1674 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube, ona Mansur, ona da Rib'î, Amir oğullarından bir adamın rivayet ettiğini göre (o adam) Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmek için izin istemiş diyerek önceki hadisi manen rivayet etti. (Devamında ise) adam şöyle dedi: "Hz. Peygamber'i işittim, bunun üzerine es-Selamu aleyküm girebilir miyim? dedim."
Açıklama: D005177 nolu rivayette olayı bir başkası anlatırken burada bizzat yaşayan kişi anlatmaktadır. Hz. Peygamber'in sözlerini işitmiş ve o şekilde izin almıştır.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Hayr ona da Abdullah b. Amr, bir adamın Rasulullah'a (sav) hangi İslam daha hayırlıdır diye sorduğunu; Rasulullah'ın da; "Yemek yedirmen ve tanıdığına da tanımadığına da selam vermendir" buyurduğunu rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadiste hayırlı olan İslam/davranış olarak zikredilen ikramda bulunmak ve ayırım yapmaksızın herkese selam vermek, şahsiyet inşasında eşik olarak görülebilecek iki davranıştır. Zira bunlar, bencilliği, cimriliği ve kibri terk etmek anlamına gelmektedir. Verebilmek infak edebilmek Allah dostu kılarken, tersi ise şeytana yaklaştırmaktadır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahvas, ona Mansur, ona da Rib'î Amir oğullarından birisinin şöyle dediğini rivayet etti: Bu kişi, Hz. Peygamber, bir evde iken huzuruna girmek istemiş ve girebilir miyim? demiştir. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem, hizmetçisine "çık, şu adama izin istemeyi öğret; ona 'es-Selamü aleyküm, girebilir miyim demesini söyle!" buyurdu. Adam, Rasulullah'ın (sav) söylediklerini işitti ve es-Salamü aleyküm, girebilir miyim dedi? Hz. Peygamber de ona içeri girmesi için izin verdi, o da Hz. Peygamberin huzuruna girdi.
Bize Müemmel b. el-Fadl el-Harrani, onlara Bakiyye b. Velîd, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Büsr'ün şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber birinin kapısına geldiği zaman kapının tam karşısında durmazdı. Bilakis kapının sağına ya da soluna çekilir ve (oradan) "es-Selamü aleyküm, es-selamü aleyküm" derdi. Çünkü o günlerde evlerin kapılarında perdeler yoktu.
Bize Muhammed b. Kesî, ona Cafer b. Süleyman, ona Avf, ona Ebu Racâ, ona da İmran b. Husayn'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti. Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve es-Selamü aleyküm dedi. Rasulullah da (sav) onun selamını aldı. Sonra adam oturdu. Hz. Peygamber (sav); "On (sevap) vardır" buyurdu. Sonra bir başka adam geldi ve es-Selamü aleyküm ve rahmetullah diyerek selam verdi. Rasulullah (sav) onun da selamını aldı. Sonra o da oturdu. Hz. Peygamber (sav); "Yirmi (sevap) vadır" buyurdu. Sonra başka bir adam daha geldi, o da es-Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh diye selam verdi. Rasulullah (sav) onun da selamını aldı. Sonra o da oturdu. Hz. Peygamber (sav); "Otuz (sevap) vardır" buyurdu.
Bize İshak b. Süveyd er-Remlî, ona Nafi b. Yezid’'den işittiğimi zannediyorum diyerek İbn Ebu Meryem, ona Ebu Merhum, ona Sehl b. Muaz b. Enes, ona da babası, Rasulullah'tan (sav) bu mana ile (bir önceki hadisi) rivayet etti, sonra şunları ekledi; Sonra bir başkası geldi ve es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu ve mağfiretuhu diye selam verdi. Rasulullah (sav); Kırk (sevap)" dedi ve şöyle buyurdu: "İşte faziletler bu şekilde (eklenen her kelime ile) artar."
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris ez-Zühli, ona Ebu Âsım, ona Ebu Halid Vehb, ona Ebu Süfyan el-Hımsi, ona Ebu da Ümame, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanlar arasında Allah'a en yakın olan, onlara selamı önce verendir."
Bize Abbas el-Anberi, ona Esved b. Âmir, ona Hasan b. Salih, ona babası, ona Seleme b. Küheyl, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas Ömer'in şöyle dediğini rivayet etti: "Ömer, Hz. Peygamber odasında bulunduğu bir sırada yanına geldi. es-Selamu aleyke ya Rasulullah! es-Selamu aleyküm! Ömer (huzurunuza) girebilir mi? (diyerek izin istedi.)"
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Süleyman b. Mugîra, ona Sabit'in rivayet ettiğine göre, Enes (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) oyun oynayan çocukların yanına geldi ve onlara selam verdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona Zekeriyya, ona eş-Şa'bî, ona da Ebu Seleme Aişe'nin (r.anha) kendisine şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber (sav) kendisine: "Cebrail (as) sana selam ediyor" buyurdu. O da "ve aleyhi's-selam ve rahmetullah (selam ve Allah'ın rahmeti onun da üzerine olsun)" diye karşılık verdi.