486 Kayıt Bulundu.
Bize Rebî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (ac) şöyle buyurmuştur: 'Oruç ibadeti hariç, ademoğlunun her ameli ona aittir. Oruç ise benim için tutulur ve onun karşılığını da (hakkıyla) ancak ben veririm.' Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a andolsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah nezdinde misk kokusundan daha hoştur."
Bize Yahya b. Habîb b. 'Arabî, ona Hammâd, ona Vâsıl, ona Beşşâr b. Ebu Seyf, ona Velid b. Abdurrahman, ona İyâz b. Ğutayf, ona da Ebu Ubeyde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Oruç, gıybet edilmediği süre (sahibi için) kalkandır."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona Şuayb, ona Leys, ona İbn Hâd, ona Süheyl, ona İbn Ebu Ayyâş, ona da Ebu Said (el-Hudrî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (ac), kendi yolunda bir gün oruç tutan her bir kulun yüzünü, oruçlu olduğu o gün sebebiyle cehennemden yetmiş yıllık mesafede uzaklaştırır."
Bize Kuteybe (b. Said), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr b. Dinar, ona Amr b. Evs, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın (cc) en sevdiği oruç, Davud'un (as) tuttuğu oruçtur. O, bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Yine Allah'ın (cc) en sevdiği namaz da Davud'un (as) kıldığı namazdır. O, gecenin yarısına kadar uyur, kalan üçte birini namazla geçirir ve geri kalan altıda birinde ise tekrar uyurdu."
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Ubeydullah (b. Ömer), ona da Nafi (Mevla İbn Ömer), Abdullah b. Ömer'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye ehlinin oruçlu geçirdiği bir gündü. halkı oruç tutarlardı. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav), 'İsteyen aşure orucunu tutsun, isteyen de tutmasın' buyurdu."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Urve (b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ramazan orucu farz kılınmadan önce, aşure günü oruç tutulurdu. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Dileyen aşure orucunu tutsun, dileyen tutmasın' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder (Muhammed b. Cafer), ona Şu'be (b. Haccâc), ona Ebu Bişr (Cafer b. İyâs), ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Yahudiler aşure gününde oruç tutuyordu. Onlar 'Bu, Musa'nın (as) Firavun'a galip geldiği gündür' deyince, Nebî (sav) ashabına 'Sizler Musa'nın (as) (hakkını gözetmeye) onlardan daha layıksınızdır. Onun için siz de oruç tutun' buyurdu."
Bize İshak (b. Râhûye), ona Ravh (b. Ubâde), ona Zekeriyya b. İshak, ona Amr b. Dinar, ona da Ata (b. Ebu Rebâh) şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbas'ı (ra) (Oruç tutmakta zorlananlar, bir yoksu doyuracak kadar fidye verirler) (Bakara, 2/184) ayetini okurken işittim. İbn Abbas ayet hakkında şöyle dedi: 'Bu ayet nesh edilmemiştir. Ayetin muhatapları, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı erkek ve yaşlı kadındır. Ancak oruç tutamadıkları her bir gün için bir fakiri doyururlar'."
Açıklama: وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ ayetindeki يُطِيقُونَهُ ifadesinin يُطَوَّقُونه şeklindeki kıraatı haber verilerek İbn Abbas'ın ayeti nasıl yorumladığı aktarılmıştır.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Hişam (b. Urve), ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye döneminde Kureyş'in oruç tuttuğu bir gündü. Hz. Peygamber (sav) de (hicretten önce) aşure orucunu tutardı. Medine'ye geldiğinde de bu orucu tuttu ve (ashâbına da) tutulmasını emretti. Ramazan (ayında oruç tutma emri) inince, ramazan orucu farz oldu, aşure orucu ise terk edildi. Artık aşure orucunu dileyen tuttu, dileyen de tutmadı."
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Zebbân, ona Sehl b. Muaz, ona da babası Rasulullah'tan şöyle nakletti: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav), 'Hangi cihad (eden mücahid) sevap açısından daha büyüktür?', diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Onların (mücahidlerin) içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" buyurdu. Sonra adam 'Oruç tutanların hangisi sevap açısından daha büyüktür?' dedi. Peygamber (sav) "Onların (oruçluların) içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" dedi. Sonra bize namazı, zekatı, haccı ve sadakayı zikretti ve her birinde "Onların içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir (ra), Ömer'e (ra) 'Ey Ebu Hafs! Öyleyse zikredenler bütün hayrı götürdüler' dedi. Rasulullah (sav) da "evet, öyle", buyurdu.