Giriş

Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu'be, Züyeyd’in şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Vâil’e Mürcie fırkasını sordum. Bunun üzerine o, Abdullah’ın bana naklettiğine göre Rasul-i Ekrem şöyle buyurmuştur dedi: "Müslüman'a sövmek fısk, onunla savaşmak küfürdür."


    Öneri Formu
1121 B000048 Buhari, İman, 36

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yezid b. Harun, ona Asım b. Muhammed b. Zeyd, ona babası, ona da İbn Ömer (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Mina'da "Bu gün hangi gündür biliyor musunuz" diye sordu. Sahabiler: 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir!' dediler. Rasulullah (sav): "Bu gün (Allah'ın savaşı) haram (kıldığı) bir gündür. Bu belde hangi beldedir biliyor musnuz?" buyurdu. Sahabiler: 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dediler. Rasulullah (sav): "Bu haram kılınmış olan bir beldedir. Bu hangi aydır biliyor musunuz?" dedi. Sahabilier: 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dediler. Rasulullah (sav): "Bu haram kılınan bir aydır" buyurdu ve sözüne şöyle devam etti: "Allah, tıpkı bu ayınızı, bu beldenizi ve bu gününüzü haram kıldığı gibi, kanlarınızı, mallarınızı ve namuslarınızı da birbirinize haram kılmıştır" buyurdu.


    Öneri Formu
20554 B006043 Buhari, Edeb, 43

Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Vakıd, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kâfirlere dönüşmeyin."


    Öneri Formu
27756 B007077 Buhari, Fiten, 8

Bize Ahmed b. İşkâb, ona Muhammed b. Fudayl, ona babası (Fudayl. Ğazvân), ona da İbn Abbâs'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Benden sonra dininizden dönüp de birbirinizin boynunu vu­ran kâfirler olmayınız."


    Öneri Formu
27758 B007079 Buhari, Fiten, 8

Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Ali b. Müdrik, ona Ebu Zur'a b. Amr b. Cerîr, ona da Cerîr şöyle demiştir: Peygamber (sav) Veda Haccı'nda bana "insanları sustur" dedi sonra da "benden sonra, birbi­rinizin boynunu vuran kâfirlere dönüşmeyiniz" buyurdu.


    Öneri Formu
27759 B007080 Buhari, Fiten, 8

Bize Abdurrahman b. el-Mübârek, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyub ve Yunus, onlara el-Hasen, el-Ahnef b. Kays’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Ben (Cemel savaşı sırasında) şu adama (Hz. Ali'ye) yardım etmek için gidiyordum. Ebu Bekre beni karşıladı ve “Nereye gitmek istiyorsun?” diye sordu. Ben de “Şu adama yardım edeceğim!” dedim. Ebu Bekre bana “Geri dön! Çünkü ben Rasul-i Ekrem’in (sav) "İki müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya geldikleri zaman ölen de, öldüren de ateştedir" buyurduğunu duydum. Ben “Yâ Rasulallah! Öldüreni anladık. Ama ölene ne oluyor?” diye sordum. Rasul-i Ekrem "Ölen de arkadaşını öldürmeye azmetmişti" buyurdu.


    Öneri Formu
278019 B000031-2 Buhari, İman, 22

Bize Hasan b. İshak, ona Muhammed b. Sâbık, ona Mâlik b. Miğvel, ona Ebu Husayn, ona da Ebu Vâil şöyle demiştir: Sehl b. Huneyf, Sıffin savaşından döndüğü zaman, olan biteni öğrenmek için yanına geldik, bize şöyle dedi: Sizler (Sıffın'da benim barış konusunda gösterdiğim çabada kusur arayacağınıza, savaşı tercih eden) görüşlerinizde kusur arayın. İşin doğrusu Ebu Cendel günü hala gözümün önündedir. Eğer Rasulullah'a (sav) karşı O'nun emrini reddetmeye imkanım olaydı, muhakkak O'nun Ebu Cendel hakkındaki emrini reddederdim. Al­lah ve Rasulü en bilendir. Biz, bizi kargaşaya düşürecek bir konuda kılıçlarımızın boyunlarımızda olması durum, fitneden ön­ceki, bildiğimiz her işimizi çözmede bize kolaylık sağlamıştır. Ancak bu fitnenin hangi tarafını tıkasak, diğer bir taraftan üzerimize fışkırıyor, artık fitne deliklerini nasıl kapayacağımızı bilemez olduk.


    Öneri Formu
32092 B004189 Buhari, Megâzî, 35

Bize Süleyman b. Harb ve Muhammed b. İsa, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Ebu Esma, ona Sevban'ın dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Allah [veya Rabbim] benim için yer yüzünü dürüp topladı da ben doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı, dünyada benim için dürülüp toparlanan yerlere kadar ulaşacak. Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine verildi. Ben, Rabbimden, ümmetimi, toplu olarak kıtlıkla helak etmemesini, onlara kendileri dışında başka bir düşmanı musallat ederek köklerini kazımamasını istedim. Rabbim de bana şöyle dedi: Ey Muhammed, Ben bir şeyi takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları toplu bir kıtlıkla helak etmeyeceğim. Dünyanın her yerinden düşmanlar onların kökünü kazımak için bir araya toplansalar, onlar birbirlerini yok etmedikçe, birbirlerini esir almadıkça, ben kendileri dışında bir başka bir düşmanı onlara musallat etmeyeceğim. Ben Ümmetim için ancak sapıtıcı liderlerden korkarım. Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi (iç kavgalar çıkınca), artık onlar kıyamet gününe kadar bir daha durmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere katılmadıkça ve yine ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüphesiz, ümmetim içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra da Peygamber yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerine olacaklardır." [Râvi İbn İsa rivayetinde "(ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ) hakkı üstün tutmaya devam edecekler" ifadesini kullandı. Sonra tüm raviler ittifakla] " Muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir." [ifadesini zikrettiler.]


    Öneri Formu
32746 D004252 Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 1

Bize Süleyman b. Harb ve Muhammed b. İsa, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Ebu Esma, ona Sevban'ın dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Allah [veya Rabbim] benim için yer yüzünü dürüp topladı da ben doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı, dünyada benim için dürülüp toparlanan yerlere kadar ulaşacak. Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine verildi. Ben, Rabbimden, ümmetimi, toplu olarak kıtlıkla helak etmemesini, onlara kendileri dışında başka bir düşmanı musallat ederek köklerini kazımamasını istedim. Rabbim de bana şöyle dedi: Ey Muhammed, Ben bir şeyi takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları toplu bir kıtlıkla helak etmeyeceğim. Dünyanın her yerinden düşmanlar onların kökünü kazımak için bir araya toplansalar, onlar birbirlerini yok etmedikçe, birbirlerini esir almadıkça, ben kendileri dışında bir başka bir düşmanı onlara musallat etmeyeceğim. Ben Ümmetim için ancak sapıtıcı liderlerden korkarım. Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi (iç kavgalar çıkınca), artık onlar kıyamet gününe kadar bir daha durmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere katılmadıkça ve yine ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüphesiz, ümmetim içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra da Peygamber yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerine olacaklardır." [Râvi İbn İsa rivayetinde "(ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ) hakkı üstün tutmaya devam edecekler" ifadesini kullandı. Sonra tüm raviler ittifakla] " Muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir." [ifadesini zikrettiler.]


    Öneri Formu
275152 D004252-2 Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 1


    Öneri Formu
31956 B004651 Buhari, Tefsir, (Enfâl) 5