28 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan; (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki', onlara Talha b. Yahya, ona Aişe bt. Talha Hz. Ayşe'nin (r.anha) şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) yanıma geldiği zaman! "Yanınızda yiyecek bir şey var mı?" der, biz de hayır dediğimizde, "(O halde) ben oruçluyum" derdi. Veki' (Süfyan'dan farklı olarak) şunları da ilave etti: (Hz. Ayşe devamla şöyle dedi:) Başka bir gün Hz. Peygamber (sav) bizim yanımıza geldi: Ya Rasulallah! Bize Hays (hurma, yağ ve keş karışımı) yemeği hediye edildi, onu senin için sakladık dedik. O: "Getir onu" buyurdu. [Talha Rasulullah (sav) oruca niyet etmişti, orucunu bozdu dedi.]
Bize Ali b. Hucr, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm b. Hassân, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kusmak durumunda kalan kimsenin orucunu kaza etmesi gerekmez. Bile isteye kusan ise orucunu kaza etsin." Tirmizî bu hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Bu konuda Ebu Derdâ, Sevbân ve Fedâle b. Ubeyd'den de hadis nakledilmiştir. Ebu Hureyre hadisi hasen-garib bir hadis olup, bu rivayeti Hişâm'ın İbn Sîrîn'den, onun Ebu Hureyre'den, onun da Hz. Peygamber'den (sav) sadece İsa b. Yunus tariki ile naklettiğini biliyoruz. Muhammed (b. İsmail el-Buhârî) de 'Bu hadisin mahfûz olduğunu zannetmiyorum' demiştir.' Ebu İsa (et-Tirmizî) açıklamalarına şöyle devam etmiştir: 'Bu hadis, Ebu Hureyre kanalıyla Hz. Peygamber'den (sav) pek çok tarik ile nakledilmiş olsa da isnadı sahih değildir. Ebu Derdâ, Sevbân ve Fedâle b. Ubeyd'den Hz. Peygamber'in istifra edip orucunu bozduğu rivayet edilmiş olsa da bu hadisin izahı şöyledir: Rasulullah (sav) nafile orucu tutmaktaydı, istifra edince vücudu zayıf düştü, bundan dolayı da orucunu bozdu. Nitekim bu durum bazı hadislerde de açık bir şekilde rivayet edilmiştir. İlim ehli nezdinde uygulama (amel), Ebu Hureyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edilen şu hadise göredir: 'Kusmak durumunda kalan kimsenin orucunu kaza etmesi gerekmez. Bile isteye kusan ise orucunu kaza etsin.' Süfyân es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk (b. Râhûye) bu görüştedir.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be ona da Simâk b. Harb şöyle rivayet etmiştir: Bu hadisi bana Ümmü Hânî'nin iki oğlundan biri rivayet etmiştir. Ben onların en faziletli olanı ile karşılaştım, ismi Ca'de idi ve Ümmü Hânî de onun ninesi olurdu. Bana ninesinden şöyle rivayette bulunmuştur: "Rasulullah (sav) (evime) gelip bir içecek istedi. Ondan içti ve bana verdi. Ben de içtim ve ardından şöyle dedim: 'Yâ Rasulallah! Ben oruçluydum, (unutmuşum)'. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu 'Nafile oruç tutan kişinin sorumluluğu kendisinin üzerindedir (emînü nefsih). Dilerse oruç tutar, dilerse tuttuğu orucu bozar'." [Şu'be, Ca'de'ye 'Bu rivayeti Ümmü Hânî'den sen mi işittin?' diye sorunca, o 'Hayır, bana bunu Ebu Salih ve aile efradımız, Ümmü Hânî'den aktarmıştır' diye cevap vermiştir. Bu hadisi Hammâd b. Seleme de Simâk b. Harb'den 'Ümmü Hânî'nin kızının oğlu Harun'dan, o da Ümmü Hânî'den' diyerek aktarsa da Şu'be'nin rivayeti, Hammâd'ınkinden daha sağlamdır (ahsen). Bize bu hadisi Mahmud b. Ğaylân da Ebu Dâvud'dan rivayet edip 'sorumluluğu kendisinin üzerindedir (emînü nefsihî)' ifadesini zikretmiştir. Aynı şekilde Ebu Dâvud'dan Muhammed'den başkası da 'Nefsinin hakimiyeti ya da sorumluluğu kendisinin üzerindedir (emîrü nefsihî ev emînü nefsihî)' şeklinde şüpheli bir ifade ile nakletmiştir. Şu'be'den de benzer şekilde pek çok tarik ile bu rivayet 'Nefsinin sorumluluğu ya da hakimiyeti kendisinin üzerindedir (emînü nefsihî ev emîrü nefsihî)' şeklinde şüpheli bir ifade ile nakledilmiştir. Tirmizî bu rivayetle ilgili şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Ümmü Hânî hadisinin isnadı hakkında bazı eleştiriler vardır. Nebî'nin (sav) ashabından ve başkalarından bir kısım ilim ehli nezdinde uygulama (amel) şöyledir; nâfile oruç tutan kimse, orucunu bozduğunda kazâ etmeyi istemesi hariç, kendisine kazâ gerekmez. Bu, Süfyân es-Sevrî, Ahmed (b. Hanbel), İshâk (b. Râhûye) ve Şâfiî'nin de görüşüdür.]
Bize Ebu Bekir b. Ali, ona Nasr b. Ali, ona babası (Ali b. Nasr), ona Kasım b. Ma'n, ona Talha b. Yahya, ona Âişe bt. Talha ve Mücahid, onlara da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) gelip 'Yanınızda yemek var mı?' diye sordu. Ben 'Hayır, (yok)' deyince, 'O halde ben oruçluyum' dedi. Ardından başka bir gün daha geldiğinde, Âişe 'Yâ Rasulallah! Bize hediye olarak hays (yemeği) getirildi' dedi. Nebî (sav), yemeği isteyip 'Oruçlu olarak sabahlamıştım' buyurdu ve o yemeği yedi."
Bize Amr b. Mansûr, ona Asım b. Yusuf, ona Ebu Ahvas, ona Talha b. Yahya b. Talha, ona da Mücâhid, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir gün yanıma gelip 'Yanınızda (yiyecek) bir şey var mı?' diye sordu. Ben 'Hayır, (yok)' deyince de 'O halde ben oruç tutayım' buyurdu. Sonra bana hediye olarak hays denen bir yemeğin getirildiği başka bir gün daha yanıma uğradı. Hays (yemeğini) sevdiği için, ondan Hz. Peygamber'e (sav) de ayırmıştım. 'Yâ Rasulallah! Bana hays (yemeği) hediye edildi, ben de sana ondan ayırdım' dedim. Rasulullah (sav), 'Oruçlu olarak sabahlamıştım, ancak getir (yiyeyim)' buyurdu. Nebî (sav), o yemeği yedi. Ardından da 'Nafile oruç tutan kişinin misali, sadaka vermek üzere malını (cebincen) çıkaran kimse gibidir. Dilerse onu verir, dilerse (vermeyip, elinde) tutar' buyurdu."
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Seleme, ona Simâk b. Harb, ona Ümmü Hâni'nin kızının oğlu veya Ümmü Hâni'nin oğlunun oğlu Harun, ona da Ümmü Hâni şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ben oruçluyken yanıma geldi. Geldiğinde ona içmesi için bir kap sunuldu. O da içti. Sonra kabı bana verdi. Ben de içtim. Bunun üzerine Allah Rasulü şöyle buyurdu: '(Bozduğun bu oruç) ramazan orucunun kazası idiyse, yerine bir gün oruç tut. Nafile idiyse, istersen kaza et, istersen etme.'"
Bize Amr b. Yahya b. Hâris, ona Muâfâ b. Süleyman, ona Kasım, ona Talha b. Yahya, ona Mücâhid ve Ümmü Külsûm şöyle rivayet etmişlerdir: "Rasulullah (sav) Âişe'nin yanına girip 'Yanınızda yemek var mı?' diye sordu." (Sonra râvi) diğer tarike benzer şekilde nakletti." [Ebu Abdurrahman (en-Nesâî) şöyle demiştir: Bu hadisi Simâk b. Harb da bir râvi vasıtasıyla Aişe bt. Talha'dan nakletmiştir.]
Bize Osman b. Muhammed, ona Cerîr, ona Yezid b. Ebu Ziyâd, ona Abdullah b. Hâris, ona da Ümmü Hânî şöyle rivayet etmiştir: Mekke'nin fethi günü, Ümmü Hâni (ben) Nebî'nin (sav) sağ tarafından iken, Fatıma gelip Rasulullah'ın soluna oturdu. Hizmetçi kız içerisinde içecek bulunan bir kap getirdi. Onu Hz. Peygamber'e (sav) verdi. Rasulullah (sav) da o kaptakinden içti. Ardından onu bana verdi ve ben de ondan içtim. Sonra, 'Yâ Rasulullah! Ben oruçlu idim, orucumu bozdum' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana, 'Kaza orucu mu tutuyordun?' diye sordu. Ben 'Hayır' deyince, 'Nafile ise (orucunu bozmanın) sana bir zararı yoktur' buyurdu. [Ebu Muhammed (Dârimî) şöyle demiştir: Ben bu hadisin gereğince görüş beyan ediyorum.]