Bize Ahmed b. el-Hasan b. Hirâş el-Bağdâdî, ona Habbân b. Hilal, ona Mübârek b. Fadâle, ona Abdurabbih b. Saîd, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona da Cabir’in (ra) rivâyet ettiğine göre Allah Rasûlü (sav) şöyle buyurmuştur:
“Sizin bana en sevgili ve kıyâmet günü bana en yakın olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır. Sizin bana en sevimsiz ve kıyâmet günü benden en uzak olanınız, boşboğazlar, ölçüsüz konuşanlar ve mütefeyhıklerdir.”
Dediler ki:
“- Ey Allah’ın Rasûlü; boşboğazlar ve ölçüsüz konuşanları anladık, mütefeyhıkler nedir?”
“- Ululuk taslayanlar, kibirlilerdir” buyurdu.
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Hureyre’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen -garibdir.
Bazıları bu hadisi el-Mübârek b. Fedâle’den, o Muhammed b. el-Münkedir’den, o Cabir’den ve o da Hz. Peygamber’den isnadıyla rivayet etmişlerdir. Burada Abdurabbih b. Said’i zikretmemişlerdir ki, bu daha sahih bir rivâyettir.
Hadisin metninde geçen “sersâr” kelimesi “çok konuşan, geveze”, “müteşeddık” kelimesi ise insanlara dil uzatan ve onlar hakkında kötü söz söyleyen kimse anlamında kullanılmıştır.
Açıklama: Yukarıda da belirtildiği üzere "Sersâr" boşboğaz, çok konuşan, çenesi düşük, saçma-sapan sözler söyleyen kişi anlamına gelir.
"Müteşeddik" ölçüsüz, ihtiyatsız konuşan, gereksiz yere ve fütursuzca sözü uzatan kişi demektir. İnsanlarla alay eden, onlara dil uzatan kişi anlamına da gelir. Lügat parçalayan kişi manasını da taşır.
"Mütefeyhık" kimseye söz bırakmayan, yüksekten atan, bilgiçlik taslayan, laf ebeliği yapan kişi anlamına gelir.
İşte bu vasıflara sahip olanlar, Rasûlullah’ın (sav) en çok nefret ettiği ve kıyâmette de O’na en uzak yerde bulunacak olan kimselerdir. Dikkat edilirse bu vasıfların hepsi de dille alakalıdır. İnsanın başına gelen belâların büyük çoğunluğu dili yüzündendir. Dilini garantiye alan, kendisini de büyük ölçüde garantiye almış olur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23997, T002018
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْحَسَنِ بْنِ خِرَاشٍ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا حَبَّانُ بْنُ هِلاَلٍ حَدَّثَنَا مُبَارَكُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنِى عَبْدُ رَبِّهِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ مِنْ أَحَبِّكُمْ إِلَىَّ وَأَقْرَبِكُمْ مِنِّى مَجْلِسًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَحَاسِنَكُمْ أَخْلاَقًا وَإِنَّ أَبْغَضَكُمْ إِلَىَّ وَأَبْعَدَكُمْ مِنِّى مَجْلِسًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ الثَّرْثَارُونَ وَالْمُتَشَدِّقُونَ وَالْمُتَفَيْهِقُونَ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ عَلِمْنَا الثَّرْثَارُونَ وَالْمُتَشَدِّقُونَ فَمَا الْمُتَفَيْهِقُونَ؟ قَالَ « الْمُتَكَبِّرُونَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَرَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الْمُبَارَكِ بْنِ فَضَالَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ عَبْدِ رَبِّهِ بْنِ سَعِيدٍ وَهَذَا أَصَحُّ . وَالثَّرْثَارُ هُوَ الْكَثِيرُ الْكَلاَمِ وَالْمُتَشَدِّقُ الَّذِى يَتَطَاوَلُ عَلَى النَّاسِ فِى الْكَلاَمِ وَيَبْذُو عَلَيْهِمْ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. el-Hasan b. Hirâş el-Bağdâdî, ona Habbân b. Hilal, ona Mübârek b. Fadâle, ona Abdurabbih b. Saîd, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona da Cabir’in (ra) rivâyet ettiğine göre Allah Rasûlü (sav) şöyle buyurmuştur:
“Sizin bana en sevgili ve kıyâmet günü bana en yakın olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır. Sizin bana en sevimsiz ve kıyâmet günü benden en uzak olanınız, boşboğazlar, ölçüsüz konuşanlar ve mütefeyhıklerdir.”
Dediler ki:
“- Ey Allah’ın Rasûlü; boşboğazlar ve ölçüsüz konuşanları anladık, mütefeyhıkler nedir?”
“- Ululuk taslayanlar, kibirlilerdir” buyurdu.
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Hureyre’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen -garibdir.
Bazıları bu hadisi el-Mübârek b. Fedâle’den, o Muhammed b. el-Münkedir’den, o Cabir’den ve o da Hz. Peygamber’den isnadıyla rivayet etmişlerdir. Burada Abdurabbih b. Said’i zikretmemişlerdir ki, bu daha sahih bir rivâyettir.
Hadisin metninde geçen “sersâr” kelimesi “çok konuşan, geveze”, “müteşeddık” kelimesi ise insanlara dil uzatan ve onlar hakkında kötü söz söyleyen kimse anlamında kullanılmıştır.
Açıklama:
Yukarıda da belirtildiği üzere "Sersâr" boşboğaz, çok konuşan, çenesi düşük, saçma-sapan sözler söyleyen kişi anlamına gelir.
"Müteşeddik" ölçüsüz, ihtiyatsız konuşan, gereksiz yere ve fütursuzca sözü uzatan kişi demektir. İnsanlarla alay eden, onlara dil uzatan kişi anlamına da gelir. Lügat parçalayan kişi manasını da taşır.
"Mütefeyhık" kimseye söz bırakmayan, yüksekten atan, bilgiçlik taslayan, laf ebeliği yapan kişi anlamına gelir.
İşte bu vasıflara sahip olanlar, Rasûlullah’ın (sav) en çok nefret ettiği ve kıyâmette de O’na en uzak yerde bulunacak olan kimselerdir. Dikkat edilirse bu vasıfların hepsi de dille alakalıdır. İnsanın başına gelen belâların büyük çoğunluğu dili yüzündendir. Dilini garantiye alan, kendisini de büyük ölçüde garantiye almış olur.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 71, 4/370
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Abdurabbih b. Said el-Ensari (Abdurabbih b. Said b. Kays b. Amr b. Sehl)
4. Mübarek b. Fedâle el-Kuraşî (Mübarek b. Feâale b. Abdurrahman b. Kenane)
5. Ebu Habib Habban b. Hilal el-Bahilî (Habban b. Hilal b. Habib)
6. Ahmed b. Hasan el-Bağdadî (Ahmed b. Hasan b. Hıraş)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Ahlak, güzel ahlak
HZ. PEYGAMBER'İN HİTABETİ
Kibir, Kibir ve gurur
SÖZÜN BÜYÜSÜ
Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele!
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55583, KK22/34
Hadis:
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَى مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَلَهُ أَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ
Tercemesi:
Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Hac 22/34, /
Senetler:
()
Konular:
İhlas, ihlas ve samimiyet
Kibir, Kibir ve gurur
Kulluk, Allah'a karşı minnettarlık (Şükr)
Kulluk, Allah'a teslimiyet
Kurban, kurbanın toplumsal fonksiyonu
Rızık, Rızık, Rızıklanma
Tevhid, İslam inancı
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Karşılıklı konuşan arkadaşı ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı inkâr mı ettin?"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55623, KK18/37
Hadis:
قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ سَوَّاكَ رَجُلًا
Tercemesi:
Karşılıklı konuşan arkadaşı ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı inkâr mı ettin?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Kehf 18/37, /
Senetler:
()
Konular:
İman
İman, Esasları
İman, Esasları, Ahirete iman
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, İMAN
KTB, YARATILIŞ
Yaratma, Yaratılış
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19043, T003153
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ بَشَّارٍ قَالُوا حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى رَافِعٍ عَنْ حَدِيثِ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى السَّدِّ قَالَ « يَحْفِرُونَهُ كُلَّ يَوْمٍ حَتَّى إِذَا كَادُوا يَخْرِقُونَهُ قَالَ الَّذِى عَلَيْهِمُ ارْجِعُوا فَسَتَخْرِقُونَهُ غَدًا فَيُعِيدُهُ اللَّهُ كَأَشد مَا كَانَ حَتَّى إِذَا بَلَغَ مُدَّتَهُمْ وَأَرَادَ اللَّهُ أَنْ يَبْعَثَهُمْ عَلَى النَّاسِ قَالَ للَّذِى عَلَيْهِمُ : ارْجِعُوا فَسَتَخْرِقُونَهُ غَدًا إِنْ شَاءَ اللَّهُ وَاسْتَثْنَى . قَالَ فَيَرْجِعُونَ فَيَجِدُونَهُ كَهَيْئَتِهِ حِينَ تَرَكُوهُ فَيَخْرِقُونَهُ فَيَخْرُجُونَ عَلَى النَّاسِ فَيَسْتَقُونَ الْمِيَاهَ وَيَفِرُّ النَّاسُ مِنْهُمْ فَيَرْمُونَ بِسِهَامِهِمْ فِى السَّمَاءِ فَتَرْجِعُ مُخَضَّبَةً بِالدِّمَاءِ فَيَقُولُونَ قَهَرْنَا مَنْ فِى الأَرْضِ وَعَلَوْنَا مَنْ فِى السَّمَاءِ قَسْوَةً وَعُلُوًّا . فَيَبْعَثُ اللَّهُ عَلَيْهِمْ نَغَفًا فِى أَقْفَائِهِمْ فَيَهْلِكُونَ قَالَ فَوَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ إِنَّ دَوَابَّ الأَرْضِ تَسْمَنُ وَتَبْطَرُ وَتَشْكَرُ شَكْرًا مِنْ لُحُومِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ إِنَّمَا نَعْرِفُهُ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِثْلَ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr ve pek çok kişi rivayet ettiler. Lafız İbnü’l-Beşşâr’a aittir. Şöyle dediler: Bize Hişam b. Abdülmelik rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Ebu Uvâne, Katâde’den, o Ebu Râfi’den Ebu Hureyre’nin şu hadisini rivayet etti. Hz. Peygamber (sav) (İskender’in) seddi hakkında şöyle buyurdu: “Her gün kazıp onu delmeye çalışırlar. Tam delecekleri zaman amirleri ‘Artık bırakın, yarın delersiniz’ der. (Onlar da oradan ayrılırlar). Allah onu eski halinden daha sağlam hale getirir. Onların çıkma zamanı geldiğinde ve Allah onları insanların üzerine göndermek istediğinde âmirleri ‘Şimdi dönün yarın Allah’ın izniyle delersiniz’ der. Sonra dönerler ve orayı bıraktıkları gibi bulurlar. Ardından seddi delip insanlara saldırırlar. Bütün suları içerler. İnsanlar onlardan kaçarlar. Sonunda oklarını semaya yükseltirler. Oklar kana bulanmış olarak geri döner. Derler ki: “Yeryüzündeki herkese galip geldik. Gökyüzünde kim varsa ondan daha yüce olduk”. Allah onların enselerinde bir kurt peyda eder ve helak olurlar”. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin olsun ki, onların leşlerini yeryüzündeki hayvanlar yiyecek, semizleşip yağlanacaklardır”.
Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle dedi: Bu hadis hasen gariptir. Bu vecihten sadece bu hadisi biliyoruz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 18, 5/313
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Râfi' Nüfey' b. Râfi' el-Medenî (Nüfey' b. Râfi')
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Kibir, Kibir ve gurur
Kıyamet, alametleri, Ye'cuc-Me'cuc
Peygamberler, Hz. Zülkarneyn
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23893, T002000
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عُمَرَ بْنِ رَاشِدٍ عَنْ إِيَاسِ بْنِ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَزَالُ الرَّجُلُ يَذْهَبُ بِنَفْسِهِ حَتَّى يُكْتَبَ فِى الْجَبَّارِينَ فَيُصِيبُهُ مَا أَصَابَهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb rivayet etti ve şöyle dedi: Bize Ebu Muâviye, Ömer b. Raşid’den, o İyas b. Seleme b. el-Evka’dan, o da babasından rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Kişi büyüklenmeye devam eder ve sonunda zorbalar arasına yazılır ve onların başına gelen onun da başına gelir”.
Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle dedi: Bu hadis, hasen-gariptir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 61, 4/362
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Seleme İyas b. Seleme el-Eslemî (İyas b. Seleme b. Ekva)
3. Ömer b. Raşid el-Yemami (Ömer b. Raşid b. Şecere)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Kibir, Kibir ve gurur
Öneri Formu
Hadis Id, No:
49194, HM009335
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَبِي رَافِعٍ
أَنَّ فَتًى مِنْ قُرَيْشٍ أَتَى أَبَا هُرَيْرَةَ يَتَبَخْتَرُ فِي حُلَّةٍ لَهُ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ إِنَّ رَجُلًا مِمَّنْ كَانَ قَبْلَكُمْ كَانَ يَتَبَخْتَرُ فِي حُلَّةٍ لَهُ قَدْ أَعْجَبَتْهُ جُمَّتُهُ وَبُرْدَاهُ إِذْ خُسِفَ بِهِ الْأَرْضُ فَهُوَ يَتَجَلْجَلُ فِيهَا حَتَّى تَقُومَ السَّاعَةُ
Tercemesi:
Bize Affan rivayet etti ve şöyle dedi: Bize Hammad b. Seleme rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Sâbit, Ebu Râfi’den rivayet ettiğine göre Kureyşli bir genç elbiselerini giyip böbürlenerek Ebu Hüreyre’nin (ra) yanından geçti. Bunun üzerinde Ebu Hüreyre (ra) şöyle dedi: Rasulullah’ı (sav) şöyle derken duydum: “Sizden öncekilerden bir adam elbisesinde böbürlenip yürüyordu. Omuzlarına düşen saçları ve elbiseleri çok hoşuna gidiyordu. Yer onu yuttu. Kıyamet kopana kadar da yerin dibine doğru yuvarlanmaya devam edecektir”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9335, 3/485
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Râfi' Nüfey' b. Râfi' el-Medenî (Nüfey' b. Râfi')
3. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271145, M005454-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو أُسَامَةَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى - وَهُوَ الْقَطَّانُ - كُلُّهُمْ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو الرَّبِيعِ وَأَبُو كَامِلٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ كِلاَهُمَا عَنْ أَيُّوبَ ح وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَابْنُ رُمْحٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ ح وَحَدَّثَنَا هَارُونُ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى أُسَامَةُ كُلُّ هَؤُلاَءِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ حَدِيثِ مَالِكٍ وَزَادُوا فِيهِ « يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame rivayet etti. (T) Bize İbn Nümeyir rivayet etti ve şöyle dedi: Bize babam rivayet etti. (T) Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve Ubeydullah b. Said rivayet ettiler ve şöyle dediler: Bize Yahya –Kattân- rivayet etti. Bu kimselerin hepsi Ubeydullah’tan rivayet etti. (T) Bize Ebu’r-Rabî ve Ebu Kâmil rivayet ettiler (ve şöyle dediler): Bize Hammâd rivayet etti. (T) Bana Züheyr b. Harb rivayet etti ve şöyle dedi: Bize İsmail rivayet etti. Her ikisi de Euyub’den rivayet ettiler. (T) Bize Kuteybe ve İbn Rumh, Leys b. Sa’d’dan rivayet etti. (T) Bize Harun el-Eylî rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vehb rivayet etti ve şöyle dedi: Bana Üsame rivayet etti. Bütün bu kimseler Nâfi’den, o da İbn Ömer’den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber’in (sav) buna benzer bir hadisine “Kıyamet gününde” ifadesini ilave ettiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Libâs ve'z-zinet 5454, /889
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148392, BS011568
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ السَّلاَمِ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ وَلاَ تَحَسَّسُوا وَلاَ تَجَسَّسُوا وَلاَ تَنَافَسُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا ». رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَحْيَى.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İkrâr 11568, 12/12
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdusselam el-Verrak (Muhammed b. Abdusselam b. Beşşar)
7. Muhammed b. Yakub eş-Şeybânî (Muhammed b. Yakub b. Muhammed b. Yusuf)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Hased, Kıskançlık
Hased, Kıskançlık,
Hz. Peygamber, uyarıları
Kardeşlik, insanlar arasında kardeşliğe teşvik,
Kardeşlik, mümin kardeşler birbirlerinin kusurunu örterler
Kibir, Kibir ve gurur
Kin tutmak, Kindarlık
Konuşma, başkalarının konuşmalarına kulak misafiri olmamak
Müslüman, vasıfları
Tecessüs, gizli halin araştırılması
Zan, sû-i zan
Bize Hasan b. Musa, ona Şeybân, ona Yahya, ona Muhammed b. İbrahim b. el-Hâris et-Teymî, ona Muâz b. Abdurrahman, ona da Humran b. Ebân şunu rivâyet etti:
Osman b. Affan’ın (ra) yanına gitmiştim. Kendisi oturuyordu. Sonra güzelce abdest aldı ve şöyle dedi:
"Ben Rasûlullah’ı (sav) burada otururken görmüştüm. Güzelce abdest almış ve ardından şöyle buyurmuştu:
“Her kim şu benim abdest aldığım gibi abdest alır, camiye gider ve iki rekât namaz kılarsa Allah onun geçmiş günahlarını bağışlar.”
Sonra Hz. Peygamber (sav), “Ancak siz bununla aldanarak (günah işlemeyin)” dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40547, HM000459
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَارِثِ التَّيْمِيِّ قَالَ أَخْبَرَنِي مُعَاذُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ حُمْرَانَ بْنَ أَبَانَ أَخْبَرَهُ قَالَ
أَتَيْتُ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ وَهُوَ جَالِسٌ فِي الْمَقَاعِدِ فَتَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ الْوُضُوءَ ثُمَّ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ فِي هَذَا الْمَجْلِسِ تَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ الْوُضُوءَ ثُمَّ قَالَ مَنْ تَوَضَّأَ مِثْلَ وُضُوئِي هَذَا ثُمَّ أَتَى الْمَسْجِدَ فَرَكَعَ فِيهِ رَكْعَتَيْنِ غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ وَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَا تَغْتَرُّوا
Tercemesi:
Bize Hasan b. Musa, ona Şeybân, ona Yahya, ona Muhammed b. İbrahim b. el-Hâris et-Teymî, ona Muâz b. Abdurrahman, ona da Humran b. Ebân şunu rivâyet etti:
Osman b. Affan’ın (ra) yanına gitmiştim. Kendisi oturuyordu. Sonra güzelce abdest aldı ve şöyle dedi:
"Ben Rasûlullah’ı (sav) burada otururken görmüştüm. Güzelce abdest almış ve ardından şöyle buyurmuştu:
“Her kim şu benim abdest aldığım gibi abdest alır, camiye gider ve iki rekât namaz kılarsa Allah onun geçmiş günahlarını bağışlar.”
Sonra Hz. Peygamber (sav), “Ancak siz bununla aldanarak (günah işlemeyin)” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Osman b. Affan 459, 1/214
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
2. Humran b. Eban en-Nemri (Humran b. Eban b. Halid b. Abduamr)
3. Muaz b. Abdurrahman el-Kuraşi (Muaz b. Abdurrahman b. Osman b. Ubeydullah b. Osman)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
5. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
6. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
7. Ebu Ali Hasan b. Musa el-Eşyeb (Hasan b. Musa)
Konular:
Abdest, abdest ve namaza teşvik
Abdest, Hz. Peygamber'in
Abdest, sünnete uygun
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, ABDEST
KTB, NAMAZ,
Namaz, günahların affına vesile olması
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Açıklama: Şeyhân'nın Şartlarına göre isnadı sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41300, HM000621
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَاتَ يَوْمٍ جَالِسًا وَفِي يَدِهِ عُودٌ يَنْكُتُ بِهِ قَالَ فَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ مَا مِنْكُمْ مِنْ نَفْسٍ إِلَّا وَقَدْ عُلِمَ مَنْزِلُهَا مِنْ الْجَنَّةِ وَالنَّارِ قَالَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ فَلِمَ نَعْمَلُ قَالَ اعْمَلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ
{ أَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى }
Tercemesi:
Bize Ebu Muâviye rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize A’meş, Sa’d b. Ubeyde’den, o Ebu Abdurrahman es-Sülemî’den, o da Hz. Ali’den (ra) rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Rasulullah (sav) bir gün oturmuş, elindeki ağaç dalı ile toprağı çiziyordu. Başını kaldırıp şöyle buyurdu: “Her birinizin cennet ve cehennemdeki yeri bilinmektedir”. Oradakiler “Öyleyse neden amel ediyoruz?” diye sordular. Hz. Peygamber (sav): “Amel etmeye devam edin, herkese kendisi için yaratıldığı şey kolaylaştırılır” buyurdu ve şu ayetleri okudu: “Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en olaya hazırlarız (onda başarılı kılarız). Kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. (Leyl, 92/5-10).
Açıklama:
Şeyhân'nın Şartlarına göre isnadı sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ali b. Ebu Talib 621, 1/257
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Sa'd b. Ubeyde es-Sülemi (Sa'd b. Ubeyde)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
Konular:
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cimrilik, zemmedilişi
İman
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, İMAN
KTB, KADER
Küfür, Kafir, Allah'ı inkar etmek
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin