Giriş

Bize Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, ona Bakıyye b. Velid, ona Habib b. Salih, ona Yezid b. Şurayh, ona Ebu Hay el-Müezzin, ona da Sevbân’ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse insanlara imamlık yaptığında, onları bırakıp da sadece kendisine dua etmesin. Böyle yaparsa onlara hıyanet etmiş olur.”


    Öneri Formu
11332 İM000923 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 31

Bize Ebu Ammâr, ona Vekî, ona A'meş, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah’ım! Muhammed ailesinin rızkını yetecek kadar kıl." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
12884 T002361 Tirmizi, Zühd, 38

Bize Ebu Kureyb ve Muhammed b. Sabbâh, onlara Âiz b. Habib, ona Salih b. Hassân el-Ensârî, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona da İbn Abbâs, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dua ettiğinde avuçlarının içini havaya kaldırarak dua et, dışıyla değil. Duaya son verdiğin zaman da avuçlarının içini yüzüne sür."


    Öneri Formu
12969 İM001181 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 119

Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Ebu Said Muhammed b. Müslim b. Ebu Vazzâh el-Müeddib, ona Abdülkerim el-Cezerî, ona Mücâhid, ona da Abdullah b. Sâib şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), güneş tam tepeden batıya meylettikten sonra, öğlenin farzından önce dört rekat nafile namaz kılar ve 'Bu, göğün kapılarının açıldığı bir andır. Ben o anda benim için salih bir amelin (Allah katına) yükselmesini istiyorum' buyururdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şu değerlendirmede bulunmuştur: Bu konuda Ali ve Ebu Eyyûb'den de hadis rivayet edilmiştir. Abdullah b. Sâib hadisi, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'den (sav) rivayet olunduğuna göre o, güneşin zevalinden sonra dört rekat nafile namaz kılar ve sadece son rekatında selam verirdi.']


Açıklama: Bu dört rekatlık namazın, öğle namazının ilk sünnetinden ayrı olup 'zevâl sünneti' olarak isimlendirilen nafile bir namaz olduğu da söylenmiştir. (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 479).

    Öneri Formu
12366 T000478 Tirmizi, Vitr, 16

Bize Ahmed b. Menî, ona Hüşeym, ona da Husayn şöyle rivayet etmiştir: "Bişr b. Mervân hutbede ellerini kaldırarak dua ederken, Umâre b. Rüveybe es-Sekafî'nin şöyle dediğini işittim: 'Allah, onun şu iki küçük elini beter etsin! Ben, Rasulullah'ın (sav), duada ellerini ancak şu kadar kaldırdığını gördüm.' (Hadisin râvilerinden) Hüşeym, işaret parmağıyla (Umâre'nin neyi kastettiğini) tarif etmiştir." [Ebu İsa, bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]


Açıklama: ''الْقُصَيِّرَتَيْنِ'' ifadesinin ''lanet olasıca'' şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, III, 38.

    Öneri Formu
12475 T000515 Tirmizi, Cum'a, 19

Bize Bündâr Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyân, ona Seleme b. Küheyl, ona Hucr b. Anbes, ona da Vâil b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "Ben, Rasulullah'ın (sav), (Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil)' ayetini okuduğunda, âmîn dediğini ve derken de sesini uzattığı işittim." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Ali ve Ebu Hureyre'den de hadis rivayet edilmiştir. Vâil b. Hucr hadisi, hasen bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından, tâbiîn ve onlardan sonra gelenlerden ilim ehli pek çok kimse bu görüşte olup, 'Kişi âmîn derken sesini yükseltir, kısmaz' görüşünü benimsemişlerdir. Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. Bu hadisi bize Şu'be, ona Seleme b. Küheyl, ona Ebu Anbes Hucr, ona Alkame b. Vâil, ona da babası (Vâil), Hz. Peygamber (sav)'den şöyle rivayet etmiştir: 'Nebî (sav) 'Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil) ayetini okuyup bitirdiğinde, âmîn der ve derken de sesini kısardı.' Tirmizî, Muhammed (b. İsmail el-Buhârî)'den bu hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunduğunu aktarır: 'Bu konuda Süfyan hadisi, Şu'be rivayetinden daha sahihtir. Şu'be, bu hadisi naklederken bazı yerlerde yanılmıştır; Hadisin Ebu Anbes Hucr'dan geldiğini söylemiştir ki, doğrusu Hucr b. Anbes olmalıdır ve o Ebu Seken diye künyelenir. Senedde Alkame b. Vâil ilavesinde bulunmuştur. Ancak hadis Alkame'den rivayet edilmeyip Hucr b. Anbes vasıtasıyla Vâil b. Hucr'dan rivayet edilmiştir. Sonra 'Hz. Peygamber âmin derken sesini kıstı' demiştir, lakin doğrusu 'sesini uzattı' olmalıdır.' Tirmizî bu hadisi Ebu Zür'a'ya sorduğunu ve onu bu hadis hakkında şöyle dediğini de aktarır: 'Bu konudaki Süfyan hadisi, Şu'be'nin rivayetinden daha sahihtir. Nitekim Alâ b. Salih el-Esedî, Seleme b. Küheyl'den Süfyan'ın rivayetine benzer şekilde rivayette bulunmuştur'.]


    Öneri Formu
11444 T000248 Tirmizi, Salat, 70

Bize Kuteybe, ona Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Büreyd b. Ebu Meryem, ona Ebu Havrâ es-Sa'dî, ona da Hasan b. Ali (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana vitir namazında okuyacağım şu kelimeleri (duayı) öğretmişti: Allahım! Hidayet ettiklerin arasına beni de kat. Afiyet verdiklerin arasına beni de kat. Dost edindiğin kimseler arasına beni de dahil et. Bana verdiğin şeyleri hakkımda bereketli kıl. Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru. Zira hükmeden ancak sensin, senin hükmün çiğnenemez. Senin dost edindiklerin rezil rüsvâ da olmaz. Rabbimiz! Yüce ve ulu olan sensin!" [Bu konuda Hz. Ali'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadis olup onu sadece Ebu Havrâ'nın rivayet ettiği tarik vasıtasıyla bilmekteyiz. Ebu Havra es-Sa'dî'nin ismi, Rabî'a b. Şeybân'dır. Vitir namazında okunacak kunût duası hususunda, Nebî'den (sav) bu rivayetten daha güzel bir haberin nakledildiğini bilmiyoruz. İlim ehli vitir namazında okunan kunût meselesinde ihtilaf etmiştir. Abdullah b. Mesud, senenin tamamında vitir namazında kunût yapılmasını benimseyip, bunun rükûdan önce eda edilmesi görüşünü tercih etmiştir. Bu, bazı ilim ehlinin de yaklaşımıdır ki Süfyân es-Sevrî, İbn Mübârek, İshak ve Kûfeli alimler bu görüştedir. Ali b. Ebu Tâlib'den rivayet edildiğine göre o, sadece Ramazan'ın son yarısında (vitir namazında) kunût yapar, onu da rükûdan sonra yapardı. Bir kısım ilim ehli de bu görüşü benimsemiştir ki, Şâfiî ve Ahmed bunlar arasındadır.]


    Öneri Formu
12336 T000464 Tirmizi, Vitr, 10

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Şerîk, ona Ebu İshak, ona Bureyd b. Ebu Meryem, ona da Ebu’l-Havrâ, Hasan b. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Dedem Rasulullah (sav) bana vitir namazındaki kunutta şu kelimeleri (duayı) okumayı öğretti: Allah’ım! Afiyet verdiklerin arasında bana da afiyet ver. Kendine dost edindiğin kimseler arasına beni de kat. Kendilerine hidayet verdiklerin arasına beni de dahil et. Takdir ettiğin kötülüklerden beni koru. Bana verdiğin şeyleri benim için bereketlendir. Şüphesiz hüküm veren sensin, senin hükmüne karşı gelinmez. Senin dost edindiğin kimse asla zelil olmaz. Rabbimiz! Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Sen pek mübarek ve pek yücesin."


    Öneri Formu
12966 İM001178 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 117

Bize Abdullah b. Ömer b. Muhammed b. Ebân el-Cu'fî, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona Zekeriyya, ona Ebu İshak, ona da Amr b. Meymûn el-Evdî, İbn Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Kâbe'nin yanında namaz kılıyorken, Ebu Cehil ve arkadaşları da oturuyorlardı. Bir önceki gün bir deve kesilmişti. Ebu Cehil 'Hanginiz falanca oğullarının (devesinin) derisini alıp secdeye gittiğinde Muhammed'in (sav) omuzlarına koyar?' dedi. Orada bulunanların en şerlisi atılıp deriyi aldı ve Nebî (sav) secdeye vardığında omuzları arasına koydu. Müşrikler kahkaha atıp birbirlerine bu durumu eğlenerek işaret etmeye başladılar. Ben de ayakta olanları izliyordum. Eğer gücüm olsaydı onu Rasulullah'ın (sav) sırtından kaldırıp atardım. O esnada Hz. Peygamber (sav) secdede idi ve başını kaldırmadı. Nihayet biri gidip Fatıma'ya haber etti de o çıkageldi. O da genç bir kızdı. Deriyi kaldırıp attı. Ardından oradakilere dönüp sert sözler söyledi. Nebî (sav) namazını bitirince sesini yükseltti, sonra da onlara beddua etti. Hz. Peygamber (sav) dua ettiğinde üç kere eder, (Allah'tan) istekte bulunduğunda da üç kere bulunurdu. Sonra üç kere 'Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum' buyurdu. Nebî'nin (sav) sesini işittiklerinde gülme hali onlardan gidiverdi ve duasından korktular. Daha sonra 'Allah'ım! Ebu Cehil b. Hişam'ı, Utbe b. Rebîa'yı, Şeybe b. Rebîa'yı, Velid b. Ukbe'yi, Ümeyye b. Halef'i ve Ukbe b. Ebu Mu'ayt'ı sana havale ediyorum' dedi. Yedinci bir isim daha zikretti ama onu ezberleyemedim. Muhammed'i (sav) hak ile gönderene yemin olsun ki, Hz. Peygamber'in (sav) isim vererek zikrettiği kimselerin bedenlerini Bedir günü yere serilmiş vaziyette gördüm. Akabinde de Bedir kuyusuna atıldılar." [Hadisin ravilerinden Ebu İshak, Velid b. Ukbe'nin bu hadiste zikredilmesinin hatalı olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
2693 M004649 Müslim, Cihad ve Siyer, 107


    Öneri Formu
275934 D001425-2 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 5