2205 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ahmed b. Hâlid, ona Muhammed b. İshâk, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Âizullah b. Abdullah, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Ebu Hüreyre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işitmiştir: "İstinşâk yapan (burnuna su çeken) kimse, burnunu sümkürerek temizlesin. Taşla taharet alan kimse de taşların sayısını tekli yapsın."
Bize Hâşim b. Kâsım, ona Şu'be, ona da Muhammed b. Ziyâd, şöyle rivayet etmiştir: "İnsanlar bir su kabından abdest alırken Ebu Hureyre yanlarından geçer ve şöyle derdi: Abdesti düzgün alın, Ebu Kasım (sav) '(Abdest alırken iyi yıkanmadığı için) ateş değecek topukların vay haline' buyurmuştur." [Ebu Muhammed (ed-Dârimi) der ki: Bu (rivayeti) Abdullah b. Amr'ın rivayetinden daha çok beğenirim.]
Bize, Hakem b. Mübarek ona Malik (b. Enes), ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semman), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman -veya mümin- bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında gözüyle işlediği tüm günahlar, suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Elini yıkadığında eliyle işlediği bütün günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Nihayet günahlarından tertemiz arınmış olur."
Bize Yahya b. Hassan, ona Hammâd b. Seleme, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası [Ebu Salih es-Semmân], ona da Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini nakletmiştir: "Sizden biriniz namaz esnasında makatında bir hareket hisseder de abdestinin bozulup bozulmadığına karar vermekte zorlanırsa, bir ses işitinceye veya bir koku hissedinceye kadar namazdan ayrılmasın."
Bize Hasan b. Ahmed el-Harrânî, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Culâh (b. Abdullah), ona Abdullah b. Saîd el-Mahzûmî, ona Muğira b. Ebu Burde, ona babası (Ebu Bürde b. Ebu Musa), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etti: "Müdlic oğullarından bir grup adam Rasulullah'a (sav) geldi ve 'Ya Rasulullah! Bizler (geçimini denizcilikle sağlayan veya balık tutmak için denize açılan) şu denizin ahalisiyiz. Sal üzerinde avcılık yaparız. Bu sebeple bir-iki gün, üç-dört gün denize açılırız. Yanımıza da dudaklarımız için (yani içmek için) biraz tatlı su alırız. Bu (tatlı su) ile abdest alırsak, canlarımızın (tehlikeye düşmesinden) korkuyoruz. Şayet canlarımızı tercih eder ve deniz (suyundan) abdest alırsak, bundan dolayı da gönüllerimizde (huzursuzluk) hissediyor ve onun temiz olmamasından korkuyoruz' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Deniz suyundan abdest alınız. Çünkü onun suyu temiz, ölüsü de helaldir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Mübârek, ona Malik, ona Safvân b. Süleym, ona Ezrak sülâlesinden Saîd b. Seleme, ona Abdüddâr oğullarından bir adam olan Muğira b. Ebu Bürde, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) 'Bizler, yanımızda az bir su ile denize açılıyoruz. Şayet biz bu su ile abdest alırsak, susarız. Acaba deniz suyundan abdest alabilir miyiz?' diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Cafer ve Ravh, onlara Avf, ona Muhammed b. Sirin ve Hilas, o ikisine de Ebu Hureyre şöyle haber vermiştir: "Hz. Peygamber (sav) durgun suya işenmesini ve o sudan abdest alınmasını yasakladı." [Ravh rivayetinde (لا يبولن احدكم Sizden biriniz işemesin) ifadesini kullanmıştır.]
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû’n-Nadr el-Fakîh, ona Muhammed b. Eyyûb, ona İsmail b. Ebû Üveys, ona da Mâlik rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Ahmed Abdullah b. Muhammed b. el-Hasan el-Mihrecânî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Cafer el-Müzekkî, ona Muhammed b. İbrahim el-Bûşencî, ona İbn Bükeyr, ona Mâlik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona da babası, Ebû Hureyre'den (ra.) şöyle rivayet etti: Rasûlullah (sav.) mezarlığa gitti ve şöyle dua etti: “Selam size ey mü’minler topluluğunun yurdu. İnşallah biz de yakındah sizlere kavuşacağız. Keşke kardeşlerimizi de görseydim.” buyurdu. “- Ey Allah'ın rasûlü, biz senin kardeşlerin değil miyiz?” diye sordular. Şu cevabı verdi: “- Aksine siz benim ashâbımsınız (dostlarımsınız). Kardeşlerimiz ise henüz (dünyaya) gelmediler, daha sonra gelecekler. Ben onları Havuz’umun başında bekleyeceğim.” “- Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden bilahare dünyaya gelecek olan insanları nasıl tanıyacaksın?” diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: “- Siyah ve duru at sürüsü içinde bir adamın sakar ve sekili bir atı bulunsa, bu adam kendi atını tanımaz mı?" "- Tanır, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şunları söyledi: "- Kıyâmet gününde onlar abdest azalarının parlaklığından dolayı sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler. Ben da Havuz başına onlardan önce gideceğim ve orada onları bekleyeceğim. Yolunu kaybeden develerin gittiği (yabancı) ahırdan kovuldukları gibi, bazı insanlar da benim Havuz'umdan kovulacaklar. Ben ise onlara; 'Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Bunun üzerine bana; 'Onlar senden sonra (inançlarını ve yaşantılarını) değiştirdiler' denecek. O zaman ben de; 'Öyleyse defolsunlar! Defolsunlar!' diyeceğim."
Açıklama: Sakar ve sekili ifadesi, renkleri siyah olduğu halde alınlarında ve ayaklarında beyazlık bulunan atlar demektir.
Bize Muhammed b. Mübârek, ona Malik, ona Safvân b. Süleym, ona Ezrak sülâlesinden Saîd b. Seleme, ona Abdüddâr oğullarından bir adam olan Muğira b. Ebu Bürde, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) 'Bizler, yanımızda az bir su ile denize açılıyoruz. Şayet biz bu su ile abdest alırsak, susarız. Acaba deniz suyundan abdest alabilir miyiz?' diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir' buyurdu."