Giriş

Bana Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymî, ona Ebu Hâtim et-Temmâr, ona da el-Beyâdî (Ferve b. Amr) şöyle rivayet etmiştir: "Sahabeden bazıları yüksek sesle okuyarak namaz kılarken, Rasulullah (sav) yanlarına geldi ve şöyle buyurdu: 'Namaz kılan kimse Rabbine gizli gizli yalvarmaktadır. O yüzden kişi yaptığı niyazına dikkat etsin. Kur'an'ı yüksek sesle okuyarak birbirinizin huzurunu bozmayın'."


    Öneri Formu
34866 MU000177 Muvatta, Salât, 6

Bana Yahya, ona Malik, ona da Abdullah b. Dinar şöyle anlatmıştır: Abdullah b Ömer, dua ederken, iki elimden birer parmağımla işaret ettiğimi (iki parmağımı havaya kaldırdığımı) gördü ve bunu yapmamı bana yasakladı.


    Öneri Formu
35373 MU000509 Muvatta, Kur'ân, 9

Bize Ali, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Tufeyl b. Amr Rasulullah’a (sav) geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Devs isyan etti ve (İslam’dan) yüz çevirdi. Onlara beddua etsen ya' dedi. Oradakiler Rasulullah’ın (sav) beddua edeceğini sandılar. Lakin Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ım Devs’e hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a) getir' buyurdu.


Açıklama: İsimlerin tam hallerini parantez içinde verelim. Son "ona" dan sonra "da" eki getirelim.

    Öneri Formu
23115 B006397 Buhari, Daavât, 59

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan b. Uyeyne el-Hilâ, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi'nin şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İmam, âmin dediğinde siz de âmin deyin çünkü melekler de âmin derler. Kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelirse, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını affeder."


    Öneri Formu
23122 B006402 Buhari, Daavât, 63

Bize Yezid b. Muhammed ed-Dımeşkî, ona Abdürrezzak b. Müslim ed-Dımeşkî (o abidliği ile bilinen, güvenilir müslümanlardandır), ona Müdrik b. Sa'd (Ebû Davud'un hocası Yezid onun güvenilir bir hadis hafızı olduğunu söylemiştir), ona Yunus b. Meysere b. Halbes, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Kim sabaha ve akşama erdiğinde 'Kendisinden başka ilah olmayan Allah (cc) bana yeter. Ben O'na tevekkül ettim. O, yüce arşın sahibidir' sözlerini yedi kez söylerse, Allah (cc) onun bu sözleri gönülden inanarak ya da inanmayarak söylemesine bakmaksızın, o kulunu her şeyden korur."


    Öneri Formu
34161 D005081 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî; (T) Bize Rabî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Leys, ona Said b. Beşir en-Neccârî, ona Muhammed b. Abdurrahman el-Beylemânî, ona babası, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi sabaha kavuştuğunda (Akşam vaktine eriştiğinizde ve sabah kalktığınızda, Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde her türlü övgü O'na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde de O'nu tesbih edin.) (Rum, 30/17-18) ayetlerini okursa, o günün gündüzünde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş sayılır. Kim de bu ayetleri akşamleyin okursa, gecesinde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş olur." [Rabî, hadisi Leys'ten 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
34156 D005076 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bana Malik, ona İbn Şihâb, ona da Ali b. Huseyn b. Ali b. Ebu Talib şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) namazda (rükû ve secde için) her eğilip kalktığında, tekbir alırdı. Allah’a kavuşuncaya kadar, namazını hep böyle kıldı."


    Öneri Formu
34844 MU000164 Muvatta, Salât, 4

Bize Amr b. Osman el-Hımsî, Müemmel b. Fadl el-Harrânî, Ali b. Sehl er-Remlî ve Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, onlara Abdurrahman b. Hassan el-Kinânî, ona Müslim b. Haris b. Müslim et-Temimi, ona da babası (Haris b. Müslim), “Nebi'nin (sav) şöyle buyurdu” diyerek bir önceki hadisin bir benzerini "جِوَارٌ مِنْهَا" ifadesine kadar rivayet etmiş, ancak rivayetinde her iki cümleye de (akşam namazını bitirince ve sabah namazını bitirince cümlelerine) "hiçbir kimse ile konuşmadan" sözünü ilave etmiştir. Ravilerden Ali b. Sehl bu hadisi “Haris b. Müslim'in babası, Haris'e haber verdi ki...” sözleriyle rivayet ederken, Ali ve İbn Musaffa (Haris b. Müslim'in) şöyle rivayet etmişlerdir: "Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Baskın yapılacak yere yaklaşınca ben atımı koşturup arkadaşlarımı geçtim. (Baskını gören) düşman askerleri, beni feryat sesleri ile karşıladılar. Ben de onlara 'Lâ ilahe illallah' sözüyle korununuz dedim. Onlar da bu kelimeyi söyleyip (Müslüman oldular, böylece hem canlarını hem de mallarını kurtardılar). Bunun üzerine arkadaşlarım 'Bizi ganimetten mahrum ettin, diye beni kınadılar. Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelince de, benim yaptığımı anlattılar. Rasulullah (sav) beni çağırdı ve yaptığım işi beğenip 'Bil ki Allah, sana (Müslüman olan) o kimselerden her birine karşılık şu kadar sevap yazmıştır' dedi. [(Ravi) Abdurrahman rivayetinde, 'Hz. Peygamberin söylediği sevabın ne kadar olduğunu unuttum' demiştir.] Sonra Rasulullah (sav) bana 'bunu benden sonra da böyle davranman için sana bir vasiyet yazacağım' buyurdu ve dediği üzere bir vasiyet yazarak mühürleyip bana verdi, ardından bana şöyle dedi:..." Ravi hadisin devamını diğer raviler ile aynı manada aktardı. [İbn Musaffa der ki: Ben Haris b. Müslim b. Haris et-Temimi'yi babasından hadis rivayet ederken işittim.]


    Öneri Formu
34160 D005080 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam âmin dediği zaman siz de âmin deyiniz. Çünkü kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk düşerse, geçmiş günahları bağışlanır." [İbn Şihab dedi ki: Rasulullah (sav) da (namaz kıldırırken) âmin derdi.]


    Öneri Formu
34883 MU000194 Muvatta, Salât, 11

Bize Amr b. Osman el-Hımsî, Müemmel b. Fadl el-Harrânî, Ali b. Sehl er-Remlî ve Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, onlara Abdurrahman b. Hassan el-Kinânî, ona Müslim b. Haris b. Müslim et-Temimi, ona da babası (Haris b. Müslim), “Nebi'nin (sav) şöyle buyurdu” diyerek bir önceki hadisin bir benzerini "جِوَارٌ مِنْهَا" ifadesine kadar rivayet etmiş, ancak rivayetinde her iki cümleye de (akşam namazını bitirince ve sabah namazını bitirince cümlelerine) "hiçbir kimse ile konuşmadan" sözünü ilave etmiştir. Ravilerden Ali b. Sehl bu hadisi “Haris b. Müslim'in babası, Haris'e haber verdi ki...” sözleriyle rivayet ederken, Ali ve İbn Musaffa (Haris b. Müslim'in) şöyle rivayet etmişlerdir: "Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Baskın yapılacak yere yaklaşınca ben atımı koşturup arkadaşlarımı geçtim. (Baskını gören) düşman askerleri, beni feryat sesleri ile karşıladılar. Ben de onlara 'Lâ ilahe illallah' sözüyle korununuz dedim. Onlar da bu kelimeyi söyleyip (Müslüman oldular, böylece hem canlarını hem de mallarını kurtardılar). Bunun üzerine arkadaşlarım 'Bizi ganimetten mahrum ettin, diye beni kınadılar. Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelince de, benim yaptığımı anlattılar. Rasulullah (sav) beni çağırdı ve yaptığım işi beğenip 'Bil ki Allah, sana (Müslüman olan) o kimselerden her birine karşılık şu kadar sevap yazmıştır' dedi. [(Ravi) Abdurrahman rivayetinde, 'Hz. Peygamberin söylediği sevabın ne kadar olduğunu unuttum' demiştir.] Sonra Rasulullah (sav) bana 'bunu benden sonra da böyle davranman için sana bir vasiyet yazacağım' buyurdu ve dediği üzere bir vasiyet yazarak mühürleyip bana verdi, ardından bana şöyle dedi:..." Ravi hadisin devamını diğer raviler ile aynı manada aktardı. [İbn Musaffa der ki: Ben Haris b. Müslim b. Haris et-Temimi'yi babasından hadis rivayet ederken işittim.]


    Öneri Formu
274631 D005080-2 Ebu Davud, Edeb, 100, 101