Giriş

Bize Yahya b. Yahya, ona Malik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Malik'ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir: Ebu Talha, Medine'de Ensar'ın en zenginiydi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Beyrahâ denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek, Ey Allah'ın Rasulü! Şüphesiz Allah Teâlâ kitabında; "sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Beyrahâ bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan dedi. Hz. Peygamber de (sav);"işte kazançlı mal budur" ya da "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da öyle yapacağım, Ey Allah'ın Rasulü dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.


    Öneri Formu
4050 M002315 Müslim, Zekat, 42

Bize Muhammed b. Hatim, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes şöyle demiştir: "Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe ermiş olamazsınız" ayeti inince Ebu Talha ey Allah'ın Rasulü! Galiba Rabbimiz, mallarımızdan bir kısmını (yolunda vermemizi) istiyor. Sen şahidim ol ki ben Berîhâ'daki yerimi Allah (cc) için verdim dedi. Rasulullah (sav) ise ona; "orayı akrabalarına ver" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha orayı Hassan b Sabit ve Übey b. Ka'b arasında paylaştırdı.


    Öneri Formu
4051 M002316 Müslim, Zekat, 43

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona İbn Sabbâk, ona da vahiy katiplerinden Zeyd b. Sabit el-Ensârî (ra) şöyle demiştir: Yemâme savaşında çok şehit olunca, Ebu Bekir, yanında Ömer de varken beni çağırdı ve şunları söy­ledi: Ömer bana geldi ve “Yemâme gününde çok insan insan öldürüldü. Savaş meydanlarında, şiddetli muharebelerde, Kur'an hafızları­nın şehit olması sebebiyle, eğer kayıt altına alıp bir araya getirmezsek, ben Kur'an'ın büyük bir kıs­mının kaybolup gitmesinden endişe ediyorum. Ben senin Kur'­ân'ı kayıt altına alıp toplaman gerektiği kanaatindeyim” dedi. Ben de Ömer'e “Rasulullah'ın (sav) yapmadığı şeyi ben nasıl yaparım?” dedim. Ömer “vallahi bu hayırlı bir iştir” dedi. Ömer, Allah benim yüreğime bir ferahlık verip de onun görüşünü benimseyinceye kadar, sürekli bana gelerek bu konuyu gündemde tuttu. Zeyd b. Sabit der ki: Ömer, onun yanında konuşmadan otur­urken, Ebu Bekir bana hitaben “şüphesiz genç ve akıllı bir adamsın. Biz seni itham edecek bir kusur da görmüyoruz. Rasulullah (sav) için vahyi yazıyordun, bu yüzden Kur'an'ı dikkatli araştırıp, sen bir araya topla” dedi. Vallahi eğer Ebu Bekir bana, dağlardan bir dağın taşınmasını teklif etmiş olsaydı, bu iş bana Kur'an'ı toplama işinden daha hafif gelirdi. Bu yüzden ben “Peygamber'in (sav) yapmadığı bir işi nasıl yapıyorsunuz?” dedim. Ebu Bekir “vallahi bu hayırlı bir iştir” dedi. Allah, Ömer ve Ebu Bekir'in gönlünü ferahlattığı gibi benim gönlümü de ferahlatıncaya kadar karşı koymaya devam ettim. Sonra (bu iş gönlüme yatınca) kalktım, Kur'an'ın gereği gibi araştırdım ve onu yazılı bulunduğu deri parçalarından, kürek kemik­lerinden, hurma dallarından ve hafızların ezberlerinden alarak bir araya top­ladım. Tevbe Suresi'nden iki ayeti, sadece Ebu Huzeyme el-Ensârî'nin yanında buldum. O iki ayeti ondan başka kimsenin yanında bulma­dım "Andolsun ki size kendi içinizden öyle bir Peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sizin sıkıntıya düşmeniz ona pek ağır gelir. O size çok düşkün, Müminlere karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir. Rasulüm, bütün bunlara rağmen, onlar yine de sana inanmaktan yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Yalnız O’na dayandım, O’na güvendim. O, büyük arşın Rabbidir.”" (Tevbe, 128-129). Kur'an'ın toplandığı sahifeler, vefat edinceye kadar Ebu Bekir'in, ardından vefat edinceye kadar Ömer'in, sonra da Hafsa bt. Ömer'in yanında kaldı. Bu hadisi, Yunus'un İbn Şihâb'dan rivayetinde Osman b. Ömer ve Leys b. Sa'd, Şuayb'e mutâbaat etmiştir. Leys der ki: Bana Abdurrahman b. Hâlid, bu hadisi İbn Şihâb'dan rivayet ederken “Ebu Huzeyme el-Ensârî'nin beraberinde bul­dum” ifadesini kullanmıştır. Mûsâ der ki: İbrahim, bu hadisi bize İbn Şihâb'dan rivayet ederken “Ebu Huzeyme'nin beraberinde” ifadesi ile aktarmıştır. Yakup b. İbrahim, bu hadisi babasından rivayetinde (Mûsâ b. İsmail'e) mutâbaat etmiştir. Ebu Sâbit de­r ki: Bize İbrahim b. Sa'd bu hadisi bize “Huzeyme'nin beraberinde” yahut “Ebu Huzeyme'nin beraberinde” ifadesi ile rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
32066 B004679 Buhari, Tefsir, (Tevbe) 20

Bize Hafs b. Ömer, ona Şube (b. Haccâc), ona Muhammed b. Ubeydullah Ebu Avn, ona Cabir b. Semure'nin şöyle rivayet ettiğini haber vermiştir. "Ömer (ra), Sa'd b. Ebu Vakkâs'a, 'halk senden namazına varıncaya kadar, her konuda şikâyetçi' dedi. (O da): Ben (namazın) ilk iki rekâtını uzatırım, son iki rekâtını de kısa tutarım. Peygamber'in (sav) namazına uymakta kusur etmem diye cevap verdi. (Hz. Ömer de): Senden beklenen de budur dedi."


    Öneri Formu
6417 D000803 Ebu Davud, Salat, 125, 126

Bize Muhammed b. Ahmed ve Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, onlara İshak b. Yusuf’un şöyle dediğini rivayet etti: Bize Süfyan es-Sevrî, ona Abdülaziz b. Rufey’in şöyle dediğini rivayet etti: Enes b. Mâlik’e: Rasulullah’tan (sav) iyice bellediğin bir hususu bana anlatır mısın? O (Rasulullah (sav)), Terviye (Haccın rükünlerinden Arafat vakfesine çıkışın başlangıç vakti olan zilhicce ayının sekizinci günü) gününde öğle namazını nerede kıldı? diye sordu. (Enes b. Mâlik): Minâ’da (kıldı), dedi. (Abdülaziz b. Rufey’) dedi ki: Peki, Nefr (Minâ’dan ayrılma) günü ikindi namazını nerede kıldı?. O (Enes b. Mâlik): Ebtah’ta (Mekke ile Mina arasında bir yer) dedi. Sonra da: "Sen emirlerinin (haccı idare etmekle görevli âmirlerinin) yaptıklarının aynısını yap!" dedi.


    Öneri Formu
43164 DM001914 Darimi, Menasik, 46

Bize Muhammed b. Ahmed ve Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, onlara İshak b. Yusuf’un şöyle dediğini rivayet etti: Bize Süfyan es-Sevrî, ona Abdülaziz b. Rufey’in şöyle dediğini rivayet etti: Enes b. Mâlik’e: Rasulullah’tan (sav) iyice bellediğin bir hususu bana anlatır mısın? O (Rasulullah (sav)), Terviye (Haccın rükünlerinden Arafat vakfesine çıkışın başlangıç vakti olan zilhicce ayının sekizinci günü) gününde öğle namazını nerede kıldı? diye sordu. (Enes b. Mâlik): Minâ’da (kıldı), dedi. (Abdülaziz b. Rufey’) dedi ki: Peki, Nefr (Minâ’dan ayrılma) günü ikindi namazını nerede kıldı?. O (Enes b. Mâlik): Ebtah’ta (Mekke ile Mina arasında bir yer) dedi. Sonra da: "Sen emirlerinin (haccı idare etmekle görevli âmirlerinin) yaptıklarının aynısını yap!" dedi.


    Öneri Formu
275031 DM001914-2 Darimi, Menasik, 46


    Öneri Formu
3694 M002194 Müslim, Cenaiz, 55


    Öneri Formu
3695 M002195 Müslim, Cenaiz, 56


    Öneri Formu
7161 M002610 Müslim, Sıyâm, 90


    Öneri Formu
14502 M003284 Müslim, Hac, 432