1047 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes (ra), Hz. Peygamber'den (sav) naklen şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), (yeyip içmeden) peş peşe oruç (visâl) tutmayın! buyurdu. (İnsanlar), 'sen peş peşe oruç tutuyorsun!' dediler. Rasulullah (sav) da 'ben sizlerden biri gibi değilim! Ben yedirilir ve içirilirim." buyurdu. [Râvilerden biri şüpheye düşüp "ben gecelerim de yedirilir ve içirilirim" şeklinde rivayet etmiştir.]
Bize Yesere b. Safvân b. Cemil el-Lahmî, ona Nâfi b. Ömer, ona da İbn Ebu Müleyke şöyle demiştir: Şu iki çok hayırlı adam, Ebu Bekir ile Ömer, neredeyse helak olacaktılar. Temîm oğulları süvarileri Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldiğinde, bu ikisi Peygamber'in yanında seslerini yükselttiler. Birisi Mucâşî oğullarının kardeşi olan Akra b. Hâbis'i, diğeri de başka birisini yönetici adayı olarak Hz. Peygamber'e işaret etti. Nâfi der ki: Ben bu işaret edilen kimsenin ismini ezberimde tutamadım. Bunun üzerine Ebu Bekir, Ömer'e “bana muhalefet etmek istiyorsun” dedi. Ömer de “ben sana muhalefet etmek istemedim” dedi. Böylece tartışmada sesleri yükseldi. Bunun üzerine Allah "Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi onunla yüksek sesle konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün amelleriniz boşa gidiverir!" (Hucurât,2) ayetini indirdi. İbn Zübeyir der ki: Bu ayetten sonra Ömer, bir daha Hz. Peygamber'in duyup anlayacağı kadar bile onun huzurunda yüksek sesle konuşmadı. İbn Zübeyir aynı ifadeyi dedesi Ebu Bekir için kullanmadı.