137 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb, o ikisine Veki', ona Misar, ona Amr b. Amir el-Ensarî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) hacamat olmuş ve hak ettiğini verme konusunda, kimseye haksızlık etmemiştir."
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona da Humeyd şöyle demiştir: Enes’e hacamat yapan kimsenin ücreti soruldu, o da şöyle dedi: Rasulullah (sav) kan aldırdı ve hacamatı yapan Ebu Taybe'ye iki ölçek yiyecek verilmesini emretti. Bu kölenin sahipleriyle konuştu onlar da köleden aldıkları vergiyi biraz indirdiler. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Tedavi yollarınızın en değerlisi hacamattır." veya "hacamat sizin en iyi ilaçlarınızdandır." [Tirmîzî der ki: Bu konuda Ali, İbn Abbâs ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.] [Tirmîzî der ki: Enes hadisi hasen sahihtir. sahabe ve sahabe dışındaki bazı ilim adamları kan alan kimsenin ücret almasını cazi görmüşlerdir. Şâfii'nin görüşü de bu yöndedir.]
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Safvan b. Hübeyra, ona Ebu Mekîn, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir adama hasta ziyaretine gitti ve ona 'Canın neyi çekiyor?' diye sordu. Adam da 'Buğday ekmeğini çok canım çekiyor' dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) 'Kimin yanında buğday ekmeği varsa kardeşine göndersin' buyurdu. Daha sonra Peygamber (sav) 'Birinizin hastasının canı bir şey çektiğinde, ondan hastasına yedirsin' buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Bekir b. Yunus b. Bükeyr, ona Musa b. Ali b. Rebâh, ona babası, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Hastalarınızı yemeğe ve içmeğe zorlamayınız. Çünkü onları şüphesiz Allah yedirip içirmektedir.”
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki, ona Yunus b. Ebu İshak, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:, "Rasulullah (sav) habis (zararlı, tehlikeli, kötü) ilaçla, yani zehirle tedaviyi yasakladı."
Bize Osman b. Muhammed b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Ahmed b. Ebu Halef, onlara Süfyan, ona Eyyûb b. Musa, ona Nubeyh b. Vehb, ona Ebân b. Osman, ona babası (Hz. Osman) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) ihramlı iken gözleri rahatsız olan kişi hakkında 'Gözlerini sabır otu ile pansuman etsin' tavsiyesinde bulunmuştur."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb, o ikisine Veki, ona Misar, ona Amr b. Âmir el-Ensârî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) hacamat olmuş ve hak ettiğini verme konusunda, kimseye haksızlık etmemiştir."
Bize Muhammed b. Vezîr ed-Dımeşkî, ona Yahya b. Hassan, ona Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Faid mevlası Ubeydullah b. Ali b. Ebu Rafi, ona Hz. Peygamber'in (sav) hizmetlisi olan ninesi Selma şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ne zaman baş ağrısından şikâyet eden kimse olursa ona 'hacamat ol', yine ne zaman ayaklarında ağrı olan kimse olursa ona da 'kına yak' derdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yunus b. Muhammed, ona Fuleyh b. Süleyman, ona Eyyüb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Sa'saa; (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Âmir ve Ebu Davud, o ikisine Fuleyh b. Süleyman, ona Eyyüb b. Abdurrahman, ona Yakub b. Ebu Yakub, ona da Ümmü'l-Münzir bt. Kays el-Ensâriyye şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), beraberinde Ali b. Ebu Tâlib (ra) olduğu halde bizim yanımıza girdi. Ali hastalıktan yeni iyileşmişti. Hz. Peygamber (sav), evin bir köşesinde asılı olan koruk hurma salkımlarımızdan yiyordu. Ali de yemek üzere eline üzüm aldı, ama Hz. Peygamber (sav) 'Sakın, ey Ali! Sen hastalıktan yeni iyileştin' buyurdu. Ümmü'l-Münzir der ki: Sonra ben Peygamber (sav) için şalgam yaprağı ve arpadan bir yemek yaptım. Peygamber (sav) 'ey Ali! Bu yemekten al. Çünkü bu yemek şüphesiz senin için daha yararlıdır' buyurdu."
Bize Muhammed b. Ubeydullah b. Utbe b. Abdurrahman b. el-Kindi, ona Ali b. Sabit, ona Muaz b. Süleyman, ona Ebu İshak, ona Hâris, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "En hayırlı deva (ilaç) Kur'an'dır."