1674 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Bekir, ona Humeyd, ona da Enes b. Mâlik aktardı: Allah Rasûlu (s.a.v.) Zeyneb bt. Cahş ile gerdeğe gireceği vakit düğün yemeği verdi. İnsanlar ekmek ve et yiyip doyduktan sonra Allah Rasûlu çıkıp müminlerin annelerinin odalarına gitti. Nitekim o, gerdek gecelerinin sabahında hanımlarının odalarına çıkıp onlara selam verir, dua eder, onlar da selamını alıp kendisine dua ederlerdi. Evine döndüğünde iki kişinin arasında sohbetin sürdüğünü gördü. Onları bu halde görünce eve girmekten vazgeçti. Onlar Peygamber’in (s.a.v.) geri dönüp gittiğini görünce aceleyle oradan kalkıp çıktılar. Enes şöyle dedi: onların çıktıklarını ben mi söyledim yoksa başka bir yolla mı haber aldı, bilmiyorum; Rasûlullah (s.a.v.) geri döndü ve evine girip benimle kendisi arasındaki perdeyi indirdi. Bunun üzerine Hicâb âyeti indirildi.
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû’n-Nadr el-Fakîh, ona Muhammed b. Eyyûb, ona İsmail b. Ebû Üveys, ona da Mâlik rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Ahmed Abdullah b. Muhammed b. el-Hasan el-Mihrecânî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Cafer el-Müzekkî, ona Muhammed b. İbrahim el-Bûşencî, ona İbn Bükeyr, ona Mâlik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona da babası, Ebû Hureyre'den (ra.) şöyle rivayet etti: Rasûlullah (sav.) mezarlığa gitti ve şöyle dua etti: “Selam size ey mü’minler topluluğunun yurdu. İnşallah biz de yakındah sizlere kavuşacağız. Keşke kardeşlerimizi de görseydim.” buyurdu. “- Ey Allah'ın rasûlü, biz senin kardeşlerin değil miyiz?” diye sordular. Şu cevabı verdi: “- Aksine siz benim ashâbımsınız (dostlarımsınız). Kardeşlerimiz ise henüz (dünyaya) gelmediler, daha sonra gelecekler. Ben onları Havuz’umun başında bekleyeceğim.” “- Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden bilahare dünyaya gelecek olan insanları nasıl tanıyacaksın?” diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: “- Siyah ve duru at sürüsü içinde bir adamın sakar ve sekili bir atı bulunsa, bu adam kendi atını tanımaz mı?" "- Tanır, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şunları söyledi: "- Kıyâmet gününde onlar abdest azalarının parlaklığından dolayı sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler. Ben da Havuz başına onlardan önce gideceğim ve orada onları bekleyeceğim. Yolunu kaybeden develerin gittiği (yabancı) ahırdan kovuldukları gibi, bazı insanlar da benim Havuz'umdan kovulacaklar. Ben ise onlara; 'Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Bunun üzerine bana; 'Onlar senden sonra (inançlarını ve yaşantılarını) değiştirdiler' denecek. O zaman ben de; 'Öyleyse defolsunlar! Defolsunlar!' diyeceğim."
Açıklama: Sakar ve sekili ifadesi, renkleri siyah olduğu halde alınlarında ve ayaklarında beyazlık bulunan atlar demektir.
Bana Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir Müslüman için kardeşiyle üç günden fazla dargın kalması helal değildir. Karşılaştıkları zaman o da bu da yüz çevirir. Onların hayırlı olanı, önce selam vererek barışandır."