169 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, ikisine İsmail b. İbrahim, -Ebu Bekir, hocası İbn Uleyye ile rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena İbnu Uleyye (Bize hocamız İbn Uleyye rivayet etti) demiştir- ona Halid, ona Velid b. Müslim, ona Humran, ona da Osman rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan başka ilah olmadığını bilerek (iman ederek) ölen kişi cennete girecektir."
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Süheyl, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İman yetmiş veya altmış küsür şubedir. En üstünü kelime-i tevhîd yani Allah'tan başka ilah yoktur' sözüdür. En aşağısı ise yolda geçenlere eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir."
Bize Ubeydullah b. Said ve İshak b. Mansur, o ikisine Ravh, ona Ubeydullah, ona Ravh b. Ubade el-Kaysî, ona İbn Cüreyc, ona da Ebu Zübeyir şöyle rivayet etmiştir: "Cabir b. Abdullah'a Vurûd (cehenneme uğrama) hakkında soruldu, o da şöyle cevap verdi: Bizler kıyamet günü şöyle şöyle (bazı merhalelerden geçerek) geliriz. Bak, (bizim bu geçişimiz, mertebe olarak) diğer insanların daha üstünde olur. Sonra her ümmet, taptıkları putlarıyla beraber çağrılır; ilk önce tapanlardan başlayarak sırasıyla çağrılır. Sonra Rabbimiz bize gelerek 'Siz kimi bekliyorsunuz?' diye sorar, orada olanlar da 'Rabbimizi bekliyoruz' diye cevap verir. Bunun üzerine Cenab-ı Hak 'Ben sizin Rabbinizim' buyurur. Onlar 'Seni görünceye kadar bekleyeceğiz' derler. Derken Allah Teâlâ onlara tecellî eder (kendini gösterir) ve tebessüm eder. Ardından müminler O’nun peşinden gider. İster münafık ister mümin olsun, her bir insana bir nur verilir ve herkes o nurla beraber yürür." "Cehennem köprüsünün üzerinde, Allah'ın dilediği kimseleri çekip alan çengeller ve dikenler vardır. Sonra münafıkların ışıkları söner, müminler kurtuluşa erer. Kurtulan ilk gurubun yüzleri dolunay gibi parlar. Onların sayısı yetmiş bindir. Hesaba çekilmeden kurtulurlar. Onların ardından gelenler gökteki en parlak yıldızlar gibidir. Sonra şefaat helal olur ve (şefaat ehli), 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen ve kalbinde bir arpa miktarı hayır bulunan kimseler, cehennemden çıkıncaya kadar şefaate devam ederler. Bunlar cennetin avlusuna konulur, cennetlikler onlara su serpmeye başlarlar. Sonunda bunlar sel kalıntısı toprakta biten ot gibi yeşerir ve yanıkları gider. Sonra (cehennemden çıkan son kişiye) ne istediği sorulur, ona dünya ve on katı kadar (cennet nimeti) verilir."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Ebu Ahvas, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır konuşsun ya da sussun."
Bize Amr en-Nâkıd, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer,-hadisin metni Amr'a aittir-, onların hepsine Süfyân b. Uyeyne, ona Ebu Zinâd, ona el-A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin (ra.) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır, kim onları kim ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." [İbn Ebu Ömer'in rivayetinde "onları kim sayarsa..." ifadesi kullanılmıştır.]
Bize Amr en-Nâkıd, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer,-hadisin metni Amr'a aittir-, onların hepsine Süfyân b. Uyeyne, ona Ebu Zinâd, ona el-A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin (ra.) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır, kim onları kim ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." [İbn Ebu Ömer'in rivayetinde "onları kim sayarsa..." ifadesi kullanılmıştır.]
Açıklama: İzzet, güç ve kudret, şeref ve asâlet gibi manalara gelir. Burada izzet ve ululuk, gömlek ve kaftana benzetilmektedir. Nasıl ki insan, sürekli gömlek ve ceket giyiyor, asla onlardan ayrılamıyorsa, izzet ve büyüklük de Allah’ın ayrılmaz iki vasfıdır. Allah’ın bu vasfında hiç kimsenin O’na ortak olması düşünülemez. İzzet ve azamet Allah’ın sıfatı ise, tevazu ve tezellül de kulun sıfatı olmalıdır. Kul asla Allah ile yarışa kalkışmamalı, Allah’a mahsus olan sıfatları kendinde vehmetmemelidir...
Bize Amr en-Nakıd, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer,-hadisin metni Amr'a aittir-, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu Zinad, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır, kim onları kim ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." [İbn Ebu Ömer'in rivayetinde; "onları kim sayarsa" ifadesi kullanılmıştır.]
Açıklama: “Kim onları ezberlerse cennete girer” ifadesi, sadece bunları ezberlemekle cennete girilebileceği anlamına gelmez. Maksat onları öğrenmek, yani Cenâb-ı Hakk’ın ulûhiyetini ve sıfatlarını yakından tanımak, kalbine yerleştirmek, inanmak, korumak ve muktezasınca amel etmektir. Esmâ-i hüsnâ mana itibariyle Yüce Allah’ı en kâmil şekilde tanıtmaktadır. Dolayısıyla bu isimler imanla da alâkalıdır. Bu itibarla hadîs, Allah’ı en doğru şekilde tanıyıp O’na iman etmenin önemini göstermektedir. Bununla birlikte hadîste bir mübalağa ifâdesinin bulunduğu da gözden ırak tutulamaz. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ وِتْرٌ يُحِبُّ الْوِتْرَ