَهُ كَلاَمٌ وَهُوَ قَائِلٌ لَكُمْ إِنِّى حُرٌّ . فَإِنْ كُنْتُمْ إِذَا قَالَ لَكُمْ هَذِهِ الْمَقَالَةَ تَرَكْتُمُوهُ فَلاَ تُفْسِدُوا عَلَىَّ عَبْدِى . قَالُوا لاَ بَلْ نَشْتَرِيهِ مِنْكَ . فَاشْتَرَوْهُ مِنْهُ بِعَشْرِ قَلاَئِصَ ثُمَّ أَتَوْهُ فَوَضَعُوا فِى عُنُقِهِ عِمَامَةً أَوْ حَبْلاً . فَقَالَ نُعَيْمَانُ إِنَّ هَذَا يَسْتَهْزِئُ بِكُمْ وَإِنِّى حُرٌّ لَسْتُ بِعَبْدٍ . فَقَالُوا قَدْ أَخْبَرَنَا خَبَرَكَ . فَانْطَلَقُوا بِهِ فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ فَأَخْبَرُوهُ بِذَلِكَ . قَالَ فَاتَّبَعَ الْقَوْمَ وَرَدَّ عَلَيْهِمُ الْقَلاَئِصَ وَأَخَذَ نُعَيْمَانَ . قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَخْبَرُوهُ . قَالَ فَضَحِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَصْحَابُهُ مِنْهُ حَوْلاً .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vekî, Zam’a b. Sâlih’ten, o Zührî’den, o VEhb b. Abd b. Zam’a’dan, o da Ümmü Seleme’den rivayet etti. (T) Bize Ali b. Muhammed rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vekî rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Zem’a b. Sâlih, Zührî’den, o Abdullah b. Vehb b. Zem’a’dan, O Ümmü Seleme’den rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’in vefatından bir yıl önce ticaret amacıyla Busra’ya gitmişti. Yanında Nuaymân ve Suveybıt b. Harmele de vardı. Her ikisi de Bedir’e katılmış kimselerdi. Suveybıt, azıklardan sorumluydu. Nuaymân mizahı seven şakacı bir kişiydi, Suveybıt’ın yanına gelip yemek istemiş. O da Ebû Bekir gelmeden vermeyeceğini söylemişti. “Seni kızdırayım da gör” dedi ve orada bulunan bir topluluğun yanına uğradılar. Süveybıt onlara “Benim kölemi satın alır mısınız?” diye sordu. Onlar “Alırız” dediler. “İleri geri konuşan bir köledir. Size ben hürüm diyebilir. Eğer böyle dediği vakit onu bırakacaksanız, kölemi bana karşı kışkırtmayınız” dedi. “Böyle yapmayız. Onu senden satın almak istiyoruz” dediler. Onu on tane genç deveye satın aldılar. Sonra onun yanına gelip boynuna bir sarık veya ip taktılar. Nuaymân “bu sizinle alay ediyor. Ben hürüm, köle değilim” dediyse de ona inanmadılar “bize senin nasıl biri olduğunu anlattı” dediler. Onu da yanlarında götürdüler. Hz. Ebû Bekir gelince ona olanları anlattılar. O da hemen o insanların ardından gitti ve develeri geri verip Nuaymân’ı aldı. Hz. Peygamber’in (sav) yanına geldiklerinde ona olanları anlattılar. Hz. Peygamber ve ashabı onların bu anlattıklarına bir yıl boyunca güldüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edeb 24, /598
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Abdullah el-Asğar Abdullah b. Vehb el-Kuraşi (Abdullah b. Vehb b. Zem'a b. Esved b. Muttalib b. Esed b. Abduluzza)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Vehb Zem'a b. Salih el-Yemanî (Zem'a b. Salih)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, şakalaşması
KTB, ADAB
Sahabe, birbirlerine karşı kullandıkları üslup
Şaka, şakalaşma
Ticaret