Giriş

[Bize Harun b. Maruf ve Muhammed b. Abbad, -Her ikisinin rivayetinde lafızlar birbirine yakın olup rivayetin metni Harun’a aittir- onlara Hatim b. İsmail, ona Yakub b. Mücahid Ebu Hazre, ona da Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit “... Sonra yürüyüp kendi mescidinde bulunan Cabir b. Abdullah' uğradık... (O şöyle dedi:...)” diyerek şöyle rivayet etmiştir:] "Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Batn-ı Buvât Gazvesi’ne çıktık. Kendisi Mecdî b. Amr el-Cüheni'yi arıyordu. Bir deveye bizden nöbetleşe, beş, altı ve yedi kişi biniyordu. Derken Ensar'dan bir adamın biniş sırası geldi, devesini çöktürerek bindi. Sonra onu sürdü. Deve biraz inat edip yavaşlayınca (adam) ona: ‘Haydi git, Allah seni kahretsin!’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ‘hayvanına lanet eden bu kişi kim?’ diye sordu. Adam ‘Benim, ey Allah’ın Rasulü’ dedi. Hz. Peygamber (sav) ‘İn onun üzerinden! Bize lanetlenmiş bir hayvanla arkadaşlık etme. Kendinize beddua etmeyin, çocuklarınıza beddua etmeyin, mallarınıza da beddua etmeyin. Zira Allah’tan bir şeyin istendiği ve duanın kabul edildiği bir ana rast gelir de duanız kabul oluverir’ buyurdu."


    Öneri Formu
162 M007515 Müslim, Zühd ve Rekâik, 74

Bize Muhammed b. Selâm, ona Abdülvehhâb, ona Eyyûb, ona Abdullah b. Müleyke, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi ve 'es-Sâmu aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Hz. Aişe (onlara karşılık olarak): 'Aleyküm (Asıl sizin üzerinize olsun), Allah'ın laneti sizin üzerinize olsun; gazabı da' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Sana yaraşan yumuşak davranmaktır. Sertlikten ve çirkin işlerden sakın." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): "Peki, sen benim onlara karşılık verirken ne dediğimi işitmedin mi? Bizim onlar hakkında yaptığımız dua kabul edilir ama onların (aleyhimize olan) bizimle alakalı duaları kabul görmez." buyurdu.


    Öneri Formu
19677 B006030 Buhari, Edeb, 38

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Eyyüb, ona da İbn Ebu Müleyke, Âişe'nin (r. anha) şöyle dediğini rivayet etti: Yahudiler Peygamber'in (sav) yanına girdiler de O'na: 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Bunun üzerine ben de onlara lanet okudum. Bu durum karşısında Hz. Peygamber: 'Sana ne oluyur?' buyurdu. Ben de: 'Dediklerini işitmedin mi?' deyince; O da (sav), '(Sen de) Benim onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize de olsun)' dediğimi duymadın mı?' buyurdu.


    Öneri Formu
29499 B002935 Buhari, Cihad, 98

Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.


    Öneri Formu
53171 KK3/61 Âl-i İmrân, 3, 61


    Öneri Formu


    Öneri Formu
87601 MA019534 Musannef-i Abdurrezzak, X, 413

Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid b. Abdullah, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Temime vasıtasıyla Ebu Melih'ten (rivayet edildiğine göre) bir adam şöyle demiştir: Ben (bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) terkisinde idim. Hayvanın ayağı sürçüverdi. Bunun üzerine ben 'kahrolası şeytan' dedim. (Hz. Peygamber de:) "Kahrolası şeytan, deme. Çünkü sen böyle söyleyince o, ev kadar büyür ve 'gücüme bak' der. Fakat sen bismillah (Allah'ın adıyla) de! Çünkü sen böyle dediğinde, o karasinek kadar küçülür."


Açıklama: Fiillerde hiçbir etki gücü olmayan Şeytana, ağız alışkanlığı ile dahi olsa, herhangi bir eylemin nispet edilmesi, insanlar nezdinde ona güç ve itibar kazandıracaktır. Nazar, büyü ve sihir gibi işlerde de dikkat çeken bu yaklaşım, tevhid inancında aşınmaya yol açacaktır. Zira her şey elinde olan ve iyi - kötü her şeyi yaratan Yüce Allah ile kulun ilişkisinde, Allah tasavvurunda ve kulluk bilincinde bir parçalanma meydana gelecektir.

    Öneri Formu
34058 D004982 Ebu Davud, Edeb, 77

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdulaziz b. Ebu Hâzim, ona Ebû Hazim, Sehl b. Sa'd'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Medine'ye Mervan ailesinden bir kişi vali tayin edildi. (Bu zat) Sehl b. Sa'd'ı çağırarak Hz. Ali'ye sövmesini emretti. Sehl bunu kabul etmedi. Bunun üzerine vali ona; mademki ona sövmeyi kabul etmiyorsun Allah Ebu Türab'a lanet etsin de dedi. Sehl (araya) şunu ekledi: Ali Ebu Türab ismini çok severdi. Bu isimle çağrıldığı zaman sevinirdi. Bu sefer vali, o zaman bize ona Ebu Türab isminin verilme hikayesini anlat dedi. Sehl şöyle dedi: Rasulullah (sav) Fatıma'nın evine geldi. Ali'yi evde göremedi. Bunun üzerine kızına; "amca oğlun nerede" diye sordu. Fatıma, aramızda bir anlaşmazlık çıktı. Bana kızdı, gitti. Yanımda kaylûle de yapmadı diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) birine (Sehl'e); "Ali nerede bak" dedi. Adam Ali'nin mescitte uyuduğunu söyledi. Rasulullah (sav) Ali'nin yanına geldi. Ali uzanmış, elbisesi (rida) bir tarafa düşmüş, vücudu toprağa bulanmış bir halde idi. Rasulullah (sav) Ali'nin üzerindeki toprağı silmeye başladı ve "kalk Ebu Turab! Kalk Ebu Turab" diye seslendi.


    Öneri Formu
7339 M006229 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 38


    Öneri Formu
188309 Hakim, el-Müstedrek, I, 16 (1/13)