2026 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezîd, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, ona Mücahid ve Yezîd b. Ebu Ziyâd, onlara İbn Ebu Leyla ve Ebu Ferve, onlara da Abdullah b. Ukeym şöyle rivayet etmiştir: Huzeyfe su istemişti. Orada yönetici durumunda olan bir kişi gümüş bir kapta ona su getirdi. Huzeyfe kabı fırlattı ve sonra da yaptığından dolayı onlardan özür dileyip şöyle dedi: 'Ben bunu (gümüş kap kullanmayı) yasaklamıştım. Çünkü ben Rasûlullah'ı (sav) işittim şöyle diyordu: "Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, normal ipek veya ince ipekten yapılmış (dibâ) elbiseler giymeyin. Çünkü bunlar, dünyada inanmayanların, âhirette ise bizimdir."
Açıklama: Hadislerde geçen "Dîbâc", "sündüs" ve "ibreysem/ebreysim,/ibrîsem" gibi kelimelerin her üçü de ince ipek kullanılarak dokunmuş, erişi de argacı da ipek olan parlak, gösterişli, bazan da nakışlı ipek kumaşlar için kullanılmaktadır.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezîd, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, ona Mücahid ve Yezîd b. Ebu Ziyâd, onlara İbn Ebu Leyla ve Ebu Ferve, onlara da Abdullah b. Ukeym şöyle rivayet etmiştir: Huzeyfe su istemişti. Oranın yöneticisi durumunda olan bir kişi gümüş bir kapta ona su getirdi. Huzeyfe kabı fırlattı ve sonra da yaptığından dolayı onlardan özür dileyip şöyle dedi: 'Ben bunu (gümüş kap kullanmayı) yasaklamıştım. Çünkü ben Rasûlullah'ı (sav) işittim şöyle diyordu: "Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, normal ipek veya ince ipekten yapılmış (dibâ) elbiseler giymeyin. Çünkü bunlar, dünyada inanmayanların, âhirette ise bizimdir."
Açıklama: Hadislerde geçen "Dîbâc", "sündüs" ve "ibreysem/ebreysim,/ibrîsem" gibi kelimelerin her üçü de ince ipek kullanılarak dokunmuş, erişi de argacı da ipek olan parlak, gösterişli, bazan da nakışlı ipek kumaşlar için kullanılmaktadır.
Bize Şeyban b. Ferruh ve Ebu Kamil –Lafız Ebu Kamil’e aittir-; onlara Ebu Avâne, ona Abdurrahman b. el-Esam, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah (sav) Ömer'e (ra) ince ipekten dokunmuş (sündüs) bir cübbe gönderdi. Bunun üzerine Ömer 'Bunu bana gönderdin. Ama onun hakkında (daha önce) neler söylemiştin!.' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye göndermedim. Ancak parasından istifade edesin diye gönderdim." cevabını verdi.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Yahya b. Habîb ve Haccac b. Şâir -Lafız İbn Habîb’e aittir-; bunlara Ravh b. Ubâde , ona İbn Cüreyc, ona Ebü’z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah’ın (ra) şöyle anlattığını rivayet etmişlerdir: 'Hz. Peygamber (sav) bir gün kendisine hediye edilen ince ipekten dokunmuş (dîbâ/ibrişim) bir kaftan giydi. Sonra onu çarçabuk çıkararak Ömer b. Hattab’a (ra) gönderdi. 'Onu ne çabuk çıkardın ya Rasûlallah!' dediler. O da "Onu bana Cebrail yasakladı." buyurdu. Derken ağlayarak Ömer (ra) geldi ve 'Ya Rasûlallah! Bir şeyden hoşlanmadın ve onu bana verdin! Benim halim ne olacak?' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye değil, ancak satasın diye verdim!." buyurdu. Bunun üzerine Ömer onu iki bin dirheme sattı.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Yahya b. Habîb ve Haccac b. Şâir -Lafız İbn Habîb’e aittir-; bunlara Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ebü’z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah’ın (ra) şöyle anlattığını rivayet etmişlerdir: 'Hz. Peygamber (sav) bir gün kendisine hediye edilen ince ipekten dokunmuş (dîbâ veya ibrişim) bir kaftan giydi. Sonra onu çarçabuk çıkararak Ömer b. Hattab’a (ra) gönderdi. 'Onu ne çabuk çıkardın ya Rasulallah!' dediler. O da "Onu bana Cebrail yasakladı." buyurdu. Derken ağlayarak Ömer geldi ve “Ya Rasûlallah! Bir şeyden hoşlanmadın ve onu bana verdin! Benim halim ne olacak?' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye değil, ancak satasın diye verdim!." buyurdu. Bunun üzerine Ömer onu iki bin dirheme sattı.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Yahya b. Habîb ve Haccac b. Şâir -Lafız İbn Habîb’e aittir-; bunlara Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ebü’z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah’ın şöyle anlattığını rivayet etmişlerdir: 'Hz. Peygamber (sav) bir gün kendisine hediye edilen ince ipekten dokunmuş (dîbâ veya ibrişim) bir kaftan giydi. Sonra onu çarçabuk çıkararak Ömer b. Hattab’a (ra) gönderdi. 'Onu ne çabuk çıkardın ya Rasulallah!' dediler. O da "Onu bana Cebrail yasakladı." buyurdu. Derken ağlayarak Ömer geldi ve 'Ya Rasulallah! Bir şeyden hoşlanmadın ve onu bana verdin! Peki benim halim ne olacak?' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye değil, satasın diye verdim!" buyurdu. Bunun üzerine Ömer onu iki bin dirheme sattı.
Açıklama: Hadiste geçen "Mıtraf" kelimesi, "iki tarafı nakışlı ipek karışımlı bir elbise" şeklinde tanımlanmıştır. Rivayet, som ipekten yapılmayan ipek karışımlı kumaşlardan yapılmış elbiseleri erkeklerin giyebileceğine delil sayılmıştır. (Zürkanî, Şerhu'z-Zürkânî alâ Muvattai'l-İmâm Malik, 1. bsk. thk. Taha Abdurraûf Sa'd, Kahire, 2003, IV, 426).