693 Kayıt Bulundu.
Artık, Allah'ın size verdiği rızıktan helâl ve temiz olarak yeyin, eğer (gerçekten) yalnız Allah'a ibadet ediyorsanız, onun nimetine şükredin.
Bize Abdulcebbar b. Ala, ona Süfyan, ona Amr, Cabir'in Habat ordusu hakkında şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Gerçekten bir adam üç tane deve boğazladı, sonra üç daha, sonra üç daha. Sonra Ebu Ubeyde (Ömer'in talebi üzerine) bunu yapmasını yasakladı."
Açıklama: Habat: Medineye 5 merhale mesafede Cüheyne kabilesi yurdunda bir yerin adıdır. Habat seriyyesi orada olmuştur. Bazılarına göre ise İslam askerlerinin yiyeceği kalmayınca değnekle silkelenmiş yaprak (habat) yemişlerdir. İsim buradan alınmıştır.Asım Efendi, Kamus Tercümesi, III, 466.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Heyseme, ona da Ebu Huzeyfe, Huzeyfe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte yemek yemek üzere aynı sofrada bulunduğumuzda Rasulullah (sav) yemeğe başlamak üzere elini uzatmadıkça biz de uzatmazdık. Bir keresinde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte aynı sofrada bulunuyorduk. Küçük bir kız çocuğu arkasından itelenircesine geldi. Elini yemeğe uzattı. Rasulullah da (sav) elini tuttu. (Yemeğe başlamasına mani oldu.) Sonra aynı şekilde bir bedevi geldi. Hz. Peygamber (sav) onun da elini tuttu (yemesine mani oldu.) "Sonra da şeytan Allah'ın ismi anılmamak suretiyle yemeği kendisine helal kılmaya çalışır. O, (önce) yemeği kendisine helal kılmak için şu kız çocuğu ile geldi. Ben de onun elini tutup bırakmadım. Sonra aynı yemeği helal kılmak için şu bedevi ile geldi. Onun da elini tuttum. Canım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki kız çocuğunun eliyle birlikte şeytanın eli de elimdeydi" buyurdu.
Açıklama: Hadiste geçen cariye kelimesinden kasıt küçük kız çocuğudur. Hadislerde geçen cariye kelimesi çoğunlukla küçük kız çocuğu anlamında kullanılmaktadır. Bazı çevirilerde bu hususa dikkat edilmeden köle kadın (أمة- إماء) anlamında tercüme edilmektedir. Bu da hadislerin yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır.
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona Hayseme b. Abdurrahman, ona Ebu Huzeyfe el-Erhabi, ona da Huzeyfe b. Yeman'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) ile yemeğe davet edildiğimizde." (Sonra) Ebu Muaviye'nin rivayet ettiği hadisin manasını zikretti. Ravi, bedevinin yemeğe atıldığını anlatırken "keennemâ yutradu" kız çocuğunun atıldığını anlatırken "keennemâ tutradu" ifadesini kullandı ve bedevinin gelişini kız çocuğunun gelişinden önce zikretti. Hadisin sonunda da sonra besmele çekti ve yedi cümlesini ekledi.
Bize Ebu Bekir b. Nafi', ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona da A'meş bu hadisi aynı isnad ile rivayet etti. Ravi bu rivayette, kız çocuğunun gelişini bedevinin gelişinden önce zikretti.