345 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki, onlara A‘meş rivayet etmiştir; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandığında –Ebu Muaviye “ağırlaştığında” demiştir- Bilal gelerek ona namaz vaktini haber verdi. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Biz “ey Allah’ın Rasulü, Ebu Bekir çok yufka yürekli biridir, senin makamında durduğunda ağlar ve (namaz kıldıracak) gücü bulamaz. Bu sebeple Ömer’e emretsen de cemaate namazı o kıldırsa” dedik. Hz. Peygamber (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın, siz gerçekten Yusuf’un etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu. Âişe der ki: Biz de Ebu Bekir’e haber gönderdik, cemaate namaz kıldırmaya başladı. Derken Rasulullah (sav) bir parça rahatladığını hissedince ayakları yerde sürünerek iki kişi arasında namaza çıktı. Ebu Bekir onun geldiğini fark edince geri çekilmek istediyse de Nebi (sav), onun, yerinde kalmasını işaret etti. Nihayet dayandığı o iki adam gelip onu Ebu Bekir’in yanına oturttular. Böylelikle Ebu Bekir Nebi’ye (sav) uydu, cemaat de Ebu Bekir’e uydu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki, onlara A‘meş rivayet etmiştir; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandığında –Ebu Muaviye “ağırlaştığında” demiştir- Bilal gelerek ona namaz vaktini haber verdi. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Biz “ey Allah’ın Rasulü, Ebu Bekir çok yufka yürekli biridir, senin makamında durduğunda ağlar ve (namaz kıldıracak) gücü bulamaz. Bu sebeple Ömer’e emretsen de cemaate namazı o kıldırsa” dedik. Hz. Peygamber (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın, siz gerçekten Yusuf’un etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu. Âişe der ki: Biz de Ebu Bekir’e haber gönderdik, cemaate namaz kıldırmaya başladı. Derken Rasulullah (sav) bir parça rahatladığını hissedince ayakları yerde sürünerek iki kişi arasında namaza çıktı. Ebu Bekir onun geldiğini fark edince geri çekilmek istediyse de Nebi (sav), onun, yerinde kalmasını işaret etti. Nihayet dayandığı o iki adam gelip onu Ebu Bekir’in yanına oturttular. Böylelikle Ebu Bekir Nebi’ye (sav) uydu, cemaat de Ebu Bekir’e uydu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki, onlara A‘meş rivayet etmiştir; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandığında –Ebu Muaviye “ağırlaştığında” demiştir- Bilal gelerek ona namaz vaktini haber verdi. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Biz “ey Allah’ın Rasulü, Ebu Bekir çok yufka yürekli biridir, senin makamında durduğunda ağlar ve (namaz kıldıracak) gücü bulamaz. Bu sebeple Ömer’e emretsen de cemaate namazı o kıldırsa” dedik. Hz. Peygamber (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın, siz gerçekten Yusuf’un etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu. Âişe der ki: Biz de Ebu Bekir’e haber gönderdik, cemaate namaz kıldırmaya başladı. Derken Rasulullah (sav) bir parça rahatladığını hissedince ayakları yerde sürünerek iki kişi arasında namaza çıktı. Ebu Bekir onun geldiğini fark edince geri çekilmek istediyse de Nebi (sav), onun, yerinde kalmasını işaret etti. Nihayet dayandığı o iki adam gelip onu Ebu Bekir’in yanına oturttular. Böylelikle Ebu Bekir Nebi’ye (sav) uydu, cemaat de Ebu Bekir’e uydu.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ebu'l-Ahvas, ona Ebû İshak, ona Ebû Seleme, ona da Ümmü Seleme şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'i (sav) vefat ettiren Allah'a and olsun ki, o ölümüne doğru namazlarının çoğunu artık oturarak kılıyordu. Hz. Peygamber'in en sevdiği ameller, az da olsa kulun devamlı olarak yaptığı salih amellerdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Huseyin b. Ali, ona Zâide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hastalandı ve hastalığığı ağırlaştı. Bunun üzerine "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe “Ey Allah'ın Rasulü, şüphesiz Ebu Bekir yufka yürekli bir adamdır. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) insanlara namaz kıldıramaz” dedi. Allah Rasulü (sav) "Ebu Bekir'e söyle, insanlara namaz kıldırsın. Şüphesiz siz Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Suveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Mamer ve Yunus, onlara Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Aişe ve İbn Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."
Suveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Mamer ve Yunus, onlara Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Aişe ve İbn Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.