132 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd, ona Ebu Avâne, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Ebu Zer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her aydan üç gün oruç tutan kimse, senenin tamamını oruçlu geçirmiş demektedir. Nitekim Allah (ac), Kitab'ında bunu tasdik eden şu ayeti indirmiştir: (Bir iyilik yapana, onun on misli ecir vardır.) Bir gün, on güne karşılık gelmektedir." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi Şu'be, Ebu Şimr ve Ebu Teyyâh'tan, onlar Ebu Osman'dan, o da Ebu Hureyre vasıtasıyla Nebî'den (sav) nakletmiştir.]
Bize Ahmed b. Menî, ona Ebu Muâviye, ona Sa'd b. Said, ona Ömer b. Sâbit, ona da Ebu Eyyûb (el-Ensârî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ramazan ayını oruçlu geçirip akabinde şevvâlden de altı gün oruç tutan kimse, senenin tamamını oruçlu geçirmiş gibidir." [Bu konuda Câbir, Ebu Hureyre ve Sevbân'dan da hadis nakledilmiştir. Ebu İsa (et-Tirmizî), Ebu Eyyûb hadisinin hasen-sahih bir hadis olduğunu söylemiştir. (İlim ehlinden) bir grup, bu hadisten dolayı şevvâl ayından altı gün oruç tutmayı müstehap görmüştür. İbn Mübârek, şevval orucunun sevap ve tıpkı her ayın üç günü oruç tutmak gibi olduğunu söylemiş, bazı hadislerde 'Şevval orucu, ramazan orucuna ilave edilir' şeklinde nakledildiğini belirtmiştir. İbn Mübârek ayrıca, bu altı günün, şevvâl ayının başında tutulmasını tercih etmiştir. İbn Mübârek'in (bu konuda) şöyle dediği de nakledilmiştir: 'Kişi altı günü (peş peşe değil de) aralıklı olarak tutsa da caizdir.' Bana bu hadisi Abdülaziz b. Muhammed, ona Safvân b. Süleym ve Sa'd b. Said, onlara Ömer b. Sâbit, ona da Ebu Eyyûb, Nebî'den (sav) rivayet etmiştir. Şu'be de, Verkâ' b. Ömer kanalıyla Sa'd b. Said'den bu hadisi rivayet etmiştir. Sa'd b. Said, Yahya b. Said el-Ensârî'nin kardeşi olup, ehl-i hadisten bazıları Sa'd b. Said'i hafızası sebebiyle tenkit etmiştir. Bize Hennâd, ona Hüseyin b. Ali el-Cu'fî, ona da Ebu Musa İsrâîl, Hasan el-Basrî'den naklen şöyle rivayet etmiştir: Hasan'ın yanında şevvâl ayında tutulan altı günlük oruçtan bahsedildiğinde, şöyle demiştir: 'Vallahi, muhakkak ki Allah (cc), bu ayda tutulan oruç vesilesiyle senenin tamamından razı olmuştur!']
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Süfyân (es-Sevrî), ona Ebu İshâk, ona Nümeyr b. Ğarîb, ona da Âmir b. Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "En kolay elde edilen ganimet, kışın tutulan oruçtur." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, mürsel bir hadistir. (Çünkü) Âmir b. Mesud, Hz. Peygamber'e (sav) yetişememiştir. Âmir, Şu'be ve (Süfyân) es-Sevrî'nin kendisinden rivayette bulundukları İbrahim b. Âmir el-Kuraşî'nin babasıdır.]
Açıklama: '' الْغَنِيمَةُ الْبَارِدَةُ'' ifadesinin, ''En kolay (elde edilen) ganimet'' şeklinde anlaşılabileceğine ilişkin bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, III, 427.
Bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ğaylân b. Cerîr, ona Abdullah b. Ma'bed ez-Zimmânî, ona da Ebu Katâde el-Ensârî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) tuttuğu orucu soruldu, Rasulullah da (sav) bu soruya öfkelendi. Bunun üzerine Ömer (ra) 'Rab olarak Allah'tan (cc), din olarak İslam'dan, peygamber olarak Muhammed'den (sav), biat olarak da (Peygamber'e verdiğimiz) sözümüzden razıyız' dedi. Sonra Hz. Peygamber'e (sav) sene boyu oruçlu olma hakkında sorulduğunda, 'O yapılan, oruç da değil iftar da değildir!' veya 'O kimse ne oruç tutmuş ne de iftar etmiştir!' şeklinde cevap verdi. Daha sonra Nebî'ye (sav), iki gün oruç tutup bir gün tutmamak hakkında sorulduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Buna kimin gücü yeter ki?' buyurdu. Ardından Rasulullah'a (sav) bir gün oruç tutup iki gün oruç tutmamak hakkında soruldu. Hz. Peygamber (sav) de 'Umuyorum ki Allah (cc) bunun için bize kuvvet verir' buyurdu. Nebî'ye (sav), bir gün oruç tutup bir gün tutmamak hakkında sorulduğunda ise 'İşte bu, kardeşim Davud'un (as) orucudur' buyurdu. Pazartesi günü oruç tutmaya dair sorulduğunda da 'Bu, doğduğum, peygamber olarak gönderildiğim veya bana vahyin indirildiği gündür' buyurdu. Daha sonra Rasulullah (sav) 'Her aydan üç gün tutulan ve bir ramazandan diğer ramazana tutulan oruç, senenin tamamını oruçlu geçirmek demektir' buyurdu. Nebî'ye (sav) arefe günü orucu hakkında sorulduğunda 'O, geçmiş ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur' buyurdu. Aynı şekilde aşure günü orucu sorulduğunda ise 'O, geçmiş senenin günahlarına kefaret olur' buyurdu." [Müslim (b. Haccâc) şöyle demiştir: Şu'be'nin rivayet ettiği bu hadiste Hz. Peygamber'e (sav) 'pazartesi ve perşembe günü orucu hakkında soru soruldu' ifadesi yer almaktadır. Ancak biz perşembe günü ifadesini yanılgı olarak gördüğümüzden dolayı zikretmedik.]
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Sa'd b. Said b. Kays, ona Ömer b. Sâbit b. Hâris el-Hazrecî, ona da Ebu Eyyüb el-Ensârî (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim ramazan orucunu tutar, ardından şevval ayından da altı gün tutarsa, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr b. Dinâr, ona Amr b. Evs, ona da Abdullah b. Amr b. As'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) ona şöyle buyurmuştur: "Allah'a en sevimli gelen namaz, Davud'un (as) namazıdır. Allah'a en sevimli gelen oruç da yine Davud'un (as) orucudur. Davud (as), gecenin yarısında uyur, üçte birinde namaz için kalkar, (geride kalan) altıda birinde yine uyurdu. Bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî, onlara Hammâd b. Zeyd, ona Ğaylân b. Cerîr, ona Abdullah b. Ma'bed ez-Zimmânî, ona da Ebu Katâde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Arefe günü tutulan orucu, Allah'ın önceki ve sonraki senenin günahlarına keffaret kılacağını ümit ediyorum." [Tirmizî, bu konuda Ebu Said'den de hadis nakledildiğini, Ebu Katâde hadisinin hasen bir hadis olduğunu söylemiş, Arafat'ta olanların (hacıların) dışındaki kimselerin de arefe günü oruç tutmalarını ilim ehlinin müstehap gördüklerini ifade etmiştir.]
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî, onlara Hammâd b. Zeyd, ona Ğaylân b. Cerîr, ona Abdullah b. Ma'bed, ona da Ebu Katâde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Aşure günü tutulan orucu, önceki senenin günahlarına keffaret kılacağını Allah'tan umuyorum." [Ebu İsa et-Tirmizî, hadis hakkında şu değerlendirmede bulunmuştur: Bu konuda Ali (b. Ebî Tâlib)'den, Muhammed b. Sayfî'den, Seleme b. Ekvâ'dan, Hind b. Esmâ'dan, İbn Abbâs'tan, Rübeyyi bt. Mu'avviz b. Afrâ'dan, Abdurrahman b. Seleme el-Huzâî vasıtasıyla amcasından ve Abdullah b. Zübeyr'den de hadis nakledilmiş olup onlar, Rasulullah'ın (sav) aşure günü orucuna teşvik ettiğini haber vermişlerdir. Pek çok rivayet içerisinde 'Aşure günü orucu, bir senenin (günahlarına) keffârettir' rivayetini, sadece Ebu Katâde'nin bu hadisi ile bilmekteyiz. Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk (b. Râhûye) de Ebu Katade hadisi gereğince görüşte belirtmiştir.]
Bize Mahmûd b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona A'meş, ona Yahya b. Sâm, ona Musa b. Talha, ona da Ebu Zer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ey Ebu Zer! Bir ayda üç gün oruç tutacaksan, on üç, on dört ve on beşininci günlerinde tut." [Bu konuda Ebu Katâde, Abdullah b. Amr, Kurre b. İyâs el-Müzenî, Abdullah b. Mesud, Ebu Akrab, İbn Abbas, Aişe, Katâde b. Milhân, Osman b. Ebu Âsî ve Cerîr'den de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: 'Ebu Zer hadisi, hasen bir hadistir. Bir hadiste de şöyle rivayet edilmiştir: 'Her aydan üç gün oruç tutan kimse, senenin tamamını oruçlu geçirmiş gibidir.']
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona Yezid er-Rişk, ona da Mu'âze şöyle rivayet etmiştir: "Aişe'ye 'Rasulullah (sav) her aydan üç gün oruç tutar mıydı?' diye sorduğumda, 'Evet' cevabını verdi. 'Hangi günlerde oruç tutardı?' dediğimde ise 'Hangi gün olduğuna aldırış etmeden oruç tutardı' diye cevapladı." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Yezid er-Rişk, Yezid ed-Duba'î olup, Yezid b. Kasım ve (Yezid b.) Kassâm olarak da bilinir. Rişk, Basralıların dilinde kassâm demektir.]