115 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Hasan el-Has'amî, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc (Ebu Velid), ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik'in haber verdiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adam evinden çıkarken; bismillah, tevekkeltü alallah, lâ havle velâ kuvvete illa bi’llah (Allah'ın ismiyle (başlarım). Allah'a tevekkül ettim, güç ve kudret sadece Allah'tandır derse, kendisine: Sen doğru yola iletildin, endişelerinden kurtuldun ve koruma altına alındın denir. Şeytanlar ondan uzaklaşır. (Kaçan şeytanı görünce) Diğer bir şeytan ona, doğru yola iletilmiş, endişeleri giderilip koruma altına alınmış bir adamı nasıl saptırabilirsin ki? der."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: توكلت على الله
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Mütâbaat, rivayetlerin birbirini desteklemesidir. Istılah olarak mütabaat; bir hadisin lafız veya manasına uygun başka bir hadisin farklı bir ravi tarafından tamamen veya kısmen aynı senedle rivayet edilmesidir. Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 228, İstanbul, 2011).
Bize Yahya b. Musa, ona Vekî, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Tembellikten, yaşlılıktan, borçlu olmaktan ve günah işlemekten sana sığınırım. Allah'ım! Cehennem azabından ve fitnesinden, kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden, fakirlik fitnesinin şerrinden, Mesih Deccal fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah'ım! Kar ve dolu suyu ile günahlarımı yıka. Beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi kalbimi günahlardan arındır. Doğu ile batıyı birbirinden uzaklaştırdığın gibi benimle de günahlarımın arasını uzaklaştır."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Kabir azabından, cehennem ateşinden, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl Mesîh fitnesinden sana sığınırım."
Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.
Bize Harun b. Abdullah, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr ona da Ali el-Ezdî'nin naklettiğine göre İbn Ömer kendilerine şunu öğretmiştir: Rasulullah (sav) yolculuğa çıkmak üzere devesine binip yerleştiğinde üç defa tekbir getirir, ardından "bunu bizim hizmetimize veren Allah eksikliklerden münezzehtir. Yoksa, biz ona güç yetiremezdik. Allah'ım! Bu yolculuğumuzda senden iyilik, takva ve razı olacağın ameli isteriz! Allah'ım! Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır. Allah'ım! Uzak (mesafeyi) bize dür (de yakın olsun). Allah'ım! Yolculuğumuzda bizim sahibimiz, ailemizin ve malımızın vekili sensin! Allah'ım! Yolculuğun sıkıntısından, kederli görünüşünden, aile ve malımın kötü hallere düşmesinden sana sığınırım!" diye dua ederdi. (Yolculuktan) döndüğünde de bunları (tekrar) söyler ve "Allah'a dönenler, tövbe edenler, Rabbimize kulluk edenler ve hamd edenleriz" ilavesinde bulunurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Muhammed b. İshak, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da (Amr'ın) dedesi (Abdullah b. Amr es-Sehmî) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) (ashabına) korku (ya kapıldıklarında söylemeleri için bazı) dualar (kelimât) öğretirdi. (Mesela), "Cenâb-ı Hakk'ın gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım" bu dualardandı. [(Sahabe ve hadisin ravilerinden) Abdullah b. Amr (es-Sehmi), evlatlarından aklı erenlere bu duayı öğretir, aklı ermeyen (için) ise yazıp (boynuna) asardı.]
Bize Hayve b. Şurayh, ona Bakiyye, ona Zübeydi, ona Zührî, ona Tarık (b. Muhâşin), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Nebî'ye (sav) akrep sokmuş biri getirildi. (Bunun üzerine Hz. Peygamber) şöyle buyurdu: "Yarattıklarının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım deseydi (akrep) sokmazdı." Veya (ravilerden biri şüpheye düşüp sokmazdı ifadesi yerine) "ona zarar vermezdi" ifadesini zikretti.