652 Kayıt Bulundu.
Bize Ali (b. Seleme el-Kuraşî), ona Mâlik b. Suayr, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr) ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "(Namazında sesini çok yükseltme, ama çok da alçak tutma) (İsra 17/110) ayeti, dua hakkında indirilmiştir."
Açıklama: Yani buradaki salat kelimesi ile kastedilen namaz değil, duadır.
Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Cüreyrî [Said b. İyâs], ona Ebu Abdullah el-Cesrî, ona Abdullah b. Sâmit, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Ebu Zer'i hastalığından dolayı ziyaret ettiğinde, yahut Ebu Zer, Rasulullah'ı (sav) hastalığında ziyaret ettiğinde, 'Babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü! Allah azze ve celle'nin en sevdiği söz hangisidir?' deyince, Rasulullah (sav) 'Allah'ın (cc) melekleri için seçtiği 'Rabbim! Seni her türlü eksiklikten tenzih eder ve sana hamdederim. Rabbim! Seni her türlü eksiklikten tenzih eder ve sana hamdederim' sözüdür buyurmuştur." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir.]
Bize Yusuf b. İsa, ona Fadl b. Musa, ona Seleme b. Verdân, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi dua daha faziletlidir?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Rabbinden dünya ve ahirette afiyet ve bağışlanma dile' buyurdu. Sonra ikinci gün tekrar gelerek 'Ey Allah'ın Rasülü! Hangi dua daha faziletlidir?' diye sordu. Rasulullah (sav) ona aynı cevabı verdi. Üçüncü gün tekrar gelip aynı soruyu sorduğunda, Rasulullah (sav) yine aynı cevabı verdi ve şöyle ilave etti: Sana dünya ve ahirette afiyet verilmişse, zaten felaha ermişsin demektir.” [Tirmizî şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-garîbdir. Bu hadisi sadece Seleme b. Verdân tarikiyle bilmekteyiz.]
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona İsmail (b. Uleyye) , ona Abdülaziz (b. Süheyb), ona da Enes (b. Mâlik) (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz dua ettiği zaman, isteğini kararlı bir şekilde istesin. Allah'ım! Dilersen bana ver demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Ebu Bekir, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz yatağına yatmak istediği zaman alt elbisesinin içiyle döşeğini silkelesin. Çünkü kalktıktan sonra yatağın içine nelerin girdiğini bilemez. Sonra sağ tarafına yatsın ve şöyle desin: Rabbim, senin adınla yatar, senin adınla kalkarım. Eğer canımı alırsan ona merhamet et. Eğer canımı almazsan onu sâlih kullarını koruduğun gibi koru."
Bize Ali b. Haşrem, ona Fadl b. Musa, ona Hüseyin b. Vâkıd, ona Ebu İshak (Amr b. Abdullah), ona Hâris (b. Abdullah), ona da Ali (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana 'Affedilmiş dahi olsan, söylediğinde Allah'ın seni bağışlayacağı bazı kelimeleri sana öğreteyim mi?' dedi ve şöyle buyurdu: Büyük ve yüce olan Allah’tan başka ilah yoktur. Son derece şefkatli ve cömert olan Allah’tan başka ilah yoktur. Yüce arşın Rabbi olan Allah her türlü noksan sıfatlardan uzaktır ve ondan başka ilah yoktur." [Ali b. Haşrem, Ali b. Huseyn b. Vâkıd'dan, o da babasından bu hadisin bir benzerini nakletmiş, ancak hadisin sonunda 'Bütün övgüler alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur' cümlesini ilave etmiştir. Tirmizî de şöyle demiştir: Bu hadis garîbdir. Hadisi sadece bu şekliyle Ebu İshâk’ın Hâris'ten onun da Hz. Ali’den rivayetiyle bilmekteyiz.]
Bize Ebu Hişâm Muhammed b. Yezid el-Kûfî er-Rifâî, ona Yahya b. Yemân, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Zeyd el-Ammî, ona Ebu İyâs Muaviye b. Kurre, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ezan ile kamet arasında edilen dua geri çevrilmez. Bunun üzerine sahabe 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse nasıl dua edelim?' dediklerinde, Hz. Peygamber (sav) 'Dünyada ve ahirette afiyet dileyiniz' buyurdular." [Ebu İsa (Tirmîzî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Bu hadisteki 'Öyleyse nasıl dua edelim?' Hz. Peygamber de (sav) 'Dünyada ve ahirette afiyet dileyiniz"' kısmını Yahya b. Yemân eklemiştir.]
Bize Hasan b. Arefe, ona İsmail b. Ayyâş, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Hüseyin, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebu Ümâme el-Bâhilî, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim yatağına abdestli olarak girer, uyuyana kadar zikirle meşgul olur ve gecenin herhangi bir vaktinde Allah’tan dünya ve ahiret hayrına dair bir istekte bulunursa, Allah o kimseye bunu mutlaka verir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Bu hadisi aynı zamanda Şehr b. Havşeb, Ebu Zabye’den, o Amr b. Abese’den o da Hz. Peygamber’den (sav) rivayet etmiştir.]
Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Avn b. Abdullah, İbn Ömer'in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden 'Allahu ekberu kebîrâ, ve'l-hamdülillâhi kesîrâ, ve sübhânallâhi bükraten ve esîlâ (Allah en büyüktür. Sayısız hamd, Allah'a mahsustur. Allah'ı sabah akşam noksan sıfatlardan tenzih ederim)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şöyle şöyle diyen kişi kimdi?' diye sordu. Cemaatten bir adam 'Benim, ya Rasulallah!' deyince, Rasulullah (sav) 'Bu sözler çok hoşuma gitti. Bunlar için, semanın kapıları açıldı' buyurdu. İbn Ömer 'Rasulullah'tan (sav) bunu duyduğumdan beri, o sözleri söylemeyi hiç bırakmadım' demiştir." [Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-sahih-garîbdir. Haccâc b. Ebu Osman, Haccâc b. Meysera es-Savvâf'tır ve künyesi Ebu Salt'tır. Kendisi, hadis ehli nazarında sika bir ravidir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Mis'ar, ona Ebu Akîl, ona Sabık, ona da Peygamber'in (sav) hizmetçisi Ebu Sellâm'dan (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir müslüman ya da bir insan gece yatarken ve sabah kalktığında 'Rabb olarak Allah'ı, din olarak İslam'ı ve peygamber olarak da Hz. Muhammed'i gönül hoşluğu ile benimsedim ve razı oldum' derse, Allah da kıyamet günü o kimseyi razı etmeyi kendi üzerine alır ve mutlaka razı eder."