54 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Râfi, ona Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Nebi (sav) Ramazan Bayramı birinci günü ayağa kalktı ve hutbeden önce namaza başladı sonra insanlara hutbe verdi. Allah'ın Rasulü (sav) hutbeyi bitirince indi ve kadınların bulunduğu tarafa gitti. Bilal'in eline dayanarak onlara öğüt verdi. Bilal elbisesinin eteğini açmıştı. Kadınlar da elbisesinin eteğine sadakalarını atıyorlardı." [(İbn Cüreyc) der ki: Ata'ya 'Fıtır günü verilen sadakayı mı atıyorlardı' dedim. O 'hayır, onlar o vakit sadaka olarak verdikleri şeyleri bırakıyorlardı' dedi. Kadınlar yüzüklerini atıyor, atıyor da atıyorlardı. Ben Ata'ya 'peki şu an için imamın bitirdikten sonra kadınların bulunduğu tarafa gidip, onlara öğüt vermesi bir görev midir dedim. O; ömrüm hakkı için evet, muhakkak ki bu, yöneticilerin üzerine bir haktır, hem onlar neden bunu yapmıyorlar ki dedi.]
Bize Ebu Şeybe'nin oğulları Osman ve Ebu Bekir, o ikisine Veki', ona Süfyan, ona Üsame, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Allah'ın rahmeti üzerine olsun Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) konuşması, dinleyen herkesin anlayacağı şekilde açık ve tane tane idi."
Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Râfi, ona Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Nebi (sav) Ramazan Bayramı birinci günü ayağa kalktı ve hutbeden önce namaza başladı sonra insanlara hutbe verdi. Allah'ın Rasulü (sav) hutbeyi bitirince indi ve kadınların bulunduğu tarafa gitti. Bilal'in eline dayanarak onlara öğüt verdi. Bilal elbisesinin eteğini açmıştı. Kadınlar da elbisesinin eteğine sadakalarını atıyorlardı." [(İbn Cüreyc) der ki: Ata'ya 'Fıtır günü verilen sadakayı mı atıyorlardı' dedim. O 'hayır, onlar o vakit sadaka olarak verdikleri şeyleri bırakıyorlardı' dedi. Kadınlar yüzüklerini atıyor, atıyor da atıyorlardı. Ben Ata'ya 'peki şu an için imamın bitirdikten sonra kadınların bulunduğu tarafa gidip, onlara öğüt vermesi bir görev midir dedim. O; ömrüm hakkı için evet, muhakkak ki bu, yöneticilerin üzerine bir haktır, hem onlar neden bunu yapmıyorlar ki dedi.]
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona el-'Ameş, ona Amr b. Mürra, ona Said b. Müseyyeb, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "En yakın akrabalarını ve onlardan sana en sevimli olanları uyar" ayeti indiğinde Rasulullah (sav) çıkıp Safa Tepesi'ne tırmanıp "baskın var!" diye seslendi. “Seslenen de kim?” dediler. “Muhammed” dediler ve Hz. Peygamber'in (sav) yanına toplandılar. Hz. Peygamber (sav) "ey falanca oğulları, filanca oğulları, falan oğulları, ey Abdümenâf oğulları, ey Abdülmuttalib oğulları!" dedi. Yanına geldiler. Nebî (sav) " şu dağın eteğinden süvarilerin çıkıp (baskın vermek üzere geldiğini) size haber versem beni doğrular mısınız?" buyurdu. “Senin yalan söylediğini görmedik” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ben sizleri pek yakın olan şiddetli bir azap ile uyarıyorum!" buyurdu. Ebu Leheb; “kahrolasıca! Bizi bunun için mi topladın” dedikten sonra kalkıp gitti. Ardından bu (Tebbet) Suresi "Ebu Leheb'in eli kurusun! Nitekim kurudu da!" indi. A'meş, sureyi sonuna kadar okudu.
Açıklama: "En yakın akrabalarını ve onlardan sana en sevimli olanları uyar" ifadesi için bk. Vellevî, Zehîratü'l-'ukbâ, V, 441.
Bize Ebu Şeybe'nin oğulları Osman ve Ebu Bekir, o ikisine Veki', ona Süfyan, ona Üsame, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Allah'ın rahmeti üzerine olsun Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) konuşması, dinleyen herkesin anlayacağı şekilde açık ve tane tane idi."
Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Ömer b. Muhammed, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona da (Abdullah) b. Ömer (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) aramızdayken Veda Haccı hakkında konuşurduk, fakat Veda Haccı'nın ne olduğunu bilmezdik. Sonra Peygamber (sav) Allah'a hamd ve sena etti. Ardından Mesîh Deccâl'den haber verdi ve onun durumunu uzun uzun anlattı. Ve bu konuşmasında şunları da söyledi: "Allah'ın göndermiş olduğu her Peygamber, muhakkak ümmetini Deccâl hakkında uyarmıştır. Deccâl hakkında Nuh da, ondan sonra gelen bütün peygamberler de (ümmetlerini) uyarmışlardır. Deccâl muhakkak sizin içinizde (bu ümmet döneminde) çıkacaktır. Onun özelliklerinden bazısı sizce bilinmese de, Onun üç özelliği Rabbiniz tarafından size açıkça gösterilecektir. Bilin ki Rabbiniz şaşı değildir, Deccâl'ın ise sağ gözü şaşıdır. Onun gözü, sanki salkımda ayırt edilen iri bir üzüm tane gibidir."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Sabit, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir yolculuktaydı. İsmi Enceşe olan siyahi bir köle de şarkı söyleyerek kadınların bindikleri develeri (hızlı hızlı) sürüyordu. Rasulullah (sav) ona "Kristalleri (kadınları) taşıyan develeri sürerken yavaş ol, Ey Enceşe!" dedi. Ravi Ebu Kilâbe, Kristallerle kastedilenin kadınlar olduğunu söyledi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.