2192 Kayıt Bulundu.
Şehr b. Havşeb’in şöyle anlattığı rivayet edilmiştir: Cerir b. Abdullah’ı abdest alırken ve (bu esnada) mestleri üzerine mesh ederken gördüm. Bu konuyu kendisine sorduğumda bana: 'Ben Rasulullah’ı (sav) abdest alırken ve (bu esnada) mestleri üzerine mesh ederken gördüm.' cevabını verdi. Bunun üzerine ben: 'Mâide suresinin inmesinden önce mi, yoksa sonra mı?' diye sordum. O da: 'Ben, Mâide süresinin inmesinden sonra Müslüman oldum.' karşılığını verdi. Bize Kuteybe (b. Said ), ona Halid b. Ziyad et-Tirmizî, ona Mukatil b. Hayyan, ona da Şehr b. Havşeb, Cerir’den bu şekilde rivayet etmiştir. [Tirmizî şöyle demiştir: Bakıyye bu hadisi İbrahim b. Ethem, ona Mukatil b. Hayyan, ona Şehr b. Havşeb, ona da Cerir isnadıyla rivayet etmiştir. Bu hadis, (ihtiva ettiği) konuya açıklık getiren (müfessir) bir hadistir. Çünkü mest üzerine meshi inkar edenler, bu kanaatlerini 'Rasulullah’ın (sav) mestleri üzerine mesh vermesi uygulamasının Mâide suresinin indirilmesinden önce olduğu' yorumuna dayandırırlar. Cerir ise hadisinde, Hz. Peygamber’n (sav) mestleri üzerine mesh verdiğini, Mâide suresinin inmesinden sonra gördüğünü ifade etmektedir.]
Bize Hennad (b. Seri et-Temimî) Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym), ona Asım b. Ebu Necud, ona da Zir b. Hubeyş, Safvan b. Assâl'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah (sav) yolculuk yaptığımızda, cünüplük hariç, küçük ve büyük tuvalet yapmaktan ve uykudan dolayı üç gün boyunca mestlerimizi çıkarmamamızı bize emretti." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Hakem b. Uteybe ve Hammâd bu hadisi İbrahim Nehâi, ona Ebu Abdullah el Cedelî, ona da Huzeyme b. Sabit vasıtasıyla rivayet etmişlerdir; ancak bu rivayet sahih değildir. Ali el Medinî, ona da Yahya b. Saîd, Şu’be'nin: 'İbrahim en-Neha'î mest hadisini Ebu Abdillah el Cedelî’den işitmemiştir' dediğini söylemiştir. Zaide'nin söylediğine göre Mansur şöyle demiştir: 'İbrahim et Teymî’nin odasında idik. İbrahim en-Neha'î de bizimle beraberdi. İbrahim et Teymî mesh hadisini bize; Amr b. Meymun’dan, ona Ebu Abdullah el Cedelî, ona da Huzeyme b. Sabit isnadıyla rivayet etti. Muhammed b. İsmail (Buharî): Bu konudaki hadislerin en güzelinin, Saffan b. Assâl el Muradî’nin rivayeti olduğunu söylemiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Peygamber’in (sav) ashabının, tabiunun ve onlardan sonra gelen âlimlerin çoğunun görüşü bu doğrultudadır. Süfyan es Sevrî, İbn’ül-Mübarek, Şâfiî, Ahmed ve İshâk bu görüşte olanlara örnek verilebilir. Bunlar yolcu olmayan (yaşadığı yerde bulunan) kimsenin bir gün bir gece, yolcunun ise üç gün üç gece mestler üzerine mesh edebileceğini savunmaktadır. Ebu İsa (Tirmizî): 'Bazı âlimleri, mestler üzerine mesh için, belirli bir süre tayin etmek gerekmediği görüşünde oldukları nakledilir. Bu, Mâlik b. Enes'in de görüşüdür.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî): '(Mesh için belirli) Bir sürenin tayin edilmesi daha doğrudur.' demiştir. Bu hadis, Âsım’ın rivayeti dışında, Safvân b. Assâl’dan da nakledilmiştir.]
Bize Kuteybe (b. Said), ona Ebu Avane, ona Said b. Mesruk, ona İbrahim et-Teymî, ona Amr b. Meymun, ona da Ebu Abdullah el-Cedelî, Huzeyme b. Sabit’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) mest üzerine meshin süresi soruldu. O da (sav): "Yolcu için üç gün üç gece, yolcu olmayan (yaşadığı yerde bulunan) kimse için ise, bir gün bir gecedir" buyurdu. [Yahya b. Maîn’in, Huzeyme b. Sabit’in mesh hakkındaki bu hadisini sahih kabul ettiği nakledilmiştir. (Senedde adı geçen) Abdullah el Cedelî’nin ismi, Abd b. Abd’dir. Abdurrahman b. Abd olduğunu söyleyenler de vardır. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu konuda Ali, Ebu Bekre, Ebu Hüreyre, Saffan b. Assâl, Avf b. Mâlik, İbn Ömer ve Cerir’den nakledilen hadisler de vardır.]
Bize Hennâd, ona Vekî, ona Süfyân, ona da Ebû İshâk hadisin benzerini rivayet etmiştir. [Ebû İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, Saîd b. Müseyyeb ve başkalarının görüşüdür. Birçok kimse Esved'in, Hz. Aişe'den 'Rasulullah'ın (sav) uyumadan önce abdest aldığını' bildiren haberini rivayet etmiştir. Bu, Ebu İshak’ın Esved’den rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Ebû İshak’tan bu hadisi Şu’be, Sevrî ve başkaları da rivayet etmiştir. Bunun, Ebu İshak’tan kaynaklanan bir hata olduğunu düşünmektedirler.]
Bize Hennad (b. Serî et-Temimî) ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Veki’ (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Kays (Abdurrahman b. Servan), ona da Hüzeyl b. Şurahbil, Muğire b. Şu'be'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) abdest aldı. (Bu esnada) Çoraplarının ve nalınlarının (terliklerinin) üzerine mesh etti." [Ebu İsa (Tirmizî): 'Bu, hasen-sahih bir hadistir' demiştir. Âlimlerin bir çoğunun görüşü bu doğrultudadır. Süfyan es-Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk'ın görüşü böyledir. '(Dokumasının) sık dokunmuş olması ve altlarına taban geçirilmiş olması hâlinde çorap üzerine mesh edebilir.' demişlerdir. Bu konuda Ebu Musa’dan rivayet edilmiş hadis de vardır. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Salih b. Muhammed et-Tirmizî'yi, Ebu Mukatil es-Semerkandî’den nakille şöyle dediğini işittim: 'Vefatı ile sonuçlanan hastalığı günlerinde Ebu Hanife’nin yanına girmiştim. Su getirtti ve abdest aldı. Ayaklarında çorap vardı; onlara mesh etti ve: 'Bugün daha önce yapmadığım bir işi yaptım. Altlarına taban geçirilmediği halde, çoraplarımın üzerine mesh ettim.' dedi.']
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Süleyman et-Teymî, on Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona Hasan (el-Basrî), ona da İbnü'l-Muğire b. Şu'be, babasının (Muğire b. Şu'be) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), abdest aldı ve (bunu yaparken) mestlerinin ve sarığının üzerine mesh etti." (Ravilerden) Bekir b. Abdullah, 'Urve b. Muğira'dan işittim' demiştir. [Tirmizi şöyle demiştir: Muhammed b. Beşşar başka bir yerde bu hadisi 'Rasulullah (sav), perçemine (alnına) ve sarığına mesh etti.' lafızlarıyla nakletmiştir. Bu hadis Muğire b. Şu'be'den farklı yollarla nakledilmiştir. Bazı raviler, 'alnına ve sarığına mesh etti' şeklinde, bazı raviler ise, 'alnına mesh etti' lafızlarıyla nakletmişlerdir. Ahmed b. Hasan, Ahmed b. Hanbel'in: Yahya b. Said el Kattan gibisini görmedim.' dediğini söylemiştir. Bu konuda Amr b. Ümeyye, Selman, Sevban ve Ebû Ümâme’den rivayet edilen hadisler de vardır. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Muğire b. Şu'be'nin bu hadisi, hasen sahihtir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birçok âlimin görüşü bu hadis doğrultusundadır. Ebû Bekir, Ömer ve Enes bunlardan bazılarıdır. Evzâ'î, Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir. Bunlar: '(Başa mesh etmeden sadece) Sarık üzerine mesh edilebilir' demektedir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından ve tabiundan başka âlimler ise, 'Sadece sarık üzerine mesh edilemeyeceği, sarık ile beraber ancak başa (bir kısmına) da mesh edilirse geçerli olacağını' söylemektedir. Süfyan es Sevrî, Malik b. Enes, İbnü'l-Mübarek ve Şâfiî'nin görüşü de bu yöndedir. Ebu İsa (Tirmizî): Carûd b. Muâz'dan naklen, Vekî b. Cerrâh'ın: 'Sadece sarık üzerine mesh etmek hadislere göre yeterlidir.' dediğini söylemiştir.']
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona da Sabit ve Katade, Enes'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Nebi'nin (sav) ashabından bir kısmı abdest almak için su arıyorlardı. Rasulullah (sav): "Herhangi birinizde su var mı?" diye sordu. (Bir miktar su getirilince) Hz. Peygamber (sav) elini o suyun içerisine soktu ve: "Allah'ın adı ile abdest alın." buyurdu. Rasulullah'ın (sav) parmaklarının arasından su kaynadığını gördüm. En sonun kişiye varıncaya kadar orada bulunanların hepsi abdest aldılar. (Tâbiî ravilerden biri olan) Sabit şöyle demiştir:' Enes'e: 'Oradakilerin kaç kişi olduğunu tahmin edersin?' diye sordum. 'Yetmiş kadardı' cevabını verdi.'
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona da el-Evzaî, Muttalib b. Abdullah b. Hantab'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer abdest azalarını üçer kere yıkayarak abdest aldı ve bu davranışını Hz. Peygamber'e (sav) dayandırdı (O'nun da (sav) böyle yaptığını söyledi)."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi, ona da İbn Ömer, Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ömer, Rasulullah'a (sav): 'İçimizden biri cünüp iken uyuyabilir mi?' diye sordu. Rasulullah (sav): 'Evet, abdest alırsa uyuyabilir' cevabını verdi. [Tirmizi: 'Bu konuda Ammâr, Âişe, Cabir, Ebû Said ve Ümmü Seleme’den nakledilen hadisler de vardır' demiştir. Ebû İsâ (Tirmizî) şöyle demiştir: Ömer’in hadisi, bu konudaki en güzel ve en sahih rivayettir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabınının ve tabiunun pek çoğunun sözü bu hadise göredir. Süfyân es-Sevrî, İbnü’l-Mübârek, Şâfiî, Ahmed ve İshâk da böyle hüküm vermiştir. 'Cünüp olan kişi uyumak isterse, uyumadan önce abdest alır.' demişlerdir.]
Bize Abbas el-Anberî ve Muhammed b. Abdula’lâ, onlara Abdurrahman b. Mehdi, ona Muaviye b. Salih, ona Alâ' b. Haris, ona da Haram b. Muaviye, amcası Adullah b. Sa’d’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah’a (sav) âdet gören kadınla birlikte yemek yemenin hükmünü sordum. Bana "Onunla birlikte yemek yiyebilirsin" cevabını verdi. [Tirmizî: 'Bu konuda Âişe ve Enes’den nakledilen rivayetler de vardır.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Sa’d’ın bu hadisi, hasen-garibtir. Alimlerin çoğunluğunun görüşü bu hadis doğrultusundadır; âdet gören kadınla birlikte yemek yemekte bir sakınca görmemişlerdir. Âlimler, kadının abdest suyundan artan su konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Kimisi buna izin verirken, kimisi kadının abdestinden artan suyu (kullanmayı) sakıncalı görmüştür.]