1674 Kayıt Bulundu.
Bize Abde b. Abdullah, ona Ali b. el-Kasım, ona Hemmâm, ona Katade, ona el-Hasan el-Basrî, ona da Semûre b. Cündeb (ra) rivâyet etmiştir: "Resûlullah (sav), imamlarımıza selâm vermemizi ve birbirimizle selamlaşmamızı bize emretti.”
Bize Kuteybe, ona Cafer -İbn Süleyman-, ona Ca'd Ebû Osman, ona Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) evlenmişti. Annem Ümmü Süleym Hays denilen bir yemek yapmıştı. Yemeği Rasulullah'a (sav) götürdüm. "Annem size selam söylüyor ve bu bizden küçük bir hediyedir diyor" dedim. Hz. Peygamber "Onu koy ve falan falanı ve karşılaştığın kimseleri davet et" buyurdu. Bazılarının da isimleri söyledi. Söylediği kimseleri ve karşılaştıklarımı çağırdım." Enes'e "Kaç kişi olmuştu?" diye sordum. "Yaklaşık üç yüz kişiydi" dedi. Rasulullah (sav) "On kişilik gruplar halinde girin ve herkes önünden yesin" buyurdu. Herkes yedi ve doydu. Bir grup girdi, diğeri çıktı. Sonunda Hz. Peygamber bana "Enes, yemeği kaldır" dedi. Yemeği kaldırdığımda ilk getirdiğimden daha hafif miydi, ağır mıydı bilemedim.
Bize Nuh b. Habîb, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve, ona Hz. Aişe (ra) şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav) bana "Cebrail sana selam söylüyor" demişti. Ben de "Ona da selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri olsun. Sen bizim görmediklerimizi görüyorsun." dedim.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Ayyâş, ona Muhammed b. Ziyâd, ona Ebu Ümâme'nin: "Rasulullah (sav) bize, selamı yaymamızı emretti" dediğini rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Humeyd, ona Muhammed b. Bişr, ona Abdullah b. el-Velîd, ona Ömer b. Eyyûb, ona Ebû İyâs şöyle rivayet etmiştir. Amr b. en-Numân'ın yanında misafirdim. Mus'ab b. Zübeyr'in elçisi ona Ramazan ayında iki bin dirhem getirdi ve "Emîr sana selam söylüyor" dedi ve ekledi "Biz şerefli hiç bir okuyucu iyilik yapmadan bırakmadık. Sen de bu aylık masrafın için bu iki bin dirhemden istifade et" dedi. Bunun üzerine Amr "Emir'e selam söyle ve şöyle dediğimi aynen ilet: Allah'a yemin olsun ki biz Kur'an'ı dünya ve onun dirhemi için okumadık.
Bize Hafız Ebu Abdullah, ona Ebu Abdullah b. Yakub, ona Ebü’l-Velid el-Fakih, bu ikisine Hasan b. Süfyan, ona Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Süfyan, Dahhak b. Osman’ın şöyle dediğini rivayet etti ve hadisi zikretti. Zeyd b. Hubab rivayetinde “Hz. Peygamber küçük abdestini bozuyordu veya abdest alıyordu. Birisi ona selam verdi. Rasulullah (sav) işini bitirinceye dek onun selamını almadı” ifadesi geçmektedir. Bu hadisi Müslim Sahih’inde Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr’den nakletmiştir. Hadiste söylenmek istenenin “Hz. Peygamber teyemmüm etmedikçe onun selamını almadı. Sonra aldı” şeklinde olması muhtemeldir. Bu durum, İbnü’-l-Hâd ile Muhammed b. Sabit el-Abdiy’in Nafi’den rivayet ettikleri haberde açık ve nettir. Söz konusu rivayeti Şafii, İbnü’s-Sımma hadisinde zikretmiştir. Bu hüküm teyemmüm bölümünde yer almaktadır. Şafii bunu başka bir haberde Bendar’dan Mürsel olarak rivayet etmiştir.
Bize İshak b. Mansûr, ona Abdussamed b. Abdülvâris, ona Abdullah b. Müsennâ, ona da Sümâme b. Abdullah b. Enes b. Mâlik, ona Enes b. Mâlik şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) selam vereceği zaman üç defa verir, bir söz söylediğinde de onu üç kez tekrar ederdi. Ebu İsa şöyle dedi: Bu hasen sahih garîb bir hadistir.
Açıklama: Hz. Peygamber'in üç kere selam vermesi üç kere peşpeşe selamlaması anlamına gelmemektedir. Onun üç kere selam vermesi, 1. bir eve geldiğinde giriş için izin istemek üzere, 2. İçeri girdikten sora evdekileri selamlamak amacıyla, 3. kalkarken ev halkını selamlamlamak olarak anlaşılmıştır (Aynî, Umde, III, 176 -Şamile-). Allah Resûlü önemli olan ifadeleri ise iyice anlaşılsın diye üç kere tekrar etmiştir.
Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî, ona Leys b. Sa'd, ona Bükeyr -İbnü'l-Eşec-, ona Nabil Sâhibü'l-Abâ, ona İbn Ömer, ona Suhayb (ra) şöyle rivayet etmiştir: Namaz kılarken Rasulullah'ın (sav) yanına uğradım ve selam verdim. Selamımı işaretle aldı. Leys şöyle demiştir: Sanırım "Parmağıyla" dedi.
Açıklama: Hadis sahih isnad mütâbaâtta hasendir. Abdurrahman b. İbrâhim her ne kadar hakkında söylenen cerhler olsa da mütâbi'dir.