137 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Maruf, Ebu Tahir ve Ahmed b. İsa, onlara İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Abdurabbih b. Said ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her hastalığın bir ilacı vardır. İlacı hastalığa denk (uygun) düşerse, Aziz ve Celil Allah’ın izniyle şifa bulur."
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr Nakıd, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona Ükâşe b. Mihsan'ın kız kardeşi Ümmü Kays bt. Mihsan şöyle rivayet etti: "Yanımda, ağız-boğaz hastalığından (عُذْرَة) dolayı boynuna bir şey astığım oğlum ile birlikte Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girdim. Hz. Peygamber (sav) 'Çocuklarınıza böyle şeyler asarak niçin eziyet ediyorsunuz? Size Hint kökünü (عود الهندي) kullanmanızı tavsiye ederim. Çünkü onda yedi çeşit şifa vardır. Bunlardan biri de zatülcenb (akciğer) hastalığıdır. Bu bitki, ağız-boğaz hastalığına karşı burundan, Akciğer hastalığında ise ağızdan alınır' buyurdu."
Bize Musa b. İsmail ve Muhammed b. Abdullah Huzâî, o ikisine Ebu Eşheb, ona da Abdurrahman b. Tarafe'den şöyle rivayet edilmiştir "Külab gününde dedesi Arfece b. Esad'ın burnu kesildi. Arfece de gümüşten bir burun yaptırdı, ama o, koku yaptı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kendisine altından bir burun yaptırmasını tavsiye etti."
Bize Musa b. İsmail ve Muhammed b. Abdullah Huzâî, o ikisine Ebu Eşheb, ona da Abdurrahman b. Tarafe'den şöyle rivayet edilmiştir "Külab gününde dedesi Arfece b. Esad'ın burnu kesildi. Arfece de gümüşten bir burun yaptırdı, ama o, koku yaptı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kendisine altından bir burun yaptırmasını tavsiye etti."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme ve Said b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Çörek otu ölüm hariç, her derde devadır" [İbn Şihâb der ki: "السَّامَ" ölüm; "الْحَبَّةُ السَّوْدَاءُ" ise Çörek otu'dur.]
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hiçbir hastalık kendi başına bulaşıcı değildir, uğursuzluk da yoktur. Ben ise hayra yorulan güzel sözü severim."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona Mutarrif, ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: "Peygamber (sav) (bize) dağlama (yoluyla tedavi) yapmayı yasakladı, ama biz dağlama yoluyla tedaviye devam ettik. Gel gör ki ne yaralar iyileşti, ne de tedavi başarıya ulaştı." [Ebu Davud der ki: İmran b. Husayn, dağlama ile tedavi yapmadan önce meleklerin selamını işitirdi. Dağlama tedavisi uygulamaya başlayınca selam kesildi, bırakınca eski hali tekrar kendisine döndü.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), ok yarasından dolayı, Sa'd b. Muaz'a dağlama (tedavisi) uygulamıştır."
Bize Harun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bişr, ona Yunus b. Ebu İshak, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) necis (haram) ilaçla tedaviyi yasaklamıştır."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hiçbir hastalık kendi başına bulaşıcı değildir, uğursuzluk da yoktur. Ben ise hayra yorulan güzel sözü severim."