2192 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, ona Abdullah b. Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Abdülaziz b. Müslim, ona da Ebu Ma'kil, Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'i (sav) abdest alırken gördüm. Başında Kıtriyye kumaşından bir sarık vardı. Sarığını çözmeden (başından çıkarmadan), elini sarığın altına sokarak başının ön tarafını mesh etti."
Açıklama: Kıtriyye: Bir kumaş çeşididir. Katar'da dokunduğu için oraya nisbetle 'Kıtriyye' diye anılır. Kırmızı renkte ve desenlidir. Biraz da sertçedir.
Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Abdurrezzak (b. Hemmâm), ona Ma’mer (b. Râşid), ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Sizden biriniz durgun suya idrarını yapmasın. Sonra ondan (su alıp) abdest alabilir.” [Tirmizî şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu konuda Câbir’denrivayet edilen hadis de vardır.]
Bize Hennâd (b. Seri et-Temimî), ona Ebu Maviye (Muhammed b. Hazim), ona A’meş, ona Abdullah b. Abdullah er-Razî, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla, Bera b. Azib’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah'a (sav) deve eti yemekten dolayı abdest (gerekip gerekmediği) hakkında soruldu. 'Deve eti yemeniz sebebiyle abdest alın' buyurdu. Koyun eti yenildiğinde abdest almanın gerekli olup olmadığı sorulunca ise: 'Koyun eti yemenizden dolayı abdest almanıza gerek yoktur.' buyurdu." [Tirmizî: 'Bu konuda Cabir b. Semure ve Üseyd b. Hudayr’dan nakledilen rivayetler de vardır' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Haccac b. Ertat bu hadisi Abdullah b. Abdullah, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Üseyd b. Hudayr tarikiyla rivayet etmiştir. Fakat sahih olan Abdurrahman b. Ebu Leyla’nın Bera b. Azib’den naklettiği hadistir. Ahmed ve İshâk da bu kanaattedir. Ubeyde ed-Dabbî bu hadisi, Abdullah b. Abdullah er Razî, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Zülkurra el-Cühenî yoluyla rivayet etmiştir. Hammad b. Seleme ise, Haccac b. Ertat’dan rivayet ederken (isim konusunda) hataya düşüp: 'Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona babası, ona da Üseyd b. Hudayr (rivayet etmiştir)' demiştir. Doğrusu: 'Abdullah b. Abdullah er-Razî, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Bera b. Azib' şeklindedir. İshak şöyle demiştir: Bu konuda Rasulullah’tan (sav) sahih olarak nakledilen iki rivayet, Bera b. Azib ile Cabir b. Semure'nin hadisleridir. Ahmed ve İshak’ın görüşü bu hadis doğrultusundadır. Tabiun ve Tebe-i tabiundan bazı alimlerin deve etinin yenilmesinden dolayı abdest almanın gerekmediği görüşünde oldukları rivayet edilmiştir. Süfyan es Sevrî ve Kufeli âlimler bu görüştedir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Abdullah b. Amir b. Zürare ve İsmail b. Musa es-Süddî, onlara Şerik, ona Ebu İshak, ona da Esved, Hz. Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), cünüplükten dolayı guslettikten sonra tekrar abdest almazdı."
Bize Ebu Velid Dımeşkî, ona Velid b. Müslim, ona Sevr b. Yezid, ona Reca b. Hayve, ona da Muğire’nin kâtibi (Ebu Said Verrâd es-Sakafî), Muğire b. Şu’be’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) mestin hem üstünü hem de altını mesh etmiştir." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Peygamber’in (sav) ashabının, tabiunun ve onlardan sonra gelen fıkıh alimlerinin çoğunun görüşü bu doğrultudadır. Malik, Şafiî ve İshâk da böyle görüş beyan etmişlerdir. Bu, illetli (gizli kusuru olan) bir hadistir. Hadisi Velid b. Müslim’den başka hiç kimse Sevr b. Yezîd’den rivayet etmemiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Zür’a'ya ve Muhammed b. İsmail’e (Buharî) bu hadisin durumunu sordum. Bana 'Sahih değildir' dediler. Çünkü İbn’ül Mübarek bu hadisi Sevr'den, Reca b. Hayve vasıtasıyla nakletmiştir. Reca ise: 'Muğîre’nin katibinden bana rivayet edildi' diyerek, (sahabe olan) Muğire b. Şu'be'nin adını zikretmeden, mürsel olarak (direk Hz. Peygamber'den) nakilde bulunmuştur.]
Bize Ali b. Hucr, ona Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona babası (Abdullah b. Zekvan), ona da Urve b. Zübeyr, Muğira b. Şu’be’nin şöyle dediğini rivayet etti: “Rasulullah’ı (sav) mestlerinin üst yüzüne mesh ederken gördüm.” [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Muğîre’nin bu hadisi hasendir. Bu hadis, Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona babası (Abdullah b. Zekvan), ona Urve, ona da Muğîre isnadıyla rivayet edilmiştir. Hadisi Urve vasıtasıyla Muğîre’den rivayet eden raviler arasında, 'Mestlerinin üst yüzüne' lafzını Abdurrahman’dan başka aktaranı başka bir kimse bilmiyoruz. Bir çok alimin görüşü bu hadis doğrultusundadır. Süfyan es-Sevrî ve Ahmed’in görüşü de böyledir. Muhammed (Buharî): 'Mâlik b. Enes, Abdurrahman b. Ebu Zinad’ın zayıf olduğuna dikkat çekerdi' demiştir.]
Bize Kuteybe (b. Said) ona Malik (b. Enes); (T) Bize el-Ensarî (İshak b. Musa), ona Ma’n, ona Malik, ona Safvân b. Süleym, ona İbnü’l-Ezrak oğullarından Said b. Seleme, ona da -Abduddar oğullarından- Muğire b. Bürde, Ebu Hüreyre’nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah'ın Elçisi, biz deniz yolculuğu yaparız ve yanımızda az miktarda su bulundururuz. Eğer bu suyla abdest alırsak susuz kalırız. Denizin suyuyla abdest alabilir miyiz?' diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Onun (denizin) suyu temiz/temizleyici, ölüsü de helaldir" buyurdu. [Tirmizi: 'Bu konuda Câbir ve el-Firâsî’den rivayet edilen hadisler de vardır' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Rasulullah'ın (sav) fakih sahabilerinin çoğu bu yöndedir. Ebu Bekir, Ömer, İbn Abbâs, bunlardandır; deniz suyuyla abdest almakta bir sakınca görmezler. Hz. Peygamber’in (sav) ashabından bazı kimseler ise, deniz suyu ile abdest almayı hoş görmemektedir. İbn Ömer ve Abdullah b. Amr bunlardandır. Abdullah b. Amr, 'Deniz suyu, ateştir' demiştir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: هُوَ الطَّهُورُ مَاؤُهُ الْحِلُّ مَيْتَتُهُ
Bize Hannâd ve Hasan b. Ali el-Halâl ve daha başkaları, onlara Ebu Üsame (Hammad b. Usame el-Kuraşî), ona Velid b. Kesir, ona Muhammed b. Ka’b, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Rafi b. Hadic, Ebu Said el-Hudrî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygaber’e (sav) 'Ey Allah'ın Elçisi, Budaâ'a kuyusunun suyundan abdest alabilir miyiz? Bu, hayız bezlerinin, köpek leşlerinin ve (her türlü) pisliğin atıldığı bir kuyudur.' diye soruldu. Rasulullah (sav): “Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez.” cevabını verdi. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Ebu Üsame, bu hadisi yaptığı doğru nakille sahih hale getirmiştir. Ebu Saîd’in Budâ'a kuyusu hakkındaki bu hadisini, Ebu Üsame'den daha güzel bir şekilde hiç kimse rivayet etmemiştir. Bu hadis Ebu Saîd’den değişik yollarla da nakledilmiştir. Bu konuda İbn Abbas ve Ayşe’den rivayet edilen hadisler de vardır.]
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevarib, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Mütevekkil, ona da Ebu Said el-Hudrî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biriniz eşiyle (cinsel) ilişkiye girdikten sonra onunla tekrar birlikte olmak isterse (arada) abdest alsın."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be b. Haccac, ona da Amr b. Mürre, Abdullah b. Seleme'nin şöyle dediğini nakletmiştir: Hz. Ali'nin (ra) huzuruna girdim. Bana şöyle dedi: "Hz. Peygamber helaya gidip (tuvalet) ihtiyacını giderdikten sonra gelir, (abdest almadan) bizimle birlikte ekmek ve et yer; Kur'an okurdu. Cünüplükten başka hiçbir şey onu Kur'an okumaktan alıkoymazdı."