76 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Amre (bt. Abdurrahman), ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) itikafa girdiğinde (itikaf mahallinden çıkmadan) başını bana yaklaştırır, ben de (saçlarını) tarardım. Nebî (sav) insani ihtiyacını giderme dışında hiçbir şey için eve girmezdi."
Bize Kuteybe b. Said, Amr b. Nâkit ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan [b. Uyeyne], ona Ebu Zinâd [Abdullah b. Zekvân], ona A'rec [Abdurrahman b. Hürmüz], ona da Ebu Hureyre, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Eğer müminlere —Züheyr'in rivayetinde ümmetime— zor gelmeseydi onlara her namaz için misvak kullanmalarını mutlaka emrederdim."
Bize Kuteybe b. Said, Amr b. Nâkit ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan [b. Uyeyne], ona Ebu Zinâd [Abdullah b. Zekvân], ona A'rec [Abdurrahman b. Hürmüz], ona da Ebu Hureyre, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Eğer müminlere —Züheyr'in rivayetinde ümmetime— zor gelmeseydi onlara her namaz için misvak kullanmalarını mutlaka emrederdim."
Bize Yahya b. Yahya ve Kuteybe b. Said, o ikisine Cafer b. Süleyman, ona da Ebu İmran el-Cevnî, Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bize, bıyığı kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altı temizliği yapmak ve etek tıraşı olmak konusunda, kırk günden fazla süreyi aşmamamız belirlenmişti."
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona el-Esved b. Amir, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona A’meş, ona Said b. Abdullah b. Cüreyc, ona da Ebû Berze el-Eslemî’nin (ra.) rivâyet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde kulun ayakları ömrünü nerede (ve nasıl) tükettiğinden, ilmiyle ne yaptığından, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, vücudunu ne uğruna yıprattığından sorguya çekilmedikçe (hesap yerinden) hareket edemez." [Tirmizî şöyle demiştir: 'Bu, hasen-sahih hadistir. Saîd b. Abdullah b. Cüreyc Basralıdır; Ebû Berze’nin azâdlısıdır. Ebû Berze’nin ismi ise, Nadle b. Ubeyd’dir.']
Bize Abdullah b. Muhammed er-Rûmî, ona Nadr b. Muhammed, ona İkrime b. Ammâr, ona da Yahya şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Yezid'le birlikte Ebu Seleme'nin yanına gitmek üzere yola çıktık. Kendisine bir haberci yolladık. Çok geçmeden haberci yanımıza (yalnız) geldi. Baktık ki Ebu Seleme'nin evinin yanında bir mescid var. Biz mescitte iken, nihayet Ebu Seleme yanımıza geldi ve dedi ki 'Dilerseniz evime buyrun, dilerseniz burada oturun.' Biz 'Yok, biz burada otururuz, sen bize hadis rivayet et' dediğimizde o, Abdullah b. Amr b. Âs'tan şu hadisi rivayet etti: "Ben bütün günlerimi oruçlu geçiriyor, her gece de Kur'an'ı hatmediyordum. Ya bu durum Hz. Peygamber'e (sav) haber verildi veya kendisi bana (yanına gitmem için) birini yolladı. Huzuruna vardığımda, Nebî (sav) bana 'Senenin tamamında oruç tuttuğun ve her gece Kur'an'ı hatmettiğin haberini aldım' buyurdu. 'Doğrudur Allah'ın Nebî'si! Bununla sadece hayrı (sevap işlemeyi) istemekteyim' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Her aydan üç gün oruç tutman sana yeterlidir' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Nebî'si! Bundan daha fazlasını yapabilirim' dediğimde, Rasulullah (sav) "Muhakkak ki hanımının senin üzerinde hakkı vardır. Misafirlerinin senin üzerinde hakkı vardır. Bedeninin de senin üzerinde hakkı vardır' dedi ve şöyle ekledi: 'Sen en iyisi Allah'ın Nebî'si Dâvûd'un (as) orucunu tut. Zira o insanların en âbidi (çok ibadet edeni) idi.' Ben 'Dâvûd orucu da nedir Ey Allah'ın Nebî'si?' diye sorduğumda, Hz. Peygamber (sav) 'O (as), bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı" diye cevap verdi. (İlaveten bana) 'Kur'an'ı da ayda bir hatmet' diye ekledi. 'Ey Allah'ın Nebî'si! Bundan daha fazlasını yapabilirim' dediğimde de 'O halde haftada bir hatmet. Bunu da aşma. Zira hanımının senin üzerinde hakkı vardır. Misafirlerinin senin üzerinde hakkı vardır. Bedeninin de senin üzerinde hakkı vardır' buyurdu. Abdullah b. Amr 'Ben ısrarcı davrandım, bana da böyle ağır bir yük yüklendi' dedi. Hz. Peygamber (sav) bana 'Bilemezsin, belki ömrün uzun olacak' buyurdu." Abdullah b. Amr sonradan şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber'in (sav) bana dediği senelere ulaştım. Yaşlandığımda da, Allah'ın Nebî'sinin (sav) verdiği ruhsatı kabul etmiş olmayı çok istedim.'
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî, ona Süfyân, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Selîl, ona Ebu Mücîbe el-Bâhilî, ona babası ya da amcası şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip 'ey Allah'ın Rasulü! Ben, geçen sene size gelen adamım' dedim. Hz. Peygamber (sav), 'senin bedenini zayıf görüyorum, hayırdır?' buyurdu. O da 'ey Allah'ın Rasulü! (Oruç tuttuğum için) gündüz yemek yemedim. Sadece geceleyin yemek yedim' dedi. Rasulullah (sav) 'bedenine işkence etmeni sana kim emretti ki' buyurdu. Ben 'ey Allah'ın Rasulü! Ben epeyce güçlüyüm' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'sabır ayı (olan Ramazan'ı) ve ondan sonra bir günü oruçlu geçir' buyurdu. Ben 'epeyce güçlüyüm' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'sabır ayı (olan Ramazan'ı) ve ondan sonra iki günü oruçlu geçir' buyurdu. Ben 'epeyce güçlüyüm' dedim. Bunun üzerine 'sabır ayı (olan Ramazan'ı), ondan sonra üç günü ve haram ayları oruçlu geçir' buyurdu."
Bize Yahya (b. Yahya), ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona Amre bt. Abdurrahman, ona da Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) itikafa girdiğinde, (itikaf mahallinden çıkmadan) başını bana yaklaştırır, ben de saçlarını tarardım. İnsani ihtiyacı (tuvalet) dışındaki bir sebeple de eve girmezdi."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Mansur, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir: Allah, bedenlerine döğme yapan ve yaptıran, yüzünün tüylerini yolan, güzel görünmek için dişlerinin arasını yontarak seyrelten ve Allah'ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etmiştir. Abdullah'ın bu sözü Esed oğullarından Ümmü Yakub denilen bir kadının kulağına gitti ve hemen gelip Abdullah b. Mesûd'a “işittim ki sen şöyle şöyle kadınlara lanet ediyormuşsun” dedi. İbn Mesûd da ona “Rasulullah'ın (sav) lanet ettiği kimselere ben niye lanet etmeyeyim ki? Hem bu zaten bu Allah'ın kitabında da yer almıştır” dedi. Kadın “ben Mushaf'ın iki kapağı arasında ne varsa hepsini okudum, ama senin söylediğini orada bulamadım” dedi. İbn Mesûd da ona “eğer sen onu hakkıyla okumuş olsaydın elbette bulurdun. Sen "Rasul size ne verdiyse onu alın, size neyi yasak ettiyse ondan da sakının" (Haşr, 7) ayetini okumadın mı?” dedi. Kadın “evet” dedi. İbn Mesûd “Rasulullah bunları yasakladı işte” dedi. Kadın “senin aileni de bunları yaparken görüyorum” dedi. İbn Mesûd “git aileme bak bakalım (bunarı yapıyor mu?)” dedi. Kadın gidip baktı, ama aradığı şeyi göremedi. Bunun üzerine İbn Mesûd “eğer ailem böyle yapmış olaydı, bir arada olmazdık” dedi.