232 Kayıt Bulundu.
Bize Kasım b. Zekeriyya, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Mansur, ona İbrahim ve Müslim b. Subeyh, onlara Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Ebu Avane hadisinin [Rasulullah (sav), bir hastayı ziyaret ettiği zaman şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! ona şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın."] Ve Cerir hadisinin [Rasulullah (sav) bir hastaya (ziyaret için) geldiği zaman ona şöyle diyerek dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." Ebu Bekir'in rivayeti; ona dua etti (mazi ve başında 'fe' harfiyle) ve "ve ente’ş-şâfî" (başında vav harfiyle) şeklindedir. ] bir benzerini söylemiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız Ebu Küreyb'e aittir- o ikisine İbn Nümeyr, ona Hişam, ona babası, o da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) (şifa amacıyla hastaya) şu rukyeyi okurmuş; "ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider. Şifa senin elindedir. Onu senden başka çözecek (giderecek) yoktur."
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame; (T) Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, onlara Hişam şu isnadla [babası, ona da Aişe (r.anha)] lafız olarak benzerini [Rasulullah (sav) (şifa amacıyla hastaya) şu rukyeyi okurmuş; "ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider. Şifa senin elindedir. Onu senden başka çözecek (giderecek) yoktur"] rivayet etti.
Bize Sureyc b. Yunus ve Yahya b. Eyyüb, o ikisine Abbad b. Abbad, ona Hişam b. Urve, ona babası ( Urve b. Zübeyr), ona da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) ailesinden biri hastalandığında Muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üflerdi. Kendisi vefatıyla neticelenen hastalığa yakalandığında (artık sesli bir şekilde bu sureleri okumadığında) ben ona (sureleri okumaya sonra) üzerine üfürmeye ve onun elleri benim ellerimden daha bereketli olduğundan onun (sav) eliyle (bedenini) sıvazlamaya başladım." [Yahya b. Eyyüb rivayeti Muavvizât şeklinde (elif lâmsız olarak) şeklindedir.]
Bize Yahya b. Yahya, ona -arz yoluyla- Malik (b. Enes), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona Urve (b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum."
Bana Ebu Tahir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid); (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ravh; (T) Bize Ukbe b. Mükrim ve Ahmed b. Osman en-Nevfelî, onlara Ebu Âsım (Dahhâk b. Mahled), onlara İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ziyad (b. Sa'd), (bütün tariklerin ortak ravisi olarak) onlara (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî) Malik'in rivayetteki isnadıyla, [ona Urve, ona da Aişe (r.anha)] hadisin benzerini [Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum] rivayet etti. [(Malik'in içinde bulunduğu tarikin dışında ki) ravilerin rivayetlerinde; bereketini umarak /رَجَاءَ بَرَكَتِهَا kaydı yoktur. Yunus ve Ziyad'ın rivayetlerinde ise hadis şu şekildedir: Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üzerine üfler ve eliyle (bedenini) meshederdi.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer - hadisin lafzı İbn Ömer'e aittir-, onlara Süfyan (b. Uyeyne), ona Abdurabbih b. Said, ona Amra (bt. Abdurrahman), ona da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) birisi herhangi bir yerinden rahatsızlığını ifade ettiğinde yahut o şahısta yara veya yaralanma bulunduğunda (Peygamber sav) parmağı ile şöyle yapardı: Süfyan b. Uyeyne, şehâdet parmağını yere değdirip kaldırdı. "Allah'ın adıyla! Şu birimizin tükürüğü ile karışmış beldemizin toprağıdır. Rabbimizin izniyle, bununla hastamız şifalanır." İbn Ebu Şeybe,"يُشْفَى /şifalanır" Züheyr ise; "لِيُشْفَى سَقِيمُنَا /hastamızın şifa olması için" şeklinde rivayet ettiler.
Bize Süreyc, ona Ebu Avâne, ona Mansur, ona İbrahim ona da Mesruk, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir hastayı ziyaret ettiğinde 'Ey insanların Rabbi! Bu rahatsızlığı gider, şifa ver. Şifa verici ancak sensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki hasta üzerinde hiçbir hastalık izi bırakmasın' diye dua ederdi."
Bize Hüseyin, ona Şeybân, ona Mansur, ona İbrahim, ona da Mesrûk, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) bir hasta getirildiğinde, şöyle dua ederdi: 'İnsanların Rabbi! Bu rahatsızlığı gider, şifa ver. Şifa verici ancak sensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki hasta üzerinde hiçbir hastalık izi bırakmasın'."
Bize Sevrî, ona A’meş, ona Ebu Vâil, ona da Ümmü Seleme, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ölmekte olan bir kimsenin veya bir hastanın yanına vardığınızda, hayır konuşun. Çünkü melekler ağzınızdan çıkanlara amin derler."